IX

119 16 37
                                    

XI: Hiç bir yere gidemezsiniz!!
___________________________________

"Her şeyi ben planladım, Lisa'nın buraya gelmesi süpriz oldu ama işime yaradı. Şimdi onlarda ölecek, tıpkı senin gibi."

Şaşkınlıkla yüzüne bakıyordum, ''Ne?'' diyebildim sadece. ''Seojun senin yüzünden öldü!'' diye bağırdı. ''Hayır ona araba çarptı, ben öldürmedim onu.''

''Kendini arabanın önüne attı, şansa onu ezen kişi abisi Daesung'tu.'' dediğinde "Hayır o böyle bir şey yapmaz." diye haykırdım.

Odaya gelen Daesung "Arabanın önüne atladı ve onu ezdim." dedi ve yavaşça boynunu eğdi.

Suçluluk duygusu o kadar ağır basıyordu ki Daesung utancından küçüldü. Hiçbirini tanıyamıyordum; Jisoo delirmiş gibiydi, Daesung'un omuzlarındaki yük onu çökertmişti. "B-ben bir şey yapmadım, beni bırakında gideyim." dedim, kelimeler kifayetsiz kalıyordu.

Jisoo "Hiç birimiz buradan sağ çıkmayacağız." diye cevapladı ve Daesung'un yanına gidip kulağına bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine Daesung koşarak odadan çıktı, "Jisoo, neden böyle yapıyorsun?"

"Sana katlanamıyorum Jennie, insanların seni sevmesini istemiyorum, sen birinin ölümüne sebep oldun seninde acı çekerek ölmen gerekiyor."

"Bunu sen mi yapacaksın?" diye sordum ve güldüm. Yanıma gelip bana tokat attı ve "Neresi komik bunun?" diye sordu.

"Korkak olduğunuz için bu şekilde yapıyorsun. Cesaretin olsaydı ilk başta Lisa ve Jungkook'tan kurtulup benimle teke tek ilgilenirdin. Ama sen öyle bir yılansın ki, Lisa ve Jungkook aracılığıyla beni ağır yaraladın ve Rosé'ye zarar verdin. Bu şekilde kolayca benden kurtulacaksın, cinayet izlerini örteceksin ve suçu baygın olan Lisa'ya atacaksın. Değil mi?" dediğimde şaşırdı ve gülümsedi:
"Aynen öyle. Zeki olman hiç birşeyi değiştirmeyecek."

"Ne yazık ki Taehyung'u hesaba katmadın, yazık sana."

"Taehyung bir bok yapamaz, Daesung şimdi onunla ilgilenecek." dedi ve arkadan gelen sesler yüzünden arkasını döndü.

Bir anda kapının açılmasıyla yere savruldu, kapıda duran ve sesli sesli nefes alan kişiye yüzümü döndüm. Mum ışıkları yüzünü aydınlatıyordu, tişörtünde yer yer kan izleri vardı. "Taehyung?"

"İyi misin?" diye sordu ve yanıma gelip ipleri çözmeye çalıştı. Üstümde sütyen dışında birşey olmadığı için utanıyordum ama şuan bana o gözle bakmadığını anlayabiliyordum.

Cebinden çıkardığı maket bıçağı ile ipleri kesti ve ayağa kalkmama yardımcı oldu. Belimdeki keskin acıyla yere kapaklanmıştım, yürüyecek halim yoktu. Bunu farkeden Taehyung beni hızla kucağına aldı ve koşarak ikinci koridordan uzaklaştı. Ellerimi sıkıca boynuna dolamıştım, neyin sahte neyin gerçek olduğunu ayırt edemiyordum. İstemsizce gözlerimi kapatmıştım ve nereye geldiğimizi de anlayamamıştım. "Jennie?" diyen sese doğru başımı çevirdim, "Rosé?" dedim ve Taehyung'un beni yavaşça yere bırakmasıyla Rosé'ye sarıldım.

"Şükürler olsun yaşıyorsun, seni orada bıraktığım için üzgünüm." dedi ve bana sarılıp ağlamaya başladı.
"Kendini suçlamana gerek yok, sen iyi misin?"

"Evet iyiyim, belindeki yara kötü gözüküyor. Bir an önce buradan gitmeliyiz. Tae buradan nasıl çıkacağız?"

"Namjoon ve Jimin'in çıktığı yerden çıkabiliriz, anahtar bende."

"Ama bana anahtar bende değil demiştin?" diye itiraz ettim, "Size hemen anahtarın bende olduğunu söylememi beklemeniz saçma." dedi ve üstündeki tişörtü çıkarıp bana uzattı.

Beyaz tişörtünü çıkarınca siyah atletiyle kalmıştı, uzattığı tişörtü aldım ve üstüme geçirdim. Sütyenle dolaşmaktansa böylesi daha iyiydi.

"Hadi buradan çıkalım." diyen Taehyung'u başımla onayladım ve koluma giren Rosé'yle yürümeye başladım. Yangın merdivenlerinden indikten sonra anaokulu kısmına geçmek için anahtarla kapıyı açtığım sırada arkadan gelen sesle irkildim, "Hiçbir yere gidemezsiniz!!" diye bağırıyordu Jisoo.

Yanında duran Daesung'un elinde balta vardı ve üstümüze doğru koşmaya başladı. Kapıyı açmak için doğru anahtarı arıyordum tam bulduğum sırada anahtarlık elimden düştü. "Ah, siktir." diyen Taehyung üzerimize koşan Daesung'u savurmaya çalıştı. O sırada yanıma baktığımda Rosé'yi göremedim, koşarak Jisoo'nun üstüne atladı ve yerde kalan Jisoo'ya yumruklar savurmaya başladı.

Hepsinin gözü dönmüş gibiydi, yerdeki anahtarlığı alıp kapıyı açtım ve "Hadi gidelim!" diye seslendim. Rosé Jisoo'yu dövmeyi bırakıp sendeleye sendeleye bu tarafa doğru gelirken Taehyungu merdivenlerden aşağı iten Daesung Rosé'nin bacağını tuttu ve onun yere kapaklanmasına sebep oldu. "Tae, Rosé!!" diye bağırdım.

"Jennie koş git!" diye bağırdı Rosé, kafam hiçbir şey almıyordu artık olayları idrak edemiyordum. Zaten Jisoo'yu, Seojun'u, Jungkook'u ve Taehyung'u kaybetmiştim şimdi de Rosé'yi burada bırakamazdım.

Yerdeki baltayı aldım ve Daesung'un üstüne doğru fırlattım. Ne olacağı umurumda değildi, sadece en yakın arkadaşımla beraber buradan gitmek istiyordum.

Selam,
Çok geç olsa da bölüm geldi.
Bu bölüm final part 1 niteliğindedir.
Bir sonraki bölüm yani 10.bölüm finaldir.

Tahminleriniz=

Sizi seviyorum, oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın 💕

A Night At The School//✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin