Aile

4.6K 393 283
                                    


İyi okumalaaar, oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz<3





"Hadi eve gidelim yoksa hasta olacaksın."

Jungkook bunu dedikten sonra Jimin'in elinden tutup sürüklemeye başladı. Jimin de onun arkasından sıçraya sıçraya yürürüyordu. "Seni çok sevdiğimin farkındasın değil mi Jungkook?"

"Farkındayım, hem de fazlasıyla."

Jimin kıkırdayıp yoluna devam etti. İkisi yağmurun altında hızlı adımlarla yürüyordu. Kısa bir sürede vardıklarında Jimin, sevgilisinin iki elini tutup yanağına minik bir öpücük kondurdu. "Görüşürüz Kook."

Jungkook onun bu yaptığı harekete gülümseyip boynuna minik bir öpücük kondurdu. "Görüşürüz." dedi gülümseyerek. Jimin el sallayıp anahtarıyla kapıyı açıp içeri girdi. Jungkook da onun eve girdiğini görünce kendi evine doğru adımladı. "Jungkook"


Duyduğu tanıdık sesle bıkkınca arkasına döndü. "Ne var Min-ki?"

Min-ki, Jungkook'a doğru dolmuş gözleriyle ilerledi. İşaret parmağıyla az önce Jimin'in olduğu yeri gösterdi. "Onda olup bende olmayan ne var Tanrı aşkına?"


Jungkook sinirli bir şekilde kıkırdadı. "Mesela kişilik, onunla olmayan bir ilişkimiz bitseydi senin gibi yüzsüzlük yapıp şimdiki hayatımı bozmaya çalışmazdı."

Min-ki akan göz yaşlarını silip Jungkook'la arasındaki mesafeyi kapatıp göğsünü yumruklamaya başladı. "Neden onu çok seviyorsun?! Neden beni sevmeye çalışmıyorsun? Seni seviyorum anlamıyor musun?"

Jungkook onun omuzlarından tutup kendinden uzaklaştırdı. "Ama ben seni sevmiyorum anlamıyor musun beni? Lütfen artık daha fazla uzatma ve hayatımızdan çıkıp git. Hepimiz için en iyisi bu."

"Hayır!"

"Sana seçenek sunmadım, bunu yapmak zorundasın. Aklından ne geçiyor bilmiyorum ama Jimin ile ayrılmayacağız ve eğer senin yüzünden ayrılırsak sana geri geleceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Yine sevdiğim kişiye gideceğim ve o kişi sen değilsin Min-ki."

Sonlara doğru yumuşayan sesiyle Min-ki daha çok ağlamaya başlamıştı, Jungkook onun bu haline üzülüyordu fakat üzülmemesi gerektiğini kendine içten içe hatırlatıyordu. "T-tamam, anlıyorum. Bari seni bir kez öpebilir miyim?"

"Hayır olmaz."

"L-lütfen sadece yanaktan minik bir öpücük."

Jungkook derin bir nefes alıp kafasını olumsuz anlamda salladı. "Minik bir öpücük dediğin şey benim için çok önemli, o yüzden sadece sarılabilirsin."

Min-ki gözyaşlarını silip kafa salladı. Kollarını açıp Jungkook'a sarıldı. Jungkook hareketsiz duruyordu ve bu anın bitmesini bekliyordu. Min-ki kollarını çekince sessizce fısıldadı. "Bu yapacağım şey için özür dilerim Jungkook."

"Ne? Hayı-"

Min-ki gözlerini kapatıp Jungkook'un yanaklarını bir anda avuçladı. Yüzünü yaklaştırıp bir öpücük kondurdu.

Jungkook'un hiçbir şey yapmadığını fark edince sevinip gözlerini açmıştı ki beklediğinden çok farklı bir manzara vardı. Önünde Jungkook'un yüzü değilde Leyzi'nin sinirli yüzü vardı. Jungkook yavaşça geri çekilince Min-ki, Jungkook'u değil Leyzi'yi öptüğünü fark etmişti. "S-sen nasıl?"

Jimin balkondan kıkırdayarak konuştu. "Sokağın ortasında bağırarak konuşursan böyle yakalanırsın işte."

Jungkook gülümseyip Jimin'e havadan öpücük attı, Jimin de ona karşılık olarak kalbi tutup öpücük kondurdu ve ona geri iade etti. Min-ki sinirle oradan ayrılırken Jimin arkasından el salladı. "Görüşürüz tatlım tekrar beklemeyiz açıkçası!"

Fox and Wolf | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin