Fox and Wolf | Jikook

Baba

İyi okumalar, ve oy ve yorum atarsanız beni çok mutlu edersiniz ♥️

  "Jimin gücünü kabullendiğine göre babalarını da görme zamanın gelmedi mi?"

  Yine okulun arkasında üçü birlikte otururken Jin'in sorduğu soruyla Jimin duraksadı.

"B-ben bilmiyorum ki, Lee sunbae'ye sormalıyım."

  Jimin üzüldüğünü belli etmemek için kafasını yana çevirdiğinde ona bakan bir toplulukta karşılaştı. O kafasını onların tarafına çevirince korkuyla başka tarafa bakmaya başladılar. Jimin bu hallerinin nedeninin dün olduğunu biliyordu. Ona canavarmış gibi bakmaları sinirini bozduğu için biraz eğlenmekten zarar gelmeyeceğine karar verdi. Arkasını dönüp Leyzi'nin gelmesini bekledi. Kısa bir süre sonra gelince Leyzi, sevinç nidaları atacakken Jimin işaret parmağıyla ağzını kapattı. Leyzi kocaman yeşil gözleriyle Jimin'e şaşkın şaşkın bakarken Jimin elini Leyzi'nin ağzından çekti.

"Bebeğim sessiz ol, arkadakileri görüyor musun?"

Leyzi kafasını yavaşça Jimin'in omzuna doğru kaldırıp gizlice baktı. Topluluğu görünce kafa salladı.

"İşte onlarla oyun oynamana izin veriyorum, ama ileriye gitmemek şartıyla."

  Leyzi kısık sesle sevinç nidaları çıkarırken Jimin'in yanağını yaladı. Yoongi'ler, Leyzi'nin bu haline gülüp havadan öpücük attılar. Leyzi gözükmeden Jimin'e bakan topluluğun arkasına geçti. Bir süre konuştuklarını dinleyince kaşları çatıldı.

"Arkasındaki canavarı görmüş müydünüz?"

"Evet, gördüm çok korkunçtu. Neydi adı Lezi mi Lazy mi neydi?"

"Önemli mi sanki?"

"Haklısın değil, oda Jimin gibi çirkin bir yaratık."

Leyzi duyduklarından sonra sinirlendiğini hissetti. Jimin onun hayatında gördüğü en güzel varlıktı ona nasıl çirkin derlerdi? Bünyesi git gide büyürken Jimin'e kısa bir bakış atıp gülümsedi. Şu an eski sevimli halinden eser yoktu. Onlar fark etmeden kafasını aralarına sokup burnundan soludu. Aralarından bir kurt kollarını kendine birleştirip titredi.

"Bu havada bu rüzgar nasıl esiyor ya!"

"Aynen, hava güneşli aslında."

  Leyzi gülmemek için kendini zor tutuyordu. Konuşmayı az çok biliyordu, ondan aklından cümleleri birleştirmeye çalıştı.

"İsterseniz havayı soğutabilirim."

Leyzi'nin sesi boğuk ve sisli çıkıyordu ve bu ona ayrı bir hava katıyordu. Az önce Leyzi ve Jimin'in dedikodusunu yapan topluluk bir anda buz kesmişti. Yavaşça arkalarını dönecekken Leyzi buna izin vermeden önlerindeki masaya oturmuştu. Aralarından bir tilki korkuyla karışık bir gülümseme sarfedip titreyen elini havaya kaldırıp salladı.

"S-selam bizde s-seni konuşuyorduk çok havalıydın!"

"T-tüylerin çok güzel!"

"Lezi sen benim hayatımda gördüğüm en yakışıklı ejderhasın!"

  Leyzi gözlerini kısıp boş vaatlerde bulunan topluluğa bakıp göz devirdi.

"Bir ben erkek değilim ve sen hayatında benden başka ejderha görmedin, bu arada adım Leyzi. İki hakkımda konuştuklarınızı duydum, eğer birdaha Jimin hakkında kötü bir şey söylerseniz sizi öldürürüm. Şimdi gidin."

  Leyzi'nin konuşması biter bitmez ayaklandılar. Leyzi gülümseyip son bir yaramazlıktan zarar gelmeyeciğini düşündü. Havayı içine çekip ona göre çok hızlı olmayacak fakat bir tilki ve kurt için fırtınalı hava hissi verecek şekilde geri verdi nefesini. Kızlar açılmak üzere olan eteklerini kapatmaya çalışırken erkekler gözlerine kaçan tozlar yüzünden söyleniyordu. Leyzi Jungkook'un kahkahasını duyunca arkasını döndü. Hızlıca küçülüp ona sırnaştı. Sevdiği insanların onla ilgilenmesi favori aktivitesiydi. Ve Jimin'in, Jungkook'a olan ilgisini feromonlarından anlamıştı. Jungkook ona hızla gelen ejderhayı kucaklayıp arkadaşlarıyla Jimin'lerin oturduğu çardağa yürüdüler. Taehyung kollarını göğsünde birleştirip omuzlarını silkti.