Selam! Geri döndüğüm için hala çok heyecanlıyımmmmm. Çok uzun süre gittiğim için size kendimi affettirmem gerek bu yüzden bölümleri yazdığım gibi atıyorum.
Satır arası yorumlarınız beni çok eğlendiriyor ve devam etmem konusunda motive ediyor.
Sizleri seviyorum ve öpüyorum beni yalnız bırakmadığınız için...
Şuraya bir yakışıklı bırakıyorum 😋
"Benimle konuşmaya gelen adamın arabası lükstü. Herhalde zengin biri." dedi Michael Maya'nın yaptığı omletten bir çatal alırken. Genç adam beklenmedik bir şekilde kadının dakikalar içinde hazırladığı omletten çok hoşlanmıştı. Gerçi öylesine açtı ki, kötü olsa da yerdi.
"Aile atlarla ilgili işlerle uğraşıyor." dedi Maya, Michael'in yanındaki sandalyeye otururken. Üvey annesinin genç adamı oldukça saygılı yetiştirdiği belliydi. Hal ve tavırları Maya'ya neredeyse iyi ki seni başkası evlat edinmiş dedirtecek türdendi.
"Öyle mi? Atlara bayılırım." dedi Michael hafifçe gülümseyerek.
"Tüm aile bayılır, demek ki genetik."
"Sen ailenin tam olarak neyi oluyorsun?" dedi Michael merakla, aileyi tanımaya çalışması oldukça hoştu fakat Maya kendini ailenin nesi olarak tanıtacağını bilememişti. Ayrıca çocuğu kollarından tutup sarsmak ve "Bu aileden kaçabildiğin kadar kaç yoksa ileride kendini tanıyamaz hale gelirsin." demek istiyordu fakat bunun neredeyse anne yarısı olarak gördüğü Poll için oldukça önemli olduğunu biliyordu. Düşüncelerini kendine saklamayı seçti bu yüzden.
"Seni ilk günden bununla sıkmak istemem." diye geçiştirdi Maya, daha yenice aileye katılmakta olan bir oğlanı Shelby'lerin karmaşık aile ilişkileri ile boğmak istemiyordu.
Polly Gray'i kilometrelerce öteden bile görseniz akşamdan kalma olduğunu fark edebilirdiniz. Maya da Polly içeri girdiğinde Michael'ın fark ettiğini anlamıştı tabi. Muhtemelen dünya tarihindeki en güzel anne evlat kavuşması olmayacaktı.
"Maya, bu genç adam da kim?" dedi Polly çantasını sandalyeye bırakıp üzerindeki kürklü mantoyu askılığa asarken.
"Ben Michael, oğlun."
"Ben sizi yalnız bırakayım, konuşacaklarınız vardır." dedi Maya acele ile ayağa kalkarak, Polly'nin kürk mantosunun yanında duran kaşe montunu aldı kız, tümünü kürk seçmek yerine sadece yakasında kürk olan bir model seçmişti. "Yakında görüşürüz, Polly, Michael." diye on kez selamladı Maya ve çantasını da alıp dışarı çıktı. Asla temiz olmayan is kokulu Birmingham kokusunu ciğerlerine çekti derin bir nefeste. Eski evine doğru yürümeye başladı.
***
Günler Peaky Blinders ve Shelby ailesi için oldukça hareketli geçerken Maya için aynısı söylenemezdi. O istediği sakin hayata kavuşmuş sayılırdı. Her ne kadar zihninin büyük bir kısmını hala Tommy Shelby işgal ediyorsa da yeni biriyle tanışmıştı, şapkasına jilet iliştirmeyen, orta halli, centilmen biriyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do I Wanna Know? ↬ Thomas Shelby
Fanfiction"Have you got colour in your cheeks? Do you ever get that fear that you can't shift the type That sticks around like summat in your teeth? Are there some aces up your sleeve? Have you no idea that you're in deep? I've dreamt about you nearly every n...