Tefani: Empati.
Medya: Yine aşk adam Cem Adrian Sen benim şarkılarımsın
Napıyoruz, bakar kör Casper'ın hatalarını görmüyoruz.
Ablamla o günden beri konuşmuyorduk. Neredeyse üzerinden bir hafta geçmişti. Mert'ten özür de dilemişti ama bu defa o benimle konuşmuyordu. Şey benim dilimin kemiği biraz yoktu da, ondan şey deyince, şey oldu.
Off şey işte, ablama hastanede "Beni hiç düşünmüyorsun, ben bir daha Mert'in yüzüne nasıl bakacağım?" deme gafletin de bulundum.
Ama ne yapayım? Ondan almışım bu huyumu, sinirlenince ne söylediğimi bilmiyor, sonra da pişman oluyorum.
Alp abi "Biraz zaman geçsin, dayanamaz o sana, biliyorsun." demişti ama koskoca bir hafta geçti hala konuşmuyor. Bugün seansım vardı onu bile söylemedi biliyor musunuz? Eve de çok geç geliyor, sürekli şirkette.
Kafamın içinde ablamla barışma planları yaparken kliniğin önüne kadar gelmiştim. Içeriye girdigim de yine o esmer kadın oturuyordu. Yanına ilerleyip "Kolay gelsin." dediğimde suratına çok yakışan geniş bir gülümseme sundu.
"Hoşgeldiniz Barın bey, doktor bey sizi bekliyor. Buyrun eşlik edeyim." dedi.
Gülümseyip "Teşekkür ederim, hiç zahmet etmeyin ben giderim." dedim. Bu kadın beni rahatlatıyordu. Geçen defa her zerremi geren odaya ilerleyip kapıyı tıklattım, içeriden "Girin." dendiğini duyar duymaz kapıyı açtım.
Kaçamıyordum madem en hızlı şekilde bitirirdim.
Mert, pardon bu odada Mert bey ayağa kalkıp masanın etrafından dolaşıp yanıma geldi. Elini uzatıp "Hoşgeldin Barın" dedi. Elini tutup küçük bir gülümsemeyle karşılık verdim.
O kendi sandalyesine, ben de masanın önündeki koltuğa oturdum. Bir süre ellerimle oynadım. Şimdi fark ediyordum da güzel parmaklarım varmış.
Mert bey "Beğendin mi ellerini?" dediğinde, ağzımdan bir "Ha?" çıkmıştı. Gülüp "Ben beğendim şahsen ama favorim burnun. O burun için insanlar nelerden vazgeçiyor biliyor musun sen?" demişti.Refleksle direkt burnumu kapattığım da büyük bir kahkaha atmıştı.
Evet, burnum güzeldi. Herkes aşırı beğeniyordu ama burundu işte. Beyaz kemikli suratıma yakışıyordu bence. Ela gözlerimde bazen yeşil çerçeve oluyordu, o yüzden rengini anlamıyordum. Gözlerim biraz çekikti. Dolgun dudaklarım vardı. Ha bir de kalın kaşlarım...
Mert bey "Başlayalım mı?" dediğinde kafamı salladım. Önce klasik sorularla başladı, sonrasında beni sıkıştırmaya çalışıyordu ama kaçıyordum. Ilk geldiğim psikolog değildi sonuçta.
"Interseks olmak sana ne hissettiriyor?" dediğinde öylece suratına baktım.
"Hetero olmak size ne hissettiriyor?" diye sordum. Bu sorudan nefret ediyor, her seferinde aynı karşılığı veriyordum. Mert beyin bunu beni anlamak için sorduğunu biliyordum. Ancak kaçmak için küçük bir fırsatı bile değerlendirirdim.
"Burada benim hakkımda değil, senin hakkında konuşuyoruz Barın." dedi.
Kaçacak bir yerim yoktu, o yüzden anlatmayı seçtim. "Şimdi mi yoksa bundan 3 yıl önce mi nasıl hissettirdiğini soruyorsunuz?" dedim.
Böyle bir cevap beklemediğine emindim ama bunu belli etmeyip "Sen hangisini anlatmak istersen onu soruyorum." dedi.
"Siz söyleseniz olur mu? Çünkü aksi takdirde sonsuza kadar bu konuyu konuşmam ben." dediğimde başını sallayıp "Nasıl öğrendiniz?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN (GAY)
Teen FictionBarın, zor zamanlar geçirmiş bir ınterseksüel bireydi. Ablasının zoruyla gittiği psikoloğa, aşık olacağından habersiz anlatmıştı bütün gerçeklerini. 09.04.2021♡