~Part 12~

2.2K 145 15
                                    

Bu seferlik iki bölüm size yeter

Ne kadar süredir yerde yattığımı bilmiyordum, tozdan etraf gözükmüyordu ve acıdan bağıranlarla telaştan çığlık atanların sesleri karışmıştı. Doğrulmaya çalışırken kaburgalarımda bir acı hissetmiştim, ayrıca kaşım da acıyordu ve elimi oraya koyduğumda kanadığını anlamıştım. Ayağa kalkmayı bir şekilde başardım ve Jennie'ye doğru ilerledim. Birden hissetiğim acı ile yere düştüm. Bilincim kapanmadan önce, içeriye giren sağlık ekiplerini ve polisleri görmüştüm. Gözlerimi tekrar açtığımda hastanede olduğumu anlamam biraz zaman aldı. Odaya giren Rose ve Jisoo ile bakışlarımı onlara çevirdim, Rose kesinlikle bitkin düşmüştü ve Jisoo da aşırı endişeliydi. Neler olduğunu anlayamıyordum.

- Biri bana neler olduğunu anlatabilir mi? Ayrıca Jennie nerede?

Jisoo, Rose'yi koltuğu oturttu ve yanıma geldi. Yatağıma oturup yanaklarını şişirdi, şu anda kesinlikle gergin olduğu anlaşılıyordu.

- Patlama oldu, birçok kişi yaralandı ve öldü. Bilincin 2 gündür kapalı ve yaralanmışsın. Yani kaburgalarında da ezikler varmış, ayrıca birkaç yerde kesikler ve morluklar oluşmuş. Polis soruşturma amaçlı orada bulunan tüm sorumluların telefonlarına, bilgisayarlarına falan el koydu. Evimizi aradılar ve ifadeni almak için en kısa zamanda seni bekliyorlar.

- Peki ya Jennie?

- Durumu kritikmiş, doktor vücudunun zayıf olduğunu ve patlamanın olduğu yere yakın olduğu için ağır yaralandığını söyledi. Babası kendini siper ettiği için şanslı olduğunu da ekledi.

- Babası?

- Ölmüş.

Harika, Jennie'nin hayatı bir ayda tamamen değişmişti. Saldırıya uğramış, aşk acısı çekmiş, patlamada yaralanmış ve babasını kaybetmişti. Bunların hepsi de ben hayatına girdiğimde olmuştu. Ağlamayacaktım. Bunların sorumlularını bulacak ve Jennie'nin canını yakan herkese bunu ödetecektim. Buna ben de dahildim. Jisoo ve Rose uyuyakaldığı için yataktan kalktım ve üstümü değiştirip hastaneden kimseye gözükmeden çıktım. Yürüyerek polis merkezine gittim, ifade verecek ve sorumlularla yüzleşecektim. Polis merkezine girdiğimde amirin odasına gittim ve kapıyı çalarak içeriye girdim.

- Benimle konuşmak istemişsiniz, patlama olayı hakkında yani.

- İsmin Lalisa Manoban, değil mi?

- Evet efendim, ifade verecektim.

- Şöyle oturun Bayan Manoban, o gün sorumlu olmadığınızı biliyorum. Ama kamera kayıtlarını incelerken bir şey gördük. Koridorlardan birini kontrol etmişsiniz, Jongin bunu doğruladı ve kendisi güvendiğim bir adamımdır. Bunun doğruluğu hakkında ne diyeceksiniz?

- Tamamen doğru, birini gördüğümü düşündüm ve oraya gittim. Sonra kimseyi göremedim ve geri döndüm. Jongin ile konuştuk, o da ciddiye almadı ve görevime dönmemi söyledi. Oradan çıktığımızda ise sahnenin arkasında o adamı gördük. Jongin'e emir vermesi için baskı yaptım, ama emri geç verdi ve olan oldu. Aslında verseydi bile bir şey değişeceğini zannetmiyorum.

- Neden öyle dediniz? Bildiğiniz bir şey mi var?

- Sanırım bomba ağırlığa duyarlıydı, sahneye çıksaydık şu anda yoktuk.

- Bunu araştırıyoruz, siz nasıl bu kanıya vardınız?

- Adamın elinde çanta vardı, o çantalar sadece devlet tarafından temin ediliyor. Büyük ihtimalle konuşma veya ona benzer bir şey verecekti. Saatlerdir kim olabileceğini düşünüyordum, o adamı bakanlıkta gördüğüme yemin edebilirim. Bir bakanın sözcüsü veya ona benzer bir şeydi. Büyük ihtimalle o sahneye çıktığında neler olacağını bilmiyordu, ona o çantayı vereni bulmalıyız. Daha doğrusu onu oraya yönlendireni.

Bodyguard | JenniexLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin