Kolye

5.6K 486 344
                                    

Moralim bozuk bu bölümü ikinci yazışım çünkü, bölümü yazmıştım tam yayımlayacakken bilgisayar kapandı şarja takıp açınca bölüm ortada yoktu :( Her neyse söve söve yazdım bu bölümü, sizi seviyorum iyi okumalaaar<333







  "Tae-ssi sakın Jihyun'un yanında zihninden farklı şeyler geçirme yoksa ciddi bir şekilde rezil olursun." Operasyon planı kurduktan sonra okul çıkışı yakınlardaki bir kafeye gelip oturmuşlardı. Taehyung ağlamaklı bir ses çıkartıp sabahtan beri zihnini kontrol etmeye çalışmaktan ağrıyan başını sıvazladı. "Ben kesin düşünürüm ama."

  Yoongi sabahtan beri aynı geçen konuşmalardan bıkıp yüzünü elleriyle kapatıp çığlık atmaya başladı. Bağırmazsa şu an Taehyung'u boğabilirdi. Jimin kendi kendine deliren arkadaşının haline dayanamayıp  soğuk kahvesini içirmeye çalıştı. Jin üçünün bu haline daha fazla katlanamayıp masaya eliyle vurdu, bütün kafedekiler değişik hareketlerden bulunan dörtlüye bakınca Jin sahte bir şekilde öksürdü.

"Tae, sen masaya kafanı vurmayı kes. Jimin sen de şu kahveyi bırak Yoongi çocuk değil, Yoongi sen de kendini boğmayı kes."

Hepsi dediklerini teker teker yapınca biraz TaeYun ikilisini birleştirme planlarını düşünmeye başladı, aklına gelen fikirle gülümseyip zihniyle savaş içinde olan Taehyung'a baktı. "Senin Jihyun'la yalnız kalman lazım."

Taehyung kafasını kaldırıp Jin'e baktı. "Nasıl olacakmış o?"

Jin yine düşünmeye başlayınca gözü boş boş oturan arkadaşlarına takıldı. "Onu da bu ikisi düşünsün."

Yoongi kollarını göğsünde birleştirip omuz silkinince Jimin'in aklına bir fikir gelmişti. "Bizim eve bizi görmeye geldiğini söyle ama biz o ara evde olmayalım, bir bahane bulup çıkarız. Jihyun'da seni içeri alır ama biz hiç gelmeyiz sen söyleyene kadar, nasıl?"

Taehyung gülümseyip kafa salladı. Yoongi kaşlarını çatıp Jimin'e döndü bu sefer. "Biz ne yapacağız akşama kadar dışarıda?"

Jimin aklına sadece bu mu geldi dercesine bir bakış atıp güldü. "Tae'lere gideriz bizde, kabul mü?"

Yoongi baş salladı, Jin de Min-ki meselesini biraz düşünüp ofladı. "Neyse Min-ki'yi de sonraya bırakalım şu an zararsız etken o."

  Jimin onu hiç zararsız etken olarak görmüyordu ama kabul etmekten başka şansı da yoktu. Yoongi çantasını sandalyeden alıp ayaklandı. "Hadi eve gidelim, başka bir şey kalmadı zaten."

Diğerleri de ayaklanıp eşyalarını topladı, hesabı ödedikten sonra eve doğru ilerlemeye başladılar. Boş boş muhabbetlerine devam ederken Jimin aklına takılan soruyla Taehyung'a döndü. "Tae"

Taehyung hımlayınca kafasını ona döndürüp sordu. "Min-ki ve Jungkook nasıl tanıştı."

Taehyung, Jimin'in sorduğu soruyla gülüp onu kendine çekti ve elini omzun attı. Hoseok, Taehyung ve Namjoon üçlüsü hiçbir zaman Min-ki'yi sevmemişlerdi, onda yolunda gitmeyen şeyler olduğunun farkındaydılar. "Bizim geçen sene hep gittiğimiz bir kafe vardı. Aslında kafe ve bilgisayar oyunlarının birleşik olduğu bir yerdi ve biz orada vakit geçirmeyi çok severdik. Jungkook o oyun alanında baya tanınırdı çünkü baya iyi oynuyordu, bir gün Min-ki onunla yarışmak isteyince birlikte oynamaya başladılar. O günden sonra Min-ki farklı yerlerde karşımıza çıkmaya başlamıştı, her zaman tesadüf diyordu ama bana hiç inandırıcı gelmiyordu açıkçası. Sonra bir gün Jungkook'dan hoşlandığını söylediğinde Jungkook bir şans verdi. Sonra bir şekilde Min-ki'nin eski sevgilisini kıskandırmak için Jungkook ile flört olduğunu öğrendik. Sonradan Min-ki çok pişman oldu fakat Jungkook zaten daha ona hiçbir şey hissedememişti."

Fox and Wolf | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin