Duş

6.8K 577 248
                                    




İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz💗



Jimin öpülen yanağını tutup çatık kaşlarıyla Jungkook'a bakıyordu.

"Önce ısır sonra öp oh mis. Geçmedi de acısı zaten, kim söylediyse yalan söylemiş."

Jungkook yaklaşıp Jimin'in alnındaki bezi kontrol etti. Yenilenmesi gerektiği için kaldırıp ılık su dolu suya batırıp fazla suyu sıktı.

"Bence sen bana inat böyle diyorsun."

Jimin'in alnına bezi yerleştirip çatık kaşlarının ortasına işaret parmağını doğrulttu.

"Böyle bakmaya devam edersen erkenden buruşacaksın."

Jimin alnındaki eli kafasını iki yana sallayarak savuşturdu. Jungkook kıkırdayıp Jimin'in koltuk altlarından tutup sırtını yatak başlığına dayamasını sağladı. Alnına düşmüş saçlarıya geriye itip doğruldu.

"Şimdi pembe tilkiciğe kahvaltı hazırlama zamanı!"

Jungkook'un mutlu sesi Jimin'i güldürmüştü fakat hiç aç hissetmiyordu kendini.

"Hiç aç hissetmiyorum Jungkook."

Jungkook göz devirip Jimin'in yanına gidip bir elini belince atınca Jimin biraz geri çekilip Jungkook'a baktı.

"Ne yapıyorsun?"

"Ah, çok soru soruyorsun. Aşşağı indireceğim seni burada tek başına sıkılırsın."

Jimin, Jungkook'un elini ittirip ayaklarını yataktan aşşağı sarkıttı.

"Hastayım diye elimi ayağımı kaybetmedim ya."

Jungkook geri çekilip kollarını göğsünde birleştirip nasıl ayağa kalkacağını izlemeye başladı. Jimin soğuk parkeye ayaklarını değdirince içi titremişti. Başındaki bezi geri kovaya koyup ayaklandı. Görüşü çok net değildi fakat yürüyebileceğini karar kılıp sarsak adımlarla ilerledi. Odasından çıktıktan kısa bir süre sonra başı dönmeye başlayınca gözünü kapatıp görüşünün düzelmesini bekledi. Jungkook bilmiş bir şekilde sırıttı ve bir elini Jimin'in baldırlarına diğerini de beline atıp kucağında bir kez zıplattı. Jimin vücudunun havalandığını fark edince gözlerini aralayıp Jungkook'a baktı.

"Boşuna inat etme işte, daha düzgün yürüyemiyorsun bile."

Jimin başını sallayıp boşta olan kollarını Jungkook'un boynuna dolayıp kafasını göğsüne yasladı. Belli etmeden kokusunu içine çekiyordu.

Jungkook merdivenlerden ağır adımlarla inip gözü kapalı olan gencin yüzünü doya doya inceledi. Salona gelince yavaşça onu koltuğa bırakıp mutfağa yöneldi. Salon ve mutfak birleşik olduğu için biraz uzak olsada Jimin'i rahatça görebiliyordu. Jimin eline kumandayı alıp boş boş kanallarda gezerken üşüdüğü için içi titremişti. Kollarını kendine sarıp titredi.

"Jungkook, üşüyorum. Bana battaniye verir misin?"

Jungkook kollarını sıvamış salatalıkları doğrarken kafasını kaldırıp koltuğun üzerinde minnacık duran Jimin'e bakıp kıkırdadı.

"Hayır veremem. Niyetim seni öldürmek değil iyileştirmek."

Jimin oflayıp telefonunu eline aldı ve Jin ve Yoongi'yi arayıp grup konuşması oluşturdu. Kısa bir süre sonra açılan telefonla gülümsedi. Jin raflarda çorba malzemeleri ararken Yoongi ezcaneye doğru ilerliyordu. Jin elindeki sebzeleri arkasında sepetle ilerleyen Namjoon'a verdi.

Fox and Wolf | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin