12.Bölüm: Yaşıyor mu?

405 45 8
                                    

12.Bölüm: Yaşıyor mu?
"Kendimden kaçıyorum."



(Eda'nın günlüğünden)

08.05.2019

Bir daha elime bu kalemi almak istemiyordum. Ama artık içimde tutamıyorum. Anlatacak kimsem yok. Kızlarla aramı bozdum. Onları kırdım belki de bu dünyaya insanları kırmak için gelmişimdir. Onları kırdım ve gittiler. Yanımdaki insanlar ya gidiyor ya da ölüyor...

Bugün en nefret ettiğim gün... Nefret duygusunu bana bugün öğretti. Bu lanet olası gün... 16 yıl önce kalbim bu duyguyu tattı.

10 yaşımdaki halim gözümün önüne geliyor. Ona soğuk soğuk bakıyorum. Oysa o ağlamaktan gözleri kızarmış bir şekilde kucağındaki ellerine bakıyor. Hatırlıyorum o gün annemin öldüğü gündü. Lanet olası o günün her ayrıntısı zihnimde. Yıllardır denedim ama bir türlü unutamıyorum.

Odamda tek başıma oturuyorum. Evimizin kapısının açılma sesi geliyor. Daha çok gözyaşlarım akıyor. Ayak sesleri geliyor, başımı ellerimin arasına alıyorum. Saçlarımı yolmak istiyorum. Ellerim titriyor, dizlerim titriyor, tüm vücudum titriyor... Korku bütün ruhumu sarmış, beni ele geçirmişti.

Çıplak vücudum bir el tarafından dokunulunca daha çok titriyorum. Gözyaşlarım kan gibi aktı. Çünkü içim kanıyordu. Yaralarım kabuk bağlamazdı. Kaçmak istiyorum, omuzlarımdan baskı yapıyor, kaçamıyorum.

"Beren Kara babanın sana doğum günü hediyesi. Ayrıca anneni sen öldürdüğün için de cezan." diyor sesin sahibi.

Sivri buz kütleleri vücuduma çarpıyor. Derin kesikler atarak gidiyorlardı. Ben yok oluyordum. Her gün kendimi buz gibi hissettim. Kar küresinin camları arasında sıkışmıştım. Odamın kapısı kapandığında öylece duruyorum. Yumruk yaptığım elimi ısırmıştım. Defalarca suyun altında durdum. Banyo yapmayı erkenden öğrenmek istemiştim. Suya bakıyorum üstümdeki zehri alsın istiyorum. Ama almıyor.

İlk defa 10 yaşındayken kendimi öldürmek istemiştim. Bu dünyada yaşamak istememiştim. Bu dünya bana zarar vermekten başka hiçbir şey yapmadı. Elime bıçağı aldığımı hatırlıyorum, bileklerimi kesmiştim. O yaştaki bir çocuğun aklına bile gelmeyecek bir şeydi. Ama benim gibi şeyler yaşayan çocuğun aklına gelirdi.

Gözlerimi açtığımda Metin zevkle beni izliyordu. Ona göre hak etmiştim. Ruhum bir duyguyla daha tanıştı: "Nefret." Ondan nefret etmiştim, Zerrin'den nefret etmiştim, doğum günümden nefret etmiştim. En kötüsü de ben kendimden nefret ettim.

Beni öldürsünler istiyordum. Yaşamak istemiyordum. Kendimi hiçbir zaman sevemedim. Soğukta ceket giymedim, terlediğimde soğuk su içtim, yağmur yağarken şemsiye almadım, saatlerce yağmurun altında durdum hasta olayım diye.

Arkadaş edinemedim. Çünkü o lanet gün yüzünden özgüvenimi kaybettim. Kimseyle konuşmadım. Her duşa girdiğimde üstümdeki pislik gitsin istedim, gitmedi. Ben o günden sonra geceyi sevmeye başladım. Geceleri uyumazdım. O parlak ay ışığına bakardım. Huzur verirdi. İnsanlar beni kabul etmedi. Ben de karanlığa sığındım. Onlar aydınlıkta dururken ben karanlıkta durdum. Çünkü yaralarımı görmesinler istedim. Güçsüz desinler istemedim. Kendimi konuşarak ifade edemedim. Çünkü anlamadılar. Bir şeyler söyledim, anlamadılar. Ne istediğimi anlattım yine anlamadılar. Hiçbir zaman anlaşılmadım. Bana o yüzden yazmak daha rahat gelmeye başladı. Duygularımı daha iyi ifade edebildim.

Karanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin