18.Bölüm

956 70 65
                                    

Ehem, evet biliyorum bölümü atmam gereken günde atmadım.Nedenini sormayın, yazmaya üşendim.Hala üşeniyorum ama atmam gerek yoksa beni kesecek bazı şahıslar var.^^

İyi okumalar!



W:Umarım bu ses kaydını Louis'e gösterirken de aynı şeyleri dersin Y/N.

Efendim? Ses kaydı mı?

Y/N:Bildiğime göre, birinin sesini ondan izinsiz bir şekilde kayıt etmek yasaktır; öyle değil mi?

W:Bu yasak sayılmaz-

Y/N:Sayılmasa bile, Louis'e gösterebilirsin.Ona senin bana yaptığın "şakayı" anlatırsam benim yerime sana sinirleneceğinden eminim.

W:Bunu deneyip göreceğiz. 

Hala ne yapmaya çalışıyor bu? Louis bana kesinlikle böyle bir şey için kızmaz, değil mi?

Değil mi..?

------------------------------------

L:Sana gerçekten inanamıyorum.

Louis'in bu sözünden sonra uzun bir sessizlik oluştu.Willow da ben de bunu kime dediğini bilmiyorduk.

L:Böyle bir şeyi nasıl..

Bunu derken de alnını ovuşturduğu için eli gözlerini kapatıyordu, yani bunu da kime dediğini anlayamamıştık.İkimiz de birbirimize kime dediğini anlamaya çalışır gibi bakıyorduk.

W:Bebeğim, kime diyorsun bunu?

L:Bana bebeğim deme.

W:Efendim? Eğer bunun suçlusunun ben olduğumu düşünüyors-

L:Alakası yok.Bana bebeğim diye seslenmenden hoşlanmıyorum.

Willow kürekle kıçına vurulmuş gibi duraksadı, ardından da sessizlikle doldu.

Ardından bizim beklemediğimiz şekilde Louis aniden kafasını kaldırdı ve Willow'a baktı.

L:Oturma odasına geç.Konuşmamız gerekiyor.Özel.

Y/N:Gerek yok, eve gidecektim zaten şimdi.Burada konuşabilirsiniz.

L:Onun adına özür dilerim, yaptığı şakalar bazen gerçekten saçma olabiliyor.Değil mi Y/N?

Doğru ya..Willow'u hala ben zannediyor.Yani az önce onun gözündeki değerimi ben mi düşürdüm?

Vay canına.

Gerçekten salağım.

Y/N:Sorun yok.

Yine kısa bir sessizliğin ardından arkamı dönerek vestiyere astığım montu almaya gittim.Dış kapıdan çıkarken Louis'in el salladığını görerek aynı hareketi ona iade ettim.

Dışarı çıktığım anda yüzümdeki gülümseme soldu.Yerini çatık kaşlara bıraktı.

Willow ölmedikçe rahatlayamayacağım sanırım.

----------------------------------------

Louis'in ağzından;

W:Bunu sürdürmek istemiyorum.

Gözlerimi sinirle dolan gözlere doğrulttum.

L:Sadece parti akşamına kadar bekle Willow, şunu şurasında beş gün kaldı.

W:Altı.

L:Ha altı, ha beş.Ne fark eder?

W:Benim yerimde olsaydın aynı şeyleri söylemezdin eminim.Tanımadığım bir kızın bana olan nefretiyle başa çıkmak zorundayım, hem de rol yüzünden!

(YZ:Gençler Willow'dan çok pis Chloe vibe'ı alıyorum söylemek istedim siz devam edin.)

L:Bak, altı gün daha dayanırsan o zamana kadar dönüşüm muhtemeln bitmiş olacak.Böylece bir taşla iki kuş vuracaksın.

W:Sen nereden biliyorsun?

L:Hassi-

----------------------------------------

Y/N'nin ağzından;

Y/N: Sonra saçlarını savurarak başını kaldırdı ve bir anda dedi ki, "Onun adına özür dilerim."

Lulu: Aynı filmlerdeki gibiii!

Y/N: Değil mi? Bence de.

Ah! Doğru ya, size Lulu'yla arkadaş olduğumuzu söylemeyi unuttum.Yaklaşık 2 aydır kendisinin bir erkek arkadaşı var, bu yüzden ona Louis konusunda güveniyorum.

Şu anda telefonda konuşuyoruz; daha doğrusu, ona Louis'in beni savunduğu anı iki yüz bininci kez anlatıyorum.

Evet.O ana takılı kaldım.

Ve evet, bundan pişman değilim.







Ne kadar az yazdığımı farketmemiş gibi yapın👀

Harikasınız😌

Sağlıcakla kalın! <3



-Ayşegül

mom, dad; how did you meet? 2 /LP fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin