⋐ But the hardest part of leavin' is to make it look so easy ⋑
Yazardan
Luka!
Genç kız kendisine mendil uzatan kişinin yüzünde onca yılların birikmişliğini, geçmişinin saraydaymış gibi hissettiren ferah günlerini; ardından zindana atılmış gibi tutsak edildiği acımasız günlerini görüyordu.
Daha fazla bakamadı genç kız o yüze. Her kabusu bir film şeridiymişcesine gözlerinin önünden akıp giderken tahmini olarak biraz sonra akacak olan gözyaşlarını insanlara göstermenin bir anlamı olduğunu düşünmüyordu. Hoş, neredeyse okulun hepsi onların mükemmel giden ilişkilerinin nasıl bir anda çöktüğünden az çok haberdardı ve herkes 2 yıl aradan sonra Luka'yı görmenin şaşkınlığını yaşıyordu.
Mendili geri çevirerek zorlukla ayağa kalkan Marinette, Luka elini tutup onu çekince kendini hemen kurtarıp revire doğru yol aldı. Sakarlığı yüzünden koşamıyordu ama hemen koşup buradan gitmek isterdi. Hayat; 2 yıl öncesine kadar onsuz yaşayamayacağını düşündüğün birinden artık kaçmak istemeni gerektirecek kadar acımasızdı.
Revire girdiğinde hasta yatağına oturdu kız. Güler yüzlü hemşire, hemen kıza bir pansuman yaptı, zaten yarası büyük değildi kızın. En azından bacağındaki yarası... Teşekkür edip revirden çıktığında zil çoktan çalmış olduğu için sınıfa gitti. Sınıfa girdiğinde ise yine onu gördü ve hocanın hala gelmemiş olmasından bugün raporlu olduğunu hatırladı. Sabahtan beri onun gelmesini bekleyen Luka bu sefer genç kızın elinden yavaşça tuttu.
"Lütfen Marinette, biraz konuşabilir miyiz? Sadece 5 dakikanı alacağım."
"2 yıl önce bana 5 dakikalık doğru düzgün bir açıklama yapabilmek için acizken, şimdi 5 dakikamı istemen oldukça ironik doğrusu."
"Direkt konuya gireceğim Marinette. Tehdit edildim!"
"Ne?!"
****************
"Hadi Bridgette buraya!" Diyen arkadaşını voleybol topunu attı genç kız. Beden eğitimi dersi için voleybol takımı oluşturan kızlar, şimdi eğlenceli bir maç oynama zevkini tadıyorlardı. Top bir oraya bir buraya gidiyor, iki takımda bazen sayı alıp bazen sayı veriyordu. Ve şu an set atışına gelmişti sıra. Arkadaşları bunun için Bridgette'a güveniyordu, çünkü tüm oyun boyunca çevik hareketleri ve hızlı refleksleriyle bu oyunda iyi olduğunu takım arkadaşlarına göstermişti. Topu yukarı fırlatıp smaç ile karşı takıma attı. Karşı takım, tam olarak takımca hareket edemeyip iki kişi aynı anda bir topa koşunca top karşılanamadı ve kızlar yere düşerek karşı takıma set sayılarını verdiler.
Bridgette ve arkadaşları kazanmanın verdiği sevinçle birbirlerine sarıldılar. Hatta öyle ki Bridgette'in bir arkadaşı Mandy onu kucağına aldı ve döndürdü. Üstelik yapı olarak Bridgette'tan küçüktü. Hala sevinçlerini kutlarken onları izleyen iki kişi vardı. Daha doğrusu sadece Bridgette'i izleyen iki kişi: Felix ve Marc. Onlar da basketbol maçının ortasında birbirlerinden habersiz aynı kızın çılgınlar gibi sevinmesini seyrediyorlardı. Felix, kendini oyuna çevirmeye çalışıyordu ancak genç kızın her yeni hareketi onu kendine daha fazla çekiyordu. Oyuna ancak önüne top atıldığında dönebilmişti. Oyundaki rakibi Marc ise onun bu dalgınlığından faydalanarak topu kaptı ve basketi attı.
Marinette'i araması gerektiğini fark eden Bridgette, zil çalınca çıkış kapısına doğru yürüdü. Hala basketbol oynandığını fark etmeyen Bridgette sahanın yanından geçerken burnunun kenarına yediği sert basketbol topuyla olduğu yerde durakladı ve acıyla bağırdı. Bağırışı spor salonundaki herkesin ona bakmasını sağlamıştı ve kız arkadaşları hemen yanına koştu. Topu arkadaşına pas atmak isterken yanlışlıkla Bridgette'a atan Felix ise hala olayın şokundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella | Adrienette
Fanfic@amiraculergirlxx05 Yağmur damlaları onları ıslatırken, yüzündeki gözyaşları belli olmayan genç kız ıslak yollarda kalbi kırılmış olan çocuğa baktı... "Ben de seni seviyorum."