1.11

514 50 8
                                    

Uzun zaman oldu biliyorum ama kendimi toplamaya ihtiyacım vardı; Sınavlar, karşılıksız sevmek, baskı ve pandemi beni cidden yordu. 

Grace ensesinden başlayan bir soğukluğun yakasından içeri dalmasıyla ürperdi. Gözlerini kapattı ve arkasından duranın tüm gücü ve kudretiyle Thomas olmasını istedi, elinde bavuluyla onunla birlikte buradan sonsuza dek uzaklaşmak için onun yanına gelmiş olmasını istedi ama arkasını döndüğünde tek kaşını kaldırmış Maya Shelby'nin tüm güzelliği ve zarafetiyle ona bakmakta olduğun gördü.

Grace Maya'ya bakarken gerçekten böyle hissediyordu. Tuhaf bir şekilde kız Grace'e karşı oldukça kaba ve nefret dolu olmasına rağmen her zaman oldukça zarif, kendinden emin ve korkusuzdu. Çok, çok güzeldi. Grace ona her baktığında, tekrar bakmak istemekten kendini alamıyordu. Öylece ifadesiz yüzüyle, tren istasyonunda dikilirken bile bir ressamın ancak hayal gücüyle şekillendirebileceği kadar güzel görünüyordu.

"Burada olduğumu nas-" sonra Grace'in yüzü düştü, hayal kırıklığıyla kasıldı: "Tommy söyledi."

Maya gülümsedi. Bugün olan onca şeyden sonra nasıl böyle içten gülümseyebildiğine hala şaşırıyor olsa da kadına cevap verdi: "Tommy bana birçok şey söyledi. Mesela, asıl istediğinin sen olmadığını ve bana aşık olduğunu söyledi. Ben de ondan kanıtlamasını istedim." Grace'in etrafında küçük bir daire çizdi, leşin etrafında dönen akbaba gibi. Grace belli etmek istemese bile korkmuştu.

"Bana senin burada olacağını söyledi." Diye devam ettirdi sözlerini kadının tam önünde durduğunda.

"İkinize de mutluluklar dilerim." Dedi Grace geri adım atarak. Maya hafifçe kıkırdadı.

"Kraliyet için çalışan birine göre sence de fazla savunmasız değil misin?" dedi aniden ciddileştirdiği yüzüyle. Grace şimdi anlıyordu; Maya'nın ani duygu değişimlerini, saldırganlıklarını, durgunluklarını ve ifadesizliklerini. Thomas ile Maya neredeyse aynı kişiydiler. Neredeyse çünkü Maya sinirlendiğinde kendini kontrol edemiyordu, Thomas ise bunda daha başarılıydı.

"Senin uyku saatin geçmedi mi?" dedi Grace başını hafifçe yukarı kaldırarak. Maya'nın genç olduğunu biliyordu. En büyük kardeş ile evli olmasına rağmen, ailenin Finn'den sonraki en genci Maya'ydı. Maya küçük bir kahkaha attı ve Grace bir kez daha ürperdi.

Shelby'lerin aile bağları her zaman Grece'e çok tuhaf gelmişti. Büyük ve aptal en büyük kardeş vardı; ailenin en genç kızıyla evliydi. Ortanca ve zeki olan vardı; abisinin karısıyla kırıştırıyordu. John ise bambaşka bir alemdeydi, önce bir fahişe ile evlenmeye kalkmış sonra ise abisi tarafından tanımadığı biriyle evlendirilmişti.

"Bu güzeldi çünkü yaşım sadece on dokuz...." Maya yavaşça Grace'in arkasına geçti, grace korkuyla başını arkaya çevirdi. Silahı var mıydı onu bile bilmiyordu ama yine de korkuyordu. "ama yaşım, gerçekten uzaklaşmamız için yeterli bir problem değil."

"Hangi gerçek?" dedi Grace kaşlarını çatarak.

"Benim senin en korkunç kabusun olmam gerçeği." Grace cevap veremeden önce Maya kolunu hızlıca kadının boynuna sardı. Grace ellerini, kızın kollarına koydu ve sıktı, tırnaklarını kızın etine geçirdi.

"Sana ne dediğimi hatırlıyor musun Grace?" Grace nefessiz kalmaya başlamıştı artık. Üstelik damarlarından kan geçemediği için gözleri de yavaş yavaş kararıyordu. Cevap veremedi.

"Sana ayağını denk al demiştim. Onlar seni kafandan tek kurşun ile öldürmeyi tercih ederlerdi. Ya da bekle, senin gibi küçük bir muhbirin gitmesine izin verirlerdi. Ben Shelby değilim. En azından kandan değilim. Bazen istesem de onlar kadar iyi yürekli olamıyorum." Bunlar Grace'in bayılmadan önce duyduğu son sözlerdi. Sonra Maya kollarını bıraktı ve geri çekildi. Grace'in bedeni yere düşmüştü. Kimse gelmeden bundan kurtulması gerekiyordu. Grace'in yanına eğilip boynunu 'çat' sesini duyana kadar çevirdi. Bu sesi duyduğunda içi ürperse de çok etkilenmemişti. Sonra cesedi tren yoluna attı.

Do I Wanna Know? ↬ Thomas ShelbyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin