Evet bu o. Derin'e bu o dedim. Meriç'e bakarak,"Bu- Bu bizim okulda mı?"
"Evet ve bizim sınıfta."
"Şaka mı bu?" Motosikletinden indi ve bana doğru birkaç adım attı. Bende ona doğru birkaç adım attım.
"Egoist."
"Ukala."
"Senin burda ne işin var?"
"Senin ne işin varsa benimde öyle. Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu."
"Dün akşam cebime biri not bırakmış."
"Egoist görmüş."
"Evet." Derin beni çekti Baran ve Meriç birşey anlamamıştı. Meriç ukalayı görünce daha da üzülmüştü. Ukala ise kızmıştı. Adını bilmiyordum. Ne deseydim ki neyse Ukala iyidir. Ukala bana seslendi.
"Kaskım sende."
"Biliyorum çok istiyorsan bize gelip alırsın evin yolunu biliyorsun."
"Egoistsin işte" of cidden of ben egoist de-ğil-im neyse sakin olucam.
İlk ders bedendi. Çantalarımızı bırakıp spor salonuna gittik. İlk ders sıkıcı geçsede ikinci ders güzeldi. Voleybol oynarken top uzaklaşmıştı. Almaya giderken basketbol topu kafama çarpmak üzereydi. Son anda Meriç ve Ukala aynı anda tuttu. Ukala topu bırakıp yanıma geldi. Adım Rüzgar bunu merak ettiğini biliyorum Alya. Şok olmuştum adımı biliyordu gerçi arkadaşlarından öğrenmiştir. Adı güzelmiş. Neyse kendine gel Alya.
Dersler sıkıcı geçiyordu belkide geçmiyordu. Bir an önce eve gitmek istiyordum yine cebimde bir not buldum.
Bugün seni evden alıcam saat 19.00'da hazır ol. Yemek sözüm var. Kaskımı unutma.
İyi bari sözlerini tutan biri bu sefer bizi teyzem almaya gelmişti. Herkesi evine bıraktı ve biz teyzemin kuaförüne gittik teyzem eskiden özel bir grubun makyözüydü. Sonra Bursa'da biryer açtı daha sonra yurtdışında büyük bir yer açtı. Bazı sebeplerden dolayı orayı kapadı ve Bursa'da ki yerini tekrar açtı ama kullanmıyordu.
Biz geldikten birkaç dakika sonra bir bayan gelmişti bakacakken teyzem seslendi bayanın ödemesini aldıktan sonra yanına gittim. Misafiri geldiğini söyledi. Misafirlere bakamadan dört tane kahve yapmamı istedi. Kahveleri yaptım götürdüm. O Rüzgar. Bana baktı bende ona baktım.
"Alya?"
"Rüzgar?" Teyzem ve annesi anlamaya çalışırken kahveleri verdim. Birden bizim hakkımızda konuşmaya başladılar. Bizde olanların sadece bir kısmını yani aynı okulda olduğumuzu söyledik. Annesi bana bakarak,
" Motosiklet kullanıyor mu? Yoksa kullanmıyor mu." Dedi. İntikam almak ister gibi cevap verdim.
"Evet kullanıyor hatta okula bile motorsiklet ile geliyor." dedim.
"Bizimki ders dinliyor mu?" Dedi teyzem Rüzgar'a.
"Dinlemiyor hep kafası başka yerlerde."şuan Rüzgar'ı sadece öldürmek istiyordum. Teyzemler konuşurken bizde biraz dışarı çıktık. Rüzgar yakından bakınca gerçekten çok yakışıklıydı. Yani değişik. Bana kızgın gibiydi.
Rüzgar markete girdi bende onu beklerken Rüzgar ile uğraşan çocuklar yanıma geldi.
"Naber kurtarıcı meleğin yok mu yazık." Dedi elini bana doğru uzatacakken arkadan Rüzgar geldi ve çocuğun elini tuttu. Bana sen git dedi. Rüzgarı orda yanlız bırakamadım birden çocuğa kafa attım. Rüzgarın elinden tuttum ve kaçmaya başladık.
"Çocuğa kafa atmak ne manyak mısın?"
"Bilmiyorum içimden geldi." gülmeye başladık. Dar bir araya saklandık. Çok yakındık birbirimize ve gözleri yüzü saçları kokusu herşey çok güzeldi etkilenmemek elimde değildi. Gittiklerini fark ettikten sonra eve doğru ilerledik. Geç oldu eve yanlız gitme dedi. Ve ilerledik.
(Yazarın Anlatımı)
Alya ve Rüzgar eve doğru ilerlediler. Sonunda eve gelmişlerdi. Meriç, Mesut abinin yolladığı tatlıdan getirmek için giderken Rüzgar ve Alya'yı gördü. Biraz üzülmüştü çünkü Alya'ya karşı birşeyler hissediyor gibiydi ve Rüzgarı kıskanıyordu. Meriç onların konuşmasını dinledi.
"Bugün güzeldi teşekkürler beni koruduğun için bu iki oldu."
"Sende beni korudun bıçaklanmak üzereydim geçende."
"Bende 10 - 11 kişi tarafından dövülecektim. "
"Onlara da kafa atardın."
"Dalga geçme kimse sana zarar veremez." Gülümsedi.
"Niye?"
"Sana zarar verirlerse yemeği kim ısmarlıycak."
"Açsın sen."
"Evet, teyzem gibi konuştun."
"Sen de annem gibi konuştun. Bu arada madem motosikleti kullanmamı istemiyorsun anahtarlar sende kalsın."
"Oha cidden mi?"
"Evet istersen sürmeyi bile öğrenebilirim. Ne zaman başlamak istersen söyle."
"İsteriiim. Bence şuan başlayalım."
"Emin misin?"
"Evet." Dedi, Alya. Meriç biraz üzgündü. Alya Rüzgar'a aşık olmuş gibi bakıyordu. Alya kaskı getirmek için eve gitti o sırada Rüzgarı annesi aradı.
" Efendim anne evet Alya ile dolaşıyoruz noldu nasıl tamam anne geliyorum hemen." Alya geldi. Ve sordu."Noldu Rüzgar?"
"Annem aradı yine başı dönüyormuş."
"Bende geliyim mi?"
"Boşver ben hallederim."
"Taksiyle mi gidiceksin saçmalama al anahtarları motosiklet ile hızlı gidersin. Birşey olursa bana söyle."
"Tamam güzelim numaranı teyzenden almıştım zaten. Sende gir içeri artık."
"Tamam görüşürüz"dedi Alya. Alya kapıyı açtı ve tam kapıycakken Meriç bekle babam gönderdi dedi. Alya aldı teşekkür etti. Meriç'e tekrar baktı.
"Konuşmak ister misin?" Dedi. Başta istemese de sonra peki dedi. Teyzesi evde değildi tatlıları tabaklara koydu ve yanında içecekler ile geldi.
Başta çok fazla istemese de Meriç ne olduğunu anlatmaya yavaş yavaş başladı.
"Aslında bir nedeni yok gibi mutsuzum annemi merak ediyorum acaba kim diye. Babam bile söylemiyor. Mesela bazen acaba teyzen mi diye düşünüyorum. Annemi merak ediyorum. Değişik biliyorum ama bilmediğim annemi özlüyorum ve kıskanıyorum. İnsanları acılarına rağman gülerken görmek değişik oluyor. Ben başaramıyorum."
"O zaman beraber başaralım bende sana yardım ederim ararız. Baran ve Derin de yardım eder hatta belki Rüzgar bile biz senin yanındayız. Bunu sakın unutma." Dedi Alya.
"Gerçekten mi?"
"Evet gerçekten yarın hallederiz tamam mı?"
"Teşekkürler artık ben gideyim."
"Peki nasıl istersen görüşürüz Meriç." Meriç eve gitti Alya ise odasına gitti. Biraz zordu sanırım.
******
Meriç bebeğim annen için hep beraberler kıymetlerini bil.
Yorum ve oy lütfen..........

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alya Tepesi
Ficção AdolescenteMutsuzluk üzerine mutlu olmaya çalışmak bazen işe yarar mı? ................. Annesinin doğduğunda babasının ise ne olduğunun bilmediği bir şekilde ölmesinin ardından Alya yeni bir okula başlar. Babasının iş yerinden ve normal hayatta en...