"Eğer mis kokum seni rahatsız ettiyse oturup sessizce kendi köşende ağlayabilirsin, Cullen."
Dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerinde gerçek anlamda ağlayacak gibi bir ifade vardı. "Ben oturup ağlayacak tipte erkeklerden değilim Lene."
Ağzımdan al...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Billy!" Diye bağırdı babam arabasından iner inmez. Arkamı döndüm ve bir kedi yavrusu gibi ıslanmamak için hafifçe eve koşturdum. Yağmurdan kaçmayı kalbime yediremedim... yağmur olmak istemem normal mi, yağmurdan kaçarken? Bu beni iki yüzlü bir şerefsiz mi yapar yoksa sürreal dünyaya zincirlenmiş bir esir mi? Peki felsefeye gerek yok çünkü Billy'nin suratı beni yeterince korkuttu. Verandanın altına sığınınca Jacob'a elimle gelmesini işaret ettim. Koşarak geldi.
"Araba kullanman yasal değil." Dedim gülerek onaylamayan bir şekilde.
"Bunun için izin aldım." Dedi Jacob ben kapıyı ve verandanın ışığını açarken.
"Bundan eminim." Diye güldüm ve kapıyı açarken ona döndüm.
"Birinin beni bir yerlere götürmesi gerek," dedi Billy tam o sırada. Göz göze geldik. Bu gür ses yıllarca hiç mi hiç değişmemişti. Ona gülümsedim ama karnımdaki his rahatsız ediciydi.
İçeriye Jacob ve Billy'den sonra, babamdan önce girdim. Işıkları yaktım ve onlar yerleşirken iki çift kelime etmek için yanlarında durdum. Bu benim hasar tespit refleksimdi. Başımın ne kadar dertte olduğunu anlıyordum böylece.
"Bu ne sürpriz," dedi babam oturur oturmaz.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu." Dedi Billy. "Umarım kötü bir zamanda gelmemişizdir." Koyu gözleri beni bulduğunda saçma biçimde gülümsedim.
"Hayır, iyi ki geldiniz. Umarım maça da kalırsınız."
Jacob gülümsedi. Onun gülümsediğini görünce endişem azaldı. "Sanırım bunu planladık, bizim televizyonumuz geçen hafta bozuldu."
Billy oğluna baktı. "Bu arada Jacob da Lene'i görmek için sabırsızlanıyordu tabii."
Yine istemeden birini kendimden hoşlandırma şeysi... böyle olmasını istememiştim, benden hoşlanması bulunduğumuz şartlarda pek iyi değildi. Ah, bunu Edward için de söylememiş miydim? Şimdi tüm gün onunlaydım. Yine de Jacob ile sürekli bir arada olacağımız pek bir durum yoktu. Araba boyama dışında.
