6

15 3 1
                                    

 
      Notu okumak için elime aldım. Birden Derin'in çığlığı ile kendimizi üst katta bulduk. Ordaydı kim bilmiyordum ama oradaydı. Rüzgar ona doğru yaklaştı. Rüzgar'a bağırdım.

    "Rüzgar dur ben gidicem."

    "Alya saçmalama!" desede hemen adama doğru koştum. Adam kaçıyordu. Notu oku diye bağırdı. Sesi çok tanıdıktı. Babamın sesine çok benziyordu.

    "Ba- baba-" herkes bana baktı. Biz nasıl bir belanın içine girmiştik. Adam bana baktı. Başta sakindi. Ama çok garipti.

     "Sus, kapa çeneni!"

     "Baba sen misin?"

     "Ne babası ya Alya bebeğim baban öldü." dedi Derin. Rüzgar sinirlendi.

     "Derin yavaş gel ayıp."

     "Çok pardon."

     "Baba nolur sen isen birşeyler de."

     "Alya notu oku seni seviyorum kızım." birden evden kaçtı. Hepimiz şok olmuştuk. Kimsede tutamadı mı ya 50 yaşındaki adamı aferim bize. Of salak olabiliriz. Notu elime aldım ve okumaya başladım.

      "Alyam kızım biliyorum bana kızıyorsun içinde yaşadığın geceleri kimseye söylemeden ağladığını bi-"

      "Alya sen ağlıyor musun ve bana söylemiyorsun hiçbirimize nasıl birşey demezsin?" dedi Baran.

      "Aslında hiçbirimiz sayılmaz neyse kız notu okuyor." dedi Meriç. Rüzgar kafasını kaldırdı ve bana üzgün bir şekilde baktı. Bende devam ettim.

      "Mesut'a veya teyzene sakın söylemeyin. Hatta hiç kimseye söylemeyin çünkü  sizin için istediğiniz şeyleri buldum ve tamamını da bulucam. Emin olun ki gerçekler beklediğimizden daha farklı olacak. Rüzgar seni uzun zaman sonra görmek cidden çok güzeldi. Kızımı koruduğun için teşekkürler. Derin, Baran ve Meriç sizi de görmek güzeldi. Hepinizi çok seviyorum. Alya  sana arada notlar bırakacağım. Görüşmek üzere..."

    Herşeyi bırakıp ağlamaya başladım. Biz nasıl bir belaya bulaşmıştık. Babam oradan nasıl kurtulmuştu. Mesut abiye güvenmememiz mi gerekiyordu acaba. Defteri de almıştı babam. Ben ağlarken Meriç yeterince sinirliydi. Göz yaşlarımı sildim. Mutfağa indim. Rüzgar da arkamdan gelmişti.

    "İyi misin Alya?"

    "İyiyim desem inanır mıydın?"

    "Hayır ama olsun sadece acaba bana gerçekten ne hissettiğini söyler misin diye merak ettim."

    "Üzgünüm, kırgınım, kime güveneceğimi bilmiyorum."

    "Bana güvenilirsin. Her zaman yanında olucam. Çünk-"

    "Çünkü?"

    "Boşver."

    "Söyler misin?"

    "..."

    "Emin misin?"

    "Çünkü sen bana iyi geliyorsun." birden sessizlik oldu. Bunu bunu ben beklemiyordum. Değişik bir şeydi değişik bir duygu. Güzeldi. Meriç , Derin ve Baran aşağı indi. Ben hala Rüzgar'ın dediğinde kalmıştım. Derin Meriç ve Baran dışarı çıktı.

    "Rüzgar ne diyeceğimi bilemedim ne hissetmem gerektiğini çok ani oldu. Bende demek istedim sadece. Daha  tanımıyorken sadece seni düşündüm. Sadece Zaman verelim." dedim duygularımı anlatayamayarak. Bizde onların yanına gittik.

     "Ben motosiklet ile gitmeyeceğim." dedim. Rüzgar bana baktı.

     "Siz tartıştınız mı" dedi Baran.

     "Yok sadece yürümek istiyorum."

     "O zaman ben gidiyorum motosikletle görüşürüz."dedi Baran. Rüzgar hiç konuşmadı. Arkasına bile bakmadan gitti. Kırdım sanırım. Meriç, ben ve Derin yürümeye başladık. Derin noldu dedi ve anlatmaya başladım. Derin bana yol boyunca salak, mal, gerizekalı gibi şeyler dedi. Meriç ile ne zamandır konuşamıyordum.

     "Naber?" dedim emin bir şekilde.

     "İyi senden?"

     "İyi."

     "İyi misin gerçekten bu aralar?"

     "Asıl sen iyi misin daha az önce neler yaşadın ve hâlâ çok güçlü davranıyorsun."

     "Biliyor musun güçlü falan davranıyorum."

     "Saçmalama Alya."

     "Son bir şey daha olur ise büyük ihtimalle güçlü falan olamayacağım."

     "Sen öyle san. Bir dakika saçında bir şey var. Bekle alayım." dedi. Saçımdaki yaprak gibi şeyi aldı. Ellerimi tuttu. Ve bana baktı.

     "Emin ol ki bu dünyadaki en güçlü kişi sensin. Öylede kalacak. Sadece kendine güven. Bazen sadece birine sarılmak istiyorum biliyor musun? Teselli edilmek ama olmuyor bunu iyi değerlendir." bunu demesine üzüldüm. Meriç'e birden sarıldım. O sırada Rüzgar'ın bizi izlediğini fark ettim. Aldatmış gibi hissettim. Meriç ile yola devsm ettik. Derin hâlâ bana gerizekalı diyordu. Kampüse girdik. İnsanlar çok mutluydu. Nasıl başarıyordu insanlar mutlu olmayı bilmiyordum. Ben yine düşüncelere dalmıştım. Sınıfa girdiğimizi fark etmedim. Baran yanıma geldi ve bravo dedi.

    "Noldu be?"

    "Çocuk aşkını itiraf ediyor sen ne yapıyorsun ilk önce motosiklet ile gitmiyor daha sonra başka bir çocuk ile el elesin sarılıyorsun. Alya sen ne yapıyorsun? Yaptıklarının farkında mısın? Herkese böyle umut mu vereceksin? Çocuk sinirlenip gitti."

     "Ne nereye gitti?"

     "Sensiz olan bir yere."

     "S*ktir ya bu nasıl bir hayat?" dedim sinirle ve Rüzgar'ı aramaya çıktım. Aradım ama bulamadım. Telefonuna da bakmıyordu. Korkmam normaldi dimi. Daha sonra motosikletinin hâlâ okulda olduğunu gördüm ve yanına gittiğimde oradaydı.

     "Rüzgar?"

     "Ne var?"

     "Özür dilerim sadece düşünmek istemiştim biraz. Bide Meriç olayı yanlış anlaşılmaydı."

      "Bana açıklama yapmak zorunda değilsin."

      "Zorundayım."

      "Neden neyinim sevgilin miyim değilim."

      "Sevdiğim olman yetmez mi"

      "...."

      "Evet seni seviyorum deli gibi seviyorum o gördüğüm ilk andan beri seviyorum. Ama korkuyorum. Meriç bu durumdayken ve ben durumda iken bilmiyorum."

      "...."

      "...."

      "O zaman arkadaş olalım. Birbirine aşık iki arkadaş. Ne zaman istersen bekliyorum. Gerçekten.

       "Seni seviyorum..."

       "Bende seni..."

******
Salak aşıklar olarak tarihe geçer bunlar. Alya bebeğim babanı bulmuşsun. Artık biraz hareketli bir yaşam sizi bekliyor...

  

Alya TepesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin