"Eğer mis kokum seni rahatsız ettiyse oturup sessizce kendi köşende ağlayabilirsin, Cullen."
Dudaklarını birbirine bastırdı, gözlerinde gerçek anlamda ağlayacak gibi bir ifade vardı. "Ben oturup ağlayacak tipte erkeklerden değilim Lene."
Ağzımdan al...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bir soru daha sorabilir miyim?" Dedim son sorumun saçmalığını üstümden atıp pizza kutusunu açarken. Edward'a ufak bir bakış attım, dalgındı ama manevraları son derece iyiydi.
İç çekti. "Peki," dedi. "Yalnızca bir tane."
Sen öyle san.
"Kitapçıya girmeyip güneye gittiğimi söylemiştin. Bunu nasıl bildin?"
Dalgınlığına ek olarak, düşünceli bir tavıra büründü. Ona düşünmesi için -belki de hoşlanmadığı itirafı için- süre tanıdım ve yarım kalan dilimimi alıp ısırdım.
Cevap vermediğinde sabrım taşmaya başladığı için lokmamı yutup suratına diktim gözlerimi. Güzelliğine odaklansam saatler geçerdi muhtemelen. "Edward?"
Pes ederek iç çekti, hafifçe gülümsedi. "Pekala, kokunu takip ettim."
Buna ne diyebilirdim ki? Bir an duraksadım ama kelimeler ağzımdan fırladı. "Okulun ilk günü olan davranışın kokum yüzümden miydi?"
Yüzüne dalga dalga ıstırap yayıldı."Bir tane demiştim."
Bunu evet olarak kabul ettim. "Kusura bakma, zihin okuyamadığım için cevaplar altın tepside gelmiyor."
"Ben de seninkini okuyamıyorum, eşit sayılırız."
Laf yetiştirmek için bir saniye durakladım. "Şu veganlık esprisi ne?"
İç çekti yine. "Hayvanlarla besleniyoruz, ben ve ailem. Normalde türüm insan kanını tercih ederler. Bu tofu ve soya sütü gibi bir şey."
Jacob da buna benzer şeyler söylemişti. O an yerine oturdu. "Yemek yemiyor musun?"
"Hayır, tadı çamur gibi."
Elimdeki pizzaya bakıp Edward için üzüldüm. "Uyku?"
Yüzünde hafif bir özlem belirdi. "Hayır."
Ola ki, şu vampir-mutant şeyi olsam ya da teklif etseler; bu iki şeyden sonra asla evet demezdim. Uykusuz ve yemeksiz bir yaşam. Tanrı bilir ne kadar süredir uyumuyordu.
