13.Bölüm: Yanımda mısın?

391 39 5
                                    


13.Bölüm: Yanımda mısın?
"Sonsuza kadar."

İki gün olmuştu. Eda yoğun bakımda uyutuluyordu. Yanına kaç defa gitmek istedim ama kimseyi almadılar. Kızlar eve gitmişlerdi. Arada sırada gelip gelişme olmayınca gidiyorlardı. Mustafa abi reddetse de onu eve gitme konusunda ikna edebildim. Şimdi camdan onu izliyorum. Her yerinde kablolar var. Bir gözünü açsa ciğerlerime o zaman nefes dolacak. Onu orda gördükçe kalbim sıkışıyor.

Ferit karşımda durdu: "Al iyi gelir. İki gündür ne bir şey yedin ne de bir şey içtin." Elindeki karton bardağı aldım. Kahveden bir yudum içtim. "Teşekkür ederim. Hiç gitmedin, sağ ol." Ferit bir an olsun burdan ayrılmamıştı. Bana da destek olmuştu. Çok fazla konuşma fırsatımız olmamıştı. "Önemli değil. Eda'yı çok severim." dedi ve kahvesinden bir yudum aldı.

"Siz ve kızlar Eda'yı ne zamandır tanıyorsunuz?"

"Kızlar beş yıldır arkadaşlar. Ben de bir buçuk yıl önce Ceren'le tanıştım."

"Anladım."

"Yakında düğünümüz var. Seni de davet ediyorum. Lütfen gel. Orada olmanı çok isterim."

"Tabii o zaman işim olmazsa gelirim."

"Bir de bana siz diyip durma. Ferit desen yeter."

"Olur, derim. Tanışmamız da pek iyi olmadı." Gülümsedim.

"O zaman tanışalım. Ferit ben."

"Serkan. Memnun oldum." El sıkıştık. Kahkaha attı.

Gözlerimi cama çevirdim. Derin nefes aldım. Eda ne zaman uyanacaksın, güzelim?

"Yakında uyanacak. Bu kadar endişelenme." dedi Ferit ve yüzüne baktım.

Kaşlarımı çattım. "Bunu sesli mi söyledim?" dedim tereddütle.

"Evet." Anlayışla gülümsedi. "Korkuyorsun, anlıyorum. Aynısı Ceren'in başına gelse ben de senin gibi olurdum. Hatta daha kötü olurdum." Koluma dokundu, "Eda uyunacak. İyi olacak."

Minnettarca gülümsedim. "Buna ihtiyacım varmış."

"Hem Eda daha önce çok acı çekmiş." Kahvesinden içti.

"Nasıl yani?"

"Bilmiyorum ama Eda daha önce de iki kere vurulmuş." Gözlerimi Eda'ya çevirdim. İki kere vurulmuş... Ferit konuşmaya devam etti: "Bu üç oluyor. Bence uyanacak ve bir şeyi kalmayacak. Kızın bünyesi alışık."

Yutkundum. Şimdi böyleyse öncekiler de nasıldı? Çok mu canı yanmıştı? Keşke daha önce tanışsaydık ve onu korusaydım. Bedenine bir kurşun bile girmesine izin vermezdim.

Doktoru iki hemşireyle beraber gördük. Yanlarına gittik. Doktor dudaklarını araladı: "Evet, hayati tehlikesi kalmadı." Ferit gülümseyerek bana baktı. Gülümsemesine karşılık verdim. Sonra gözlerimi yeniden doktora çevirdim. "Onu şimdi uyandıracağız. Yalnız uyandığında her şeye hazırlıklı olmamız lazım."

"Her şeye derken?" Gelecek cevaptan korkuyordum.

"Kurşunu vücudundan zor çıkardık. Mesela hafıza kaybı, eklemlerde problemler. Kollarını hareket ettiremeyebilir, yürüme bozukluğu olabilir. Tabii bunlar sadece ihtimal. Olabilir de olmayabilir de... Biz geçelim."

Yoğun bakıma girdiler. Deli gibi korkuyordum. Eda'ya baktım. Gözlerini açmıştı. "Uyandı işte." dedi Ferit. Kalbimin yeniden attığını hissettim. Yeniden nefes alıyordum sanki. Doktor bir şey söylüyordu. Eda da kısa bir cevap verdi. "Ne konuşuyorlar?" dedim. "Hafızası yerinde mi ona bakıyorlar herhalde."

Karanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin