Apartmana girip koşar adımlarla merdivenlerden çıktım. Zile üst üste basıp bir an önce açılmasını bekledim. Kapı açıldığında, açan kişiyi görünce donup kaldım. Elif karşımdaduruyordu. Ben olduğum yerde gözümü bile kırpmadan dururken Elif'in görüntüsü kayboldu. Hayal mi görüyorum acaba ??? Herhalde Elif'i çok özlediğim için halüsinayson gördüğümü düşünürken Elif elinde bir bardak suyla yeniden karşımda belirdi. Sonra " Heeyy ! " dedi ve elindeki suyu yüzüme döktü. Birden suyun kaldırma kuvvetiyle kendime geldim ve birazda ferahladım. Hava zaten çok sıcaktı , iyi oldu. Sonra hızla çığlık atarak Elif'in üzerine atladım. Saniyeler sonra kendimizi yerde bulduk. Annem de arkadan " Deli bu kızlar." diyerek bize gülüyordu. Annem elini uzattı ve sonunda yerden kalktık.
Elif'i sayamayacağım kadar çok öptüm ve kokusunu kocaman içime çektim. İlk kez bu kadar ayrı kalmıştık birbirimizden. Belki de buraya geldiğimden bu yana ilk defa bu kadar mutlu olmuştum. Hayır hayır , belki değil ilk kez bu kadar mutluydum. Elif'le biraz daha öpüşüp koklaştıktan sonra odama geçtik. Hemen konuşmaya başladı.
" Eee anlat bakalım."
" Ne anlatayım ? "
" Mirza desem ?"
Ahh, yine aynı meraklı Elif. Daha yeni geldiği halde başlamıştı sorularına. Ama Onun bu halini özlemiştim ve bunu bile özleyeceğim aklıma gelmezdi.
"Huylu huyundan vazgeçmez. Hala çok meraklısın. Senin bebekliğini de sevmezdim zaten."
"Sen benim bebekliğimi nerden hatırlıyorsun ki ? Ayrıca bende sana bayılmıyorum."
"Niye geldin o zaman ?" diye gülerek sordum.
O da benim gibi gülerek :
"Çünkü sana aşığıım." dedi ve yeniden sarıldık.
Annem kapıyı tıklatarak odaya girdi ve bizi yemeğe çağırdı. Elif annemle beraber odadan çıktı ve bende üstümü değiştirip mutfağa gittim. Beraber sohbet edip yemeğimizi yedik. Yemekten sonra annemi içeri yollayıp Elif'le birlikte bulaşıkları yıkadık. Tekrardan odama girdik. Elif'e burada ne kadar kalacağını sordum. O da bir haftalık rapor aldığını söyledi. Küçük bir çanta getirmişti. Kıyafetlerini kırışmasın diye dolabıma yerleştirdik. Biraz daha oturduktan sonra film izlemeye karar verdik. Annemden mısır patlatmasını istedim ve odaya gidip Elif'le beraber filmlere baktık. Sonunda akşam korkudan yatamayacağımızdan emin olsakta Dabbe : Cin Çarpması'nda karar kıldık. Zaten sohbet edeceğimiz için uykuya gerek yoktu. Annem sonunda mısırı ve ikişer bardak kola da getirince filmi başlattık.
Film o kadar korkunçtu ki yarım saat sonra dualar eşliğinde kapattık. Zaten hangi akılla böyle bir filmi seçmiştik ki. İkimizin de ödü kopardı böyle şeylerden.
"Artık anlatacak mısın ? "
Elif'in sabırsız çıkan sesiyle dikkatimi filmden alıp ona verdim. Neyden bahsettiğini çok iyi bildiğim halde :
" Neyi anlatacak mışım ?" diye sordum.
" Bilmemezlikten gelme seni çok iyi tanıyorum."
Gerçekten de beni bu hayatta en iyi tanıyan kişi oydu. Konuşmadan bile anlaşırdık biz. Ondan saklayacak bir şeyim olmadığı için daha fazla uzatmadan bu gün okulda olanları , Mirza'nın davranışlarını , elimi tutuşunu , bana dediklerini , kalbimin ritmini kaybetmiş gibi çarptığını kısacası her şeyi anlattım. Elif anlattıklarımı sessizce dinledi. Sonunda bana imâlı bir başık atıp
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLMEZDİM
RomanceAlâ içinde yaşadığı acılarla hayata kapılarını kapatmıştır. Kendisini yeniden hayata bağlayacak bir nedeni olmadığını düşündüğü anda Mirza'ya olan merakı ve ilerde babasından sonra yaşayacağı en büyük aşkı ona yeniden dünyanın yaşanabilir bir yer ol...