VI

164 22 99
                                    

VI: Üzgünüm ben ben tam bir korkağım ve ben kaybedenim.
___________________________________

(Rosé'den devam:)

Jisoo kendini feda etmişti o geride kalmıştı. Jennie konferans salonunun kapısını kapadı ve kilitledi. "Jisoo için geri dönmeliyiz." dedim ve bacağıma elimle baskı yaptım. Jennie "Hayır şuanlık dönemeyiz." dedi ve hırkasının kolunu kesti. 

"Bacağına baskı uygulamalıyız, yara derin değil ama fazla kan kaybetmen iyi olmaz." diye devam ettirdi sözünü.

"Anlamıyorsun, aşağıdaki her kimse beni öldürmeye çalıştı. Kim bilir Jisoo'ya neler yaptı?"

"İlk öncelikle sakin ol, Jisoo'nun davranışları pek normal değildi yani aklını kaçırmış gibiydi. İkinci olarak, Jungkook ve Lisa da bizimle uğraşıyor."

"Ne, nasıl yani?"

"Konuşurlarken kapıyı dinledim ve bizi sevmediklerinden, ölmemizi istediklerinden bahsediyorlardı. Tae ile karşılaştım, anaokulu kapısından girdiğini ama anahtarların onda olmadığını Namjoon ile Jimin de olduğunu söyledi."

"Bir dakika kafam karıştı, yani Lisa Jungkook delirmiş ve Tae, Namjoon ile Jimin onlarla beraber."

"Taehyung'dan emin değilim ama dışarı çıkış anahtarımız onlarda."

"Taehyung ne alaka anlayamıyorum ama çözeceğiz çok yakında." dedim ve koridordan gelen çığlık sesiyle irkildim. Jennie yavaşça kapıya gitti ve anahtar deliğinden baktı. "Dışarısı çok karanlık, sanırım çığlık atan Lisa'ydı galiba."

Jisoo'dan:

Yanıma gelen Daesung'un elini tuttum ve ayağa kalktım. "İyi işti." dedim ve yüzümdeki boyayı ıslak mendille temizlemeye başladım. "Hadi aşağı inelim" diye fısıldayan Daesung'u takip ettim ve ikinci koridora gelip kazan dairesine girdik. Etrafta bir sürü mum vardı ama hâlâ onun yüzünü göremiyordum. "Anlaştığımız gibi, ben gördüklerimi unutacağım ve sende şuan okulda olan herkesi sileceksin." dedim ve yüzümdeki boyayı çıkarmaya devam ettim.

"Büyük bir memnuniyetle öldüreceğim onları. Kardeşimin ve benim intikamımı alacağım." dedi ve eline yara bandı yapıştırdı.

"Sana güveniyorum, ben buradan çıkmayacağım buradan izlemeyi tercih ederim." dedim ve eski koltuğa oturup loş odayı seyretmeye başladım.

Neden mi böyle olmuştu, çünkü ikisinin daha yakın olması, daha çok sevilmesi, daha çok başarılı olması beni kıskandırmıştı. En sonunda sevdiğim çocuğun Jennie'den hoşlandığını duyunca herşey boka dönmüştü.

Onlardan öcümü almalıydım,
aklıma Daesung gelmişti, zeki biriydi ama birisi onu yönlendirirse mükemmel olabiliyordu. Daesung son sınıftı ve çok dikkat çekmeyen bir tipti. Kardeşi Jennie ve Rose yüzünden ölmüştü, onlar kardeşini hor görmüş, küçümsemiş ve aşkıyla dalga geçmişlerdi. Ben ise onu sevmiştim ama itiraf edememiştim. Adı Seojun'du, sürekli resim yapan ve şiir yazan biriydi.

En yakın arkadaşlarıma bile söyleyememiştim onu sevdiğimi, benimle ilgilendiğini sanıyordum ama o beni Jennie ile iletişim kurmak için aracı yapmıştı. Bana kaç kere kardeşim, en iyi dostum demişti sayamamıştım.

Jennie'ye söylemişti onu sevdiğini ama o hiç umursamamıştı bile onu. Başka kişilere anlatıp dalga geçmiş, onun gururunu hiçe saymıştı. Onun yanında olamamıştım çünkü ben bir korkaktım.

Okula bisikletle gelip giderdi, hayatı ve yaşamayı çok severdi. O gün eve gideceğimi söyleyip Seojun ile kursa kalmıştım, hava kararmıştı ama biz daha yeni çıkmıştık resim kursundan. Görüşürüz demişti ve bisikletine binip hızla gözden kaybolmuştu ama giderken birkaç resmini düşürmüştü. Rüzgar ile savrulan resimleri yakalayıp bakmıştım;
İki kağıt vardı, birinde ben ve birinde Jennie.

Hızla peşinden koştum ama anayola çıktığımda gördüğüm manzara korkunçtu. Daesung yani abisi onu ezmişti ama çok soğukkanlıydı. Hızla arabasına atladı, ambulansı aradıktan sonra son kez kardeşinin yanına gitti ve "Üzgünüm ben ben tam bir korkağım ve ben kaybedenim." dedi.

Sonra Daesung ve siyah arabası karanlığa hızla karıştı. Ağaçların ardından seyretmiştim olup biteni, onu duyacak görecek kadar yakındım ama o beni gördüğü halde umursamamıştı.

O günden sonra hiç affedemedim hiçbirini, resimlerde bende kaldı. Daesung bana susmam için para teklif etmişti ama ben istememiştim. Susmuştum, eminim Seojun'da böyle olmasını ister diye düşünüp kendimi avuttum aylarca. Jennie ilk başlarda üzülsede çabuk unutmuştu, hâlbuki Seojun'un bilerek o arabanın önüne atladığını, baskılardan dolayı dayanamadığını bilmiyordu. Çok sonra çözmüştüm olayları, Daesung'un anlattığına göre o birden önüne çıkmıştı ama bu onun yaşı yetmediği halde araba kullanmasını açıklayamazdı. Herşey çok üst üste gelmişti ve bende onlardan kopamamıştım.
Herşeyin sebebi buydu ama okulda başka kişilerin olmasını çözememiştim. Biraz düşünmeliyidim, laptopun yanına gittim ve onları seyretmeye başladım.

Jennie'den:

Konferans salonun kapısı adeta yumruklanıyordu, çalan kişi Lisa'ydı ama kapıyı açamazdım.
"Jennie lütfen yardım et, Jungkook beni öldürmek istiyor." diye defalarca bağırdı. Dayanamıyordum, kapıyı açacaktım. Rosé aniden ayağa kalktı ve yanıma geldi. Onu itip kapıyı açtım, bize bakıp şeytanice gülümseyen Lisa ve Jungkook ile karşılaştım. Sanırım sona gelmiştik.

Bir bölümün daha sonuna geldik ❤
Sizi seviyorke 💋
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

Tahminler=

A Night At The School//✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin