Önceki bölümünün devamı~
///
Aradan bir gün geçmiş, sonunda hogsmeade gezisi zamanı gelmişti.
Draco ve Harry, son 2 yıldır hogsmeade gezilerinde Hogwarts'ta kalıyor daha doğrusu beraber karanlık ormandaki gölde vakit geçiriyordular. Şimdi ise
-ilk defa- iki grupta (altın ve gümüş üçlü) beraber olacaktılar.
~
"Biz, kitapları alıp geleceğiz! Siz, bizim için de birer kaymak birası alın! "
Hermione ve Pansy, bir dükkandan kitapları almaya giderken; Blairon ve Drarry çiftleri, kendilerine birer kaymak birası alıp dükkanlarda gezecektiler. Eh, birbirlerine kapılıp başka yerlere gitmezlerse tabii. Eh, Drarry çifti elenmişti sanırım?
"Buraya, ilk defa Sirius sayesinde gelmiştim. Ve hâlâ onun sayesinde gelmeye devam ediyorum."
"Sirius ve Remus'a, sevgili olduğumuzu söylediğimiz zamanı hatırlıyor musun?"
"Nasıl unatabilirim ki?!Sirius neredeyse bayılacaktı! "
"Onu tutmaya çalışırken Remus, yere düşmüştü. "
İkili bir süre daha komik anıları hakkında konuşmuştu. Konuşurken üç süpürgenin yanındaki ağaçlık kısımın altındaki bir banka oturmuştular.
.
.
.Blaise ve Ron çiftleri ise kaymak biralarını almış, (arkadaşlarını düşünüp onlara da almıştılar tabii.) Draco ve Harry'nin yanlarına gidiyordular.
"Blaise..."
"Efenim Kızıl'ım? "
Oh, pekala. Ron, kesinlikle bu Esmer'in ona seslenme tarzına eriyordu.
"Annem... Sanırım benim bir sevgilim olduğunu öğrendi. "
"Ne?! Kızdı mı? Gidip konuşmamı ister misin? "
"Hayır, hayır! Kızmadı tabii! Ama konuşmak istersen engelleyeceğimi sanmıyorum. Tanıştırmak istiyordum zaten. Ama kızarsın diye bir şey demek istemedim. "
Blaise, Ron'a doğru dönüp ellerini, kızıl saçlı sevgilisinin yanaklarına koydu. Sevgilisi bazen onu cidden delirtiyordu. Hem sevgi anlamında hem de sinirlendirmek anlamında.
"Sana asla kızmam. Hem, bende tanışmak isterim Weasley'lerle! "
"Gerçekten mii? " Kızıl saçlı çocuk, sevgilisine bakmak için hafifçe kafasını kaldırdı. Şirin olduğunu düşündüğü bir şekilde, karşısında ona aşık aşık bakan esmere dikti gözlerini.
"Gerçekten Kızıl'ım.~ " Esmer genç, sevgilisine gülümseyip arkadaşlarına doğru ilerlemeye devam etti. Tabii, sevgilisini de elinden tutarak peşinden getirdi.
.
.
."Pans! Şu kitap daha iyi! Hem sen kara büyüler kitabını daha önce almamış mıydın, neden tekrar alıyorsun? " Kıvırcık saçlı kız, 4.kez aynı kitabı alan arkadaşına şaşkınlıkla bakıyordu.
Bu kız ile neden yakın olduklarını, gören herkes anlamıştır sanırım?
Hermione, ilk defa kendinden daha fazla kitap seven birini görüyordu.
Ve- ehm, bu pek görülen bir şey değildi."Koleksiyon yapıyorum ya. Bunların her birinin içinde artı olarak ekledikleri büyüler var. Snape'in gözüne girmek istiyorum. Hem bana diyene bak! Ona kalsa sende burdaki tüm kitapları aldın sayılır. Ayrıca sen, aldığın 1 kitabı kendi defterine de yazıyorsun! "
"Pekala! Seninle bu konuda tartışmayacağım sanırım! Hadi gidelim artık. Yoksa erkekler bizi bırakıp gidecekler. "
"Pfft, Blaise belki zorlar ama Ron ve Harry'nin bizi bırakacağını sanmam. Yine de artık cidden oturmalıyım. Yoksa ellerim ve ayaklarım yer değiştirip yola devam edecek. "
İki kız ellerindeki paketlerle gülüşerek dükkandan çıktılar. Ve arkadaşlarını yanlarına gitmeye başladılar.
~
"-Daha sonra Harry, Sirius'u bırakıp kaçtı. "
"Ama ama- ne yapsaydım?! Çok utandım! "
"Peki ya daha sonra Draco'nun kolunu tutup 'kaçsana mal! Yer bu seni! ' demesi... "
"Hıh, ben sevgilimi düşünüyordum sadece. Draco sana da yazıklar olsun yani ne diyeyim? "
Draco, sevgilisine biraz güldükten sonra onu kolunun altına alıp saçlarını öpmeye başlamıştı. Onun için huzur buydu...
Gözlüklü çocuk ise biraz homurdansa bile sevgilisine dayanamamış ve yanağına bir buse koymuştu.
İkili gülümseyerek birbirlerine bakarken, diğerleri herkesle alakayı geçmiş birbirleri ile yiyişmeye başlamıştı.Onlar için bu, mutluluğun formülü gibi bir şeydi...
.
.
.Pek hayal ettiğim gibi bir bölüm olmadı açıkçası xhsmhdnwmd