Ceren sabah uyandığında hala aklı dün gecedeydi. Alaz gerçekten farklı olabilir miydi? "Hah tabiki hayır oda diğerleri gibi sadece farklı taktik kullanıyor. Neden herkes bana ilglii?" diye düşündü Ceren. Sonra sorusunun cevabını aynanın karşısında cevapladı.
Güzeldi ceren. Ortalamanın üzerinde bir fiziği vardı. 1.75 boyunda 48 kg bir kızdı. Aynada kendini baştan aşağı süzdü. Ela gözlerine, fındık gibi küçük burnuna ve pembe dudaklarına baktı. Rahmetli annesine benziyordu ve bu benzerlik onun çok hoşuna gidiyordu.
Sarıya çalan saçlarını dağınık topuz yaptı ve okul için giyinmeye başladı. Evden çıkmadan önce Alaz'ın kot ceketini fark etti ve çıkmadan onu da yanına aldı.
Yarın hafta sonuydu. Sonunda bu lanet hafta da bitti diye düşünüyordu Ceren. Sınıfa girdiğinde herkesin bi yerde toplandığını ve gülüştüğünü gördü. Onlara doğru yaklaştığında 12B sınıfından oyun nicki 'evilcraine' diye tanınan Mert'in onlara yeni bir oyunu anlattığını gördü. Mert bütün pc ve mobil oyunlarını biliyor ve hepsini çok iyi oynuyordu. Kafayı oyunla bozmuştu. Şimdi de her zaman olduğu gibi yeni çıkan bir oyunu heyacanla anlatıyor akşam oynamak için çocuklarla plan yapıyordu.
Ceren oyun oynamayı sevmezdi. Oyun oynamak ona boş ve saçma gelirdi. Bu yüzden onlarla ilgilenmeden kendi yerine geçti. Bugün ne Savaş ile ne de Berkay ile karşılaşmıştı. Savaş'ın nerde olduğunu içten içe merak etse de bunu kendine itiraf edemiyordu. Savaş' ı düşündü. Siyah gözlerini, kalın ve seksi dudaklarını, ıslak odunsu kokusunu.
Sınıfa hocanın girmesi düşüncelerini yıldırım gibi bir çırpıda kesti.
Ceren bugün boş dersi olduğu için okuldan erken çıktı. Oyalanmadan mağarasına gitmeyi ve hafta sonu boyunca oradan çıkmamayı istiyordu. Yolda giderken ara sokaklardan birinden gelen ses dikkatini çekti. Normalde böyle şeylere aldırış etmezdi ama ses tanıdık geldiği için kendini oraya gitmekten alamadı. Sesin olduğu yere sessiz ve dikkatlice ilerlerken sesin sahibinin kim olduğunu bulmuştu. Bir çöp konteynerının arkasına geçip konuşmaları dinlemeye başladı.
Savaş etrafında ki takım elbiseli kalıplı adamlara "Ben size onun işini bitireceksiniz demedim mi?! O herifin cesedini istiyorum! Şimdi sizi gebertmeden gidin ve o herifi gebertin!" Dedi. Ağzı şoke içerisinde açılmış beyni Savaş'ın dediklerini kavramaya çalışıyordu. Bu sert ve kendinden emin görünüm ona o kadar çok yakışıyordu ki. Ne kadar muhteşem olduğunu düşünürken söylediklerinin ciddiyetini hala anlayamamışti Ceren. Bir cinayet suçunu duymuştu ve bu korkunçtu.
Neden olduğunu bilmediği halde hala onu izliyordu. Savaş elini saçına daldırıp çenesini sıkıyordu. Ceren'in birden ayağı kayıp konteynıra çarptığı için ses çıkmıştı. Savaş hemen o tarafa baktı fakat Ceren hızla koşmaya başlayınca arkasından koşmaya başladı. Savaş onun yüzünü görmüş ve tanımıştı.
"Orada dur! Yakalarsam çok kötü şeyler olur!" diye bağırıyordu Savaş. Ceren koşmaya devam etti.
"Bunu bile bile neden durayım gerizekalı!" diye cevap verdi koşarken. Göz ucuyla arkasına baktığında baya uzaklaştığını gördü. Ara sokaklardan birine daldığı sırada önüne çıkan kişiye çarpıp üzerine düşmesi bir olmuştu.
Belini saran elleri ve yüzüne bu kadar yakın olmak istemediği biriydi.
____
Sizce kim?
Oy vermeyi unutmayın Cringe severlerr!
MERT
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cringe Hayatım
Teen FictionKaranlık bir kız olan Ceren peşinde koşan erkeklerle başa çıkabilecek miydi? ____ Bu kitapta bütün cringe tiplemeleri bulunur. Eğer denk geldiyseniz ve eğlenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! G×B-B-B-B