24.Bölüm -Yarı Final-

808 66 90
                                    


L:Y/N! Duştan çıktım, sen girebilirsin.

Louis'in yatağında esneyerek doğruldum.Üstümde doğru düzgün bir şey yoktu, bu yüzden yorganı üstüme tutarak banyoya kadar sürükledim.Louis beni görünce kahkaha atmaya başladığında banyo kapısının arasına sıkışmış yorganı çıkarmaya çalışıyordum.

L:Neyi saklıyorsun? Dün gece görmedim sanki.

Evet, haklıydı aslında.Ama dün geceki kadar özgüvenli hissetmiyordum.Bu yüzden omuzlarımı silkerek yorganı banyoya soktum.Kahkahaları ta burdan duyuluyordu.

Haha, ne komik.

.  .  . 

Oturuyorum.Sandalyenin kenarlarını sıkıca tutuyorum, ancak bir yandan da bırakıp koşmak istiyorum.

Yaklaşık yarım saate uçağım kalkacak.Ama ben hâlâ kararsızlık yaşıyorum.Gitmeli miyim? Neden durup dururken gitmek istedim? Doğru ya, yeni bir sayfa açacağım.Neden? Burada kalıp hazıra konamaz mıyım? Saçmalama Y/N, Lulu Vol2 olmak istemiyorum. Peki burada bir işe girsem? Ama buradan mezun olduğum bir iş yok.Peki McDonalds gibi yerlerde kasiyerlik yapsam? Hayır-

L:Güzelim? Daldın gittin.

Düşüncelerle boğuşurken çoktan yanıma gelmiş olan Louis'i görmemiştim bile.Yüzüme bir iki tokat atıp kendime gelmeyi denedim ama işe yaramıyordu.

Y/N:İyi hissetmiyorum, iki dakika lavaboya gidip geleceğim.

L:Ne? Bebeğim, iyi hissetmiyorsan hastane-

Y/N:Gerek yok, gerçekten.İki dakika bekle beni, olur mu?

Louis ikna olmamışa benzese de kafasını aşağı-yukarı sallayarak önüne döndü.Ben de çantamı onun yanındaki koltuğa bırakıp hızlı adımlarla lavaboya gittim.

Aynanın karşısında yüzüme bakarken hâlâ doğru olanın ne olduğunu anlamaya çalışıyordum, daha doğrusu boş boş düşüncelerle beynimi kurcalıyordum.

Kafamı iki yana sallayarak kendime bugün kalkacak olan bir uçağımın olduğunu ve kalan hayatımı hatırlattım.Lavaboya eğilerek yüzüme bolca su çarpttıktan sonra bir kaç kez duvara vurarak WC'den çıktım.

Bu sefer yavaş yavaş yürüyordum, içten içe burada kalmak istiyordum.Bir dakika, daha az önce bu konuları savuşturmamış mıydım? Kendime sâdık kalmalıyım.

Louis'in oturduğu koltuğa yaklaştığımda elinde bir poşet tuttuğunu gördüm.Yanına yaklaşıp poşettekilerin ne olduğunu sorduğumda poşeti elime tutuşturdu.

L:İçinden birine ihtiyacın var mı? Ağrı kesici, rahatlatıcı krem ve sakinleştirici haplar var içinde.

Y/N:Ne aldın? Bütün bunları neden aldın ki?

L:Yani- az önce iyi hissetmediğini söylemiştin, bu yüzden ben de-

Hafif kıkırdayarak teşekkür ettim.Havalimanına gelişimizden beri ilk kez gülüşümdü bu.

Y/N:Gerek yoktu, sadece heyecanlandım.İlk kez uçağa bineceğim hem.

Louis tam cevap verecekken bir anons yapıldı;

"B2 Kapısındaki uçak tam 15 dakika sonra kalkacaktır! Bütün yolculara duyurulur!"

Derin bir nefes vererek ayağa kalktım.Sanırım vedalaşma vakti gelmişti.Louis de anlamış olacak ki bavullarımı alarak B2 kapısına kadar bana eşlik etti.Çantamı da sırtıma taktıktan sonra tam kapıdan çıkacaktım ki belimden tutarak kendine çekti ve yüzüm geniş bir omuzla buluştu.

Ben de kollarımı boynuna sararak sıkıca sarılmasına karşılık verdim.Başım tam kalbinin üstüne denk geliyordu, bu sayede kalbinin ne kadar hızlı attığını anlayabilmiştim.

En sonunda geri çekildim, sırtımdan düşmüş olan çantamı tekrar sırtıma atarak geri geri yürümeye başladım.Göz temasını bir kez olsun bozmak istemiyordum.O da aynısını yaparak geri geri yürümeye başladı ve böylece ikimiz de kıkırdamaya başladık.

Ama kıkırdamalarımız ben kapının arkasına geçtiğimde son buldu.İkimizin de yüzü yavaşça düştü ve durduk.İşte o an, ilk defa kalabalık bir ortamda beraberken maskesini çıkardı ve bana gülümseyerek el sallamaya başladı.

İnsanlar onu tanımaya başlamıştı ama bu onun umurunda bile değildi.Sadece bana bakıyordu, gözleri sadece benim gözlerime kenetlenmişti.

Diğer insanlar onun baktığı yöne baktığında ben dahil büyük bir kalabalık görmüşlerdi, bu yüzden beni görememeleri için Louis'e son kez gülümseyerek kalabalığın içinde kayboldum.


. . .


"Uçak kalkıyor, herkes hazır mı?"

Anonsu duyan kimseden çıt çıkmayınca uçak hareketlendi ve kalkmak üzere ilerlemeye başladık.O an havalimanının içindeki, etrafı insanlarla dolu olan Louis'i gördüm.


Yüzünü göremesem de ne olduğunu anlayabiliyordum.

Ağlıyordu.

Bu buraya gelişimden beri ikinci kez ağlayışıydı.Nadir ağlardı, bu yüzden o gözyaşlarının içinde ne gibi duygular barındırdığını az çok anlayabiliyordum.

Bana ağlıyordu.Gidişime ağlıyordu.Gözyaşlarını benim için, döküyordu.

Sana yemin ederim Louis, senin kadar bana değer veren birini bulana kadar hayâtım boyunca yalnız yaşayacağım.

Umarım sen de benim için aynılarını düşünüyorsundur.

Seni seviyorum...

-Yarı Final






-Ayşegül

mom, dad; how did you meet? 2 /LP fanficHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin