İstediğin gibi seslen.
"Yanlış yapıyorsun."
Draco yanında duran şekle baktı, saçları her zamanki gibi dağınık ve gözleri karanlıkta parlıyordu.
Diğer adamın yüzünde bir gülümseme hayaletini görebilir ve onu hemen yumruklamak ister."Belki bana söz verdiğin gibi orada durmak yerine gerçekten öğretebilirsin," dedi.
Harry, Draco'nun arkasına yaklaşırken, elleri Draco'nun omuzlarında dururken kıkırdar. Biraz sıkarak, Draco'nun kulağına mırıldanıyor,
"İlk adım: rahatla.
Çok gerginsin.""Tabii, demek senin için çok kolay," diye mırıldanıyor Draco.
Harry başını iki yana salladı, elleri omuzlarından Draco'nun kollarından aşağı hareket etti.
Draco'nun eli, Harry aşağı uzanana, elini kendi elinde tutana ve önlerinde asayı tutmak için ellerini kaldırana kadar asasını otomatik olarak daha sıkı tutar.
Draco, Harry'nin nefesinin kulağının kabuğuna çarptığını ve nefesinin kesildiğini hissedebilir.
"Rahatla aşkım," diye fısıldadı Harry yine.
"Teknik bu. Derin bir nefes alın."Draco yapar.
"Şimdi," diye devam ediyor Harry, "gözlerini kapat. Mutlu anını düşün."
Draco yapar.
Orada, ılık bedenin arkadan kendisine baskı yaptığı anı düşünüyor.
Bir gün önceki sabahı, omzuna yumuşak öpücükler bastırarak nasıl uyandığını ve önceki geceyi, aynı kollarında nasıl kucaklaştığını, kendini güvende hissettiğini düşünüyor.Her zaman güvende hissediyor. Harry her gün ona onu sevdiğini milyonlarca farklı şekilde gösterdiğini düşünüyor.
Düşünüyor ve gülümsüyor.
Ve sonra, tam bir yürek ve kararlılıkla, "Expecto Patronum" diyor.
Gözlerini asasından çıkan parlak bir ışığa açar ve Harry'nin kahkahası kulaklarını doldururken sırıtıyor...
Bir gelincik...
Merlin... Rezil mi olmuştu acaba?
Daha sonra Harry'ye ve Harry'nin kahkaha atan sesine odaklanıyor.
S*ktir et. Rezil olduğu zaman o, böyle gülecekse pek bir önemi yok.
En azından beraber- yalnızken.