Özel Bölüm (1)

98 10 46
                                    

Jennie yanında huzurla uyuyan Taehyung'a baktı;

Vücudu yaralarla kaplıydı, yüzünde yer yer dikişten geriye kalan ince beyaz çizgiler vardı.

Odadan çıkıp mutfağa girdi ve suyu kaynaması için kettle'a koydu, ardından tuvalete gidip elini yüzünü yıkamıştı. Mutfağa döndüğünde Taehyung'un çoktan uyandığını hatta kahveleri hazırladığını gördüğünde gülümsedi,

"Rezil olmuş gibi hissediyorum."

Kahvesinden bir yudum aldıktan sonra Jennie'ye gülümseyen Tae "Biliyorsun, bugün gitmeliyim." dedi. Jennie dudağını büzdü ve aegyo yapmaya başladı. Bu haline gülen Tae ona sarıldıktan sonra üstünü değiştirmek için odaya döndü.

Onun arkasından odaya gelen Jennie sinirliydi, Tae'nin hâlâ o adamları bulmak için uğraştığına inanmıyordu.
"Bu yaptığın şerefsizlik!"

Dediklerine aldırmayan Tae tişörtünü çıkarmıştı, yaraları iyice gün yüzüne çıkmıştı. Ona yaklaşıp yaralarına dokundu Jennie;

"Bunu sana yapan adamlardan kurtulduğuna şükretmek yerine onların peşine düşüyorsun!"

"Yeter Jennie!" üstüne hızla gömleği geçiren Tae şu an saklanmak istiyordu, hem Jennie'den hem de dış dünyadan. Jennie'nin ona bu kadar yüklenmesinin sebebini biliyordu;

İkisi de birbirine aşıktı ve kavuşalı sadece iki ay olmuştu ama Tae sadece haftada iki üç gün eve uğruyordu.

Sinirle çerçeveyi duvara fırlatan Jennie ağlamaya başlamıştı, "Jennie yapma böyle..." Jennie'nin yanına gidip onu kolllarıyla saran Tae iyice sarıldı ona.

"Sana gitme dedikçe gidiyorsun, o zaman geri dönme Tae. Bu işleri çözene kadar dönme, seni görmek istemiyorum."

Tae duyduğu şey yüzünden hafifçe başını öne eğmiş ve odadan çıkmıştı. Birkaç dakika sonra kapının kapanma sesi duyulmuştu, Jennie bunu fırsat bilerek bulduğu her şeyi kırmaya başladı.

Jennie ikisinin birlikte olduğu fotoğrafları da bilinçsizce hızla duvara atmıştı, odada kırılacak bir şey kalmadığında farketmişti.
Cam kırıklarının arasından çıplak ayakla geçmesine rağmen hissetmiyordu, yere çömelip fotoğrafları toplamaya başladı. Eli her değdiği cam parçası yüzünden daha çok kesiliyordu, aldırmadan topladı bütün fotoğrafları.

Sonrasında geriye kalan tek şey olan fotoğraflara sarılıp yatağa girdi ve Tae'nin yastığına sarıldı. Hiç böyle olacağını düşünmemişti, o döndüğünde hep onunla olacak sanmıştı ama yanılmıştı...

---

(olay gününden 1 hafta sonra)

"Uyandın mı ufaklık?" diye alayla sormuştu sigarasını tüttüren adam. Ne olduğunu anlayamayan Taehyung etrafına bakındı:

Hastane odası gibi bir yerdeydi, elleri ve ayakları yatağa kelepçelenmişti. Odada ki tek camın perdesi kapalıydı, karşısında oturan iyi giyinimli adam Taehyung'un oraya baktığını görünce ayağa kalkıp perdeyi açtı.

"Ben neredeyim?"

"Bazıları için cehennem bazıları için cennet denilen bir yerdesin Kim Taehyung."

"Bu ne demek?" Taehyung hiç bir ley anlayamıyordu, adam tez canlı biri olduğu için direk konuya geçmişti.

"Söylediğimiz her şeye uyarsan rahat bir yaşam sürersin ve bazı ayrıcalıkların olur, hatta bizden biri olabilirsin. Eğer karşı çıkarsan ölmeyi dileyecek kadar acı çekersin."

A Night At The School//✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin