~Part 7~

3.2K 173 49
                                    

Utanmam hâlâ daha geçmedi

Uyandığımda Lisa çoktan kıyafetlerini giymişti ve karşımda dikiliyordu. Ciddi ifadesi yine yüzüne yerleşmişti.

- Günaydın efendim.

Ona gözlerimi kısarak baktım ve elimi uzattım. Bir an tereddüt etse bile elimi tuttuğunda kendime çekip dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım.

- Günaydın Lisa, unuttuğun şeyi vereyim demiştim.

- Neyi?

-Bunu.

Onu tekrar öptüğümde karşılık vermişti. Kısa bir süre sonra çekilip önüme düşen saçımla ilgilenmeye başladı.

- Babanız sizinle görüşmek istiyormuş, dünkü olay hakkında olduğunu söyledi.

- Onunla konuşmak istemiyorum.

- Siz nasıl isterseniz, efendim.

- Bana efendim deme, gerçekten komik duruyor. Ayrıca hormonlarımın harekete geçmesinde çok etkili.

Hafifçe gülümsedi ve gözlerimin içine baktı. 

- Sen nasıl istersen. Yapmak istediğin bir şeyler var mı?

- Aslında var ama gece bana izin vermediğin için sana kırgınım. O yüzden gidip kahvaltı yapabiliriz, belki sonra bir yerlerde dolaşırız. Ne dersin?

- Mükemmel olur derim. Ayrıca gece neden izin vermediğimi biliyorsun.

Gözlerimi devirip onu öptükten sonra yerimden kalktım. Garip hissetmem gerekiyordu, bir gecede sınırlarım değişmişti. Yattığım bir kızla ertesi gün görüşüyordum, onu öpüyor ve bir yerlere götürüyordum. Hatta yatakta bana istediğini yapmasına da izin vermiştim. Ona aşık olamam. Çıplak olduğumun farkına vardığımda dönüp Lisa'ya baktım. Beni izliyordu ve yüzünde hiç tekin olmayan bir gülümseme vardı. Ona sapık dediğimde gülümsemesi daha çok büyümüştü. Arkamdan sarılıp boynuma bir öpücük bıraktığında yeniden kollarında erimeye hazır hâle gelmiştim.

- Seni yalnız bırakayım, yan odada bekliyor olacağım.

Yan tarafa geçip kapıyı kapattığında umutsuzca iç çamaşırlarımı aramaya başladım. 10 dakikanın sonunda aradığımı bulduğumda büyük bir zafer kazanmış gibi sırıttım. Üstüme dün giydiklerimi giymekten başka çarem olmadığı için diğer kıyafetlerimi aramaya başladım. Son olarak ceketimi bulduğumda gözüme bir kolye çarpmıştı. Yerden alıp incelediğimde arkasına L ve M harflerinin kazınmış olan bir Anka olduğunu gördüm. Aklıma gelen şeyle gülümseyip kolyeyi taktım. Ceketimi giydikten sonra kapıyı çaldım ve Lisa kapıyı açıp sırıttı.

- İlk defa aynı kıyafeti ikinci gün giyiyorsun sanırım.

- Normalde bunu sorun ederdim ama üzerlerinde kokun olduğu için gayet huzurlu hissediyorum.

Dediğim şeyle utanmıştı. Bir dakika. Lalisa Manoban utanmıştı. Rüya mı görüyorum diye kendime hafifçe vurdum, acıya duyarlılığım çok az olduğu için canım yandığında rüya olmadığını anladım. Kollarımı boynuna sarıp onu kendime çektim.

- Artık gidelim mi?

Başını olumlu anlamda sallayınca ondan ayrıldım. Yine o ciddi ifadesi geri gelmişti. Bundan rahatsızdım ama diğerlerinin öğrenmemesi için bu gerekliydi. En azından şimdilik, çünkü babamın 2 günde arkadaş olmamızı garip karşılayacağı kesindi. Otelden ayrılıp olduğumuz yere yakın olan bir kafeye gittik. Lisa güvenli olduğunu düşündüğü bir masaya yönelince ofladım. Bu kız her zaman böyle yapacaktı sanırım. Bu yüzden kendime bir alternatif bulup arkada kalmamı fırsata çevirdim ve vücudunu incelemeye başladım. Kesinlikle dünyadaki en iyi manzaraya sahiptim. Arkasından gelip bir sandalye çektim ve karşısına oturdum. Gerginliği azalmış gibiydi ve bu iyiye işaretti. Garson gelip siparişlerimizi aldıktan 15 dakika sonra yemeklerimiz gelmişti. Yemek yerken bile gözlerimi onun üzerinden çekmiyordum. Bu tanrıça kesinlikle benimdi. Yemeğim bittiğinde bana mutlu olmuş bir ifade ile baktı. Elini uzatınca bir an şaşırdım ve toparlanıp elini tuttum. Tanrıçam kafedeki onu kesen herkese neye sahip olduğunu gösteriyordu. Biraz utanmıştım ama ağzının suyunu akıtarak onu kesen birkaç tane kadın görünce kıskançlıktan Lisa'nın eline daha çok yapışmıştım. Kafeden çıktığımızda bana anlamlı bir bakış attı.

- Ne var?

- Sen beni mi kıskandın?

Elini bırakıp dil çıkardım ve bu onu güldürmeye yetti. Yanıma gelip yanağıma bir öpücük bıraktığında tüm gardımı indirmiştim. Bana sarılıp kokumu içine çekti. Şu an erimemek için herhangi bir sebep bulamıyordum. Tekrardan elimi tutup otele doğru yol aldı. Odaya geri döndüğümüzde ceketinden tutup dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım.

- Bu, ağzının suyunu akıtarak sana bakan kadınlar için.

Şaşkınlıktan dolayı aralanan ağzı beni zorluyordu. Ama onunla bir konuşma yapmak zorundaydım, bu yüzden kendimi toparladım.

- Lisa, neden istemedin?

- Neyi neden istemedim?

- Neyden bahsettiğimi biliyorsun.

- Jennie, bana güveniyorsun değil mi?

- Elbette, yoksa hâlâ daha yanımda olmazdın.

- Neden beni araştırdın?

- Ne?

Duyduğum şey bende şok etkisi yaratmıştı. Bunu bilmesi imkansızdı, Tae işinde çok gizliydi çünkü.

- Beni araştırdın.

- Evet, seni araştırdım ve bunda bir sorun göremiyorum.

- Özelime fazla girmedin mi sence?

- Lisa, biz birlikte olduk. Özelin kalmış gibi mi duruyor?

- Biz birlikte olmadan önce araştırdın. Yani bunu kendini savunmak için kullanma. Sadece bir soru soruyorum, sana zarar verecek değilim.

- Merak.

- Merak ettiğin için özelime girdin yani.

- Lisa, bunu neden bu kadar çok büyütüyorsun? Korumam olduğun için hakkında bilgi sahibi olmak istemem çok normal. Seni tanımaya çalışıyordum.

Bir süre sessiz kalınca cevabını merak ettiğim o soruyu sordum.

- Yaran. O nasıl oldu?

- Ne?

- Leğen kemiğindeki 5 cm büyüklüğündeki yaradan bahsediyorum, nasıl olduğunu merak ediyorum. Çünkü sende bir travma yaratmış gibi.

- Bende travma yaratan yaram değil, Jennie. Bende travma yaratan şey savaş. Bende travma yaratan şey ölen masum insanlar. Bende travma yaratan şey bizi oraya gönderenler. Bende travma yaratan şey beni oraya gönderen kişinin kızı. Sen.

Afallamıştım. Ne demeye çalıştığını anlamakta zorluk çekiyordum.

- Bu ne demek?

- Bu, baban benim de dahil olduğum 2 bin kişiyi bir hiç uğruna savaşa yolladı demek. Tek araştırma yapan sen değilsin, babanın gönderilmemiz için oy verdiğini ve bu oyun belirleyici oy olduğunu biliyorum. Şu an kendimden nefret ediyorum. Çünkü bana geceleri uyku uyutmayan kâbuslarıma, vücudumda taşıdığım yara izine ve arkadaşlarım dahil birçok kişiyi kaybetmeme sebep olan kişinin kızını seviyorum. Olay sadece oy da değil. Bu planı ortaya atan da senin baban. Gece huzurlu bir şekilde uyuduğum için kendimden yine nefret ettim. Babandan da nefret ettim.

Yutkunarak gözlerimin içine baktı.

- Senden de nefret ettim.

Bodyguard | JenniexLisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin