7. Bölüm
"Ceren?"
Alaz içindeki acıyı hissetti.
"Alaz..." diyebildi sadece Ceren. Alaz çok yanlış anlamıştı.
"Yanlış anladın-"
Alaz elini kaldırdı. "Bana açıklama yapmana gerek yok Ceren. Ver şunu bana. Ağırdır baya." diyerek Berkay'ı ele aldı. Ceren normalde açıklama yapmazdı fakat Alaz'a açıklama yapma ihtiyacı hissetmişti.
"Bunu ben hallederim." diyerek Ceren'e baktı Alaz. "Seni de bırakmak isterim ama önce bunu halledeyim."
"Yok sorun değil. Sen evini biliyor musunki?"
"Arkadaşını tanıyorum ondan adres alırım. Hadi görüşürüz." deyip arkasını döndüğünde Ceren elini kaldırdı.
"Alaz!"
Alaz yarım şekilde döndü. "Teşekkür ederim." dediğinde, Alaz gülümsedi ve kafasını salladı.
Ceren gece eve giderken eve tam varmak üzereydi ki önünü bu sefer gerçekten serseriler kesmişti. Etrafını kuşatan üç erkeğe baktı.
"Defolun gidin." diye tısladı. Fakat onların hiç böyle bir niyeti yoktu. Bir tanesi yaklaştı ve elini omzuna koydu.
"Biraz eğlence sadece." diyerek güldü iğrenç bir şekilde. Ceren onun elini alıp sertçe arkaya fırlattı.
"Gidin başımdan." diyerek kaçmaya yetlendi fakat diğeri belinden yakaladı. Debelenmeye çalıştı fakat yüzüne yediği tokat bardağının son noktası olmuştu. Ayağını adamın karnına geçirdikten sonra diğerinden kurtulmaya çalıştı fakat yüzüne yiyeceği bir tane daha tokadı beklerken gözlerini yummuştu ki belini tutan adamın elleri gevşedi. Ve diğeri de yerdeydi.
Ceren önüne gelen saçları geriye iterken yerdeki adamı öldüresiye döven Savaş'a baktı. Diğerleri de kaçmıştı. Gidip Savaş' ı kolundan tutmaya çalıştı ama adam kas yığınıydı.
"Savaş yeter öldüreceksin adamı! Bırak dedim!"
Bunların hiç biri fayda etmeyince Ceren onu sertçe arkaya ittirdi ve yüzüne tokadı indirdi. Savaş kendine geldiğinde derin derin nefesler alıp ayağa kalktı.
"İyi misin?"
Ceren ondan korksa da şu an bunu düşünmedi. "İ-iyiyim..." dedi karanlık harelerine bakarak. Yandaki adam çoktan kaçmıştı.
"Ne yapıyorsun gecenin bu saatinde." diye sitem etti.
"Sana ne! Sana hesap verecek değilim. Kahramanlığın için teşekkür ederim şimdi evime gidiyorum." dese de gözü hala Savaş'ın kana bulanmış elindeydi.
Hızlı hızlı yürümeye başladığında Savaş arkasından yürüyordu. Evine gidene kadar onu takip etti. Ceren eve geldiğinde arkasını dönüp ona baktı.
"Bekle burada." dedi sertçe. İçeriden ilk yardım malzemelerini getirdikten sonra ona yaklaştı ve yüzüne bakmadan elini kendine çekti. Damarlı ellerindeki kanı temizledikten sonra sargı bezi ile sardı.
Savaş yumuşayan bakışları ile onu izledi sadece. Ceren kutuyu tekrar alıp 'İyi akşamlar' dedikten sonra kapıyı kapattı ve sırtını kapıya yasladı.
Elini kalbine götürdü. "Korkudan ölecektim." dedi kendi kendine.
...
Ceren kırmızı bir odanın içindeydi. Gözlerini açmaya ve ellerini hareket ettirmeye çalıştı ama faydasızdı. Derin bir nefes alıp ne yapacağını düşünürken gözlerindeki bant kaldırıldı. Ve onu gördü. Alaz'ı. Alaz karşısında yarı çıplak bir şekilde Ceren'e yaklaştı. Ceren yavru yorgun bir serçeninki gibi atan kalp atışlarını yavaşlatamiyor ve Alaz'ın bir sonraki hamlesini heyecanla bekliyordu. Alaz ona biraz daha yaklaşıp "bunu istediğine emin misin?" dedi. Ceren korkarak ve heyecan içerisinde boğuk bir "evet" dedi. Alaz Ceren'i naif bir şekilde öptü ve yatağın üzerindeki kırbacı aldı. Ceren gözlerin açılmasını fırsat bilip arkasına döndü ve ellerini hareket ettirmesine engel olan şeye baktı. Evet bir kelepçeydi. Dudağını ısıran Ceren önüne döndü ve Alaz'ın onu yönlendirmesiyle yatağa oturdu. Alaz elindeki kırbacı hareket ettirdi ve Ceren uzunca bir "ahh"ladi.
Ceren uykusundan sıçrayarak uyandi ve nefeslerini düzene sokmaya çalıştı. Elini kalbine götürdü sanki atışlarını yavaşlatmak istermiş gibi. "Of lanet bilinçaltı. Kesin o konuşmamızdan dolayı böyle oldu." dedi ve hemen banyoya girdi.
Sabah okulda Berkay'ı görünce göz devirdi. Fakat kahretsin ki Berkay hiç bir şey hatırlamıyordu. Alaz ve Savaş ise bu gün daha sakinlerdi. Savaş dünün etkisinden çıkmış değildi.
Berkay teneffüste onun yanına geldiğinde melül melül bakmaya başladı.
"Beyefendimiz ayılmış mı? Tebrikler." deyip yalandan alkışladı Ceren. Sonra yüzündeki yapmacık gülüşü silip somurttu. "Gerizekalı" diye mırıldandı.
"Dün kötü bir şey yaptım mı?" diye sordu Berkay. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Hangisinden bahsediyorsun?" dedi Ceren. "Ha dur hatırladım..." deyip parmaklarını kaşlarına koydu. "Bana ilişki teklif etmiştin değil mi? Açık açık hem de." dediğinde Berkay gözlerini açtı. Parmağıyla kendini gösterdi.
"Ben mi? Kim?"
"Evet sen. Neden şaşırdın bir gece bir gece derken bunu kastettiğini anlamalıydım zaten." derken ayağa kalktı. "Salak."
Berkay ise arkada gülüyordu. Ceren çantasından emanetini aldı ve diğer sınıfa yürümeye başladı. İçeride beyaz saçlı mavi gözlü bir çocuk görünce eliyle dışarı gelmesini rica etti.
Mert sınıfın önüne geldiğinde Ceren'in elindekini görür görmez onu elinden çekti. "Aahh bebeğim nerelerdeydin sen! Öldüm meraktan."
Ceren, Mert'in playstationu ile olan bağını görünce güldü. "Dün düşürmüştün." dedi sadece.
"Teşekkür ederim. O benim için çok özeldi." dedi Mert. Ceren kafasını sallayıp sınıfa geri girdi. "Garip çocuk." diye mırıldandı.
Öğle arası geldiğinde yemek yemek için kafeteryaya indiğinde tek başına yemek yemenin keyfini çıkarmak istiyordu ki yanına yaklaşan bir kız ile kafasını kaldırdı. Bu kızı tanımıyordu. Beline kadar gelen kahverengi parlak saçları ve alımlı vücudu ile kendini belli ediyordu.
Kız onun yanından geçerken ayağı takılmış gibi yaptı. Bunu yapmasının sebebi sulu yemeği Ceren'in üstüne dökmekti. Öyle de oldu. Gömleği ful salçalı su olan Ceren hışımla ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cringe Hayatım
Подростковая литератураKaranlık bir kız olan Ceren peşinde koşan erkeklerle başa çıkabilecek miydi? ____ Bu kitapta bütün cringe tiplemeleri bulunur. Eğer denk geldiyseniz ve eğlenmek istiyorsanız doğru yerdesiniz! G×B-B-B-B