Kimseniz yokmuş gibi hissettiğiniz anlar oldu mu? Bu soruya gelen evet cevaplarını duyar gibi oluyorum. Bu şehirde bu kadar insan varken kalabalığın arasında tek başınıza yürüdüğünüz oldu mu? Bazen yalnızlık iyidir ama yalnızlığı seviyorum diyen kişiler aslında yalnızlığı sevmezler. Bir ortama girdikleri an da kalabalığın tadını alırlar ve bırakmak istemezler. Yalnızlık bir satıra dökülebilecek en anlamlı sözlerden biri olabilir mesela. Bir kişi yalnızlıktan bahsediyorsa için de kopan fırtınaları kimse bilemez. Derdini anlatabileceği biri olmalı insanın. Yüreğini hiç kimseye açamadığı kadar derin açmalı. Öyle güvenmeli ki ona ailesinden biri olarak kabul etmeli. Tabii ailesinden biri olarak kabul ettiği kişi de onun dertlerini , sıkıntısını , kalbinde açılan en büyük yaraları bir hazine gibi saklayabilmeli. Tabi ki arkadaşlık sırdan ibaret değildir. Gerçek dostun tanımını ben değil herkesin kendi arkadaşı, kardeşi gibi olan insanlar öğretir.
Neydi beni bu kadar yalnız kılan? Okulda arkadaşım olmadığı mı? Hayır, Elif okula gelmediği zamanlar elime kitabımı alıp okuyunca kendimi hiçte yalnız hissetmiyordum. Burada böyle değil. Yeni tanıdığım insanlar bile bana düşman olabiliyor. Bütün şehirler birbirinden farklı olduğu için içindeki insanlarda birbirinden farklı mı olurdu? Balıkesir de Elif kadar olmasa da yakın olduğum arkadaşlarım vardı ve hiç biriyle aramızda bir sorun yoktu. Tartıştıktan 2 saat sonra bile hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorduk. Ama İstanbul farklıydı. İstanbul gerçekten içinde ki acılarla güzelleşen bir şehirdi. Her insanın bir derdi vardı öyle değil mi? En kalabalık şehir İstanbul olduğu için en hüzünlü şehirde sayılmaz mıydı?
Okuldan çıktıktan sonra sahile indim ve kıyıya vuran dalgaların düşünmem için güzel bir yöntem olabileceği kanaatine vardım. Gerçekten iyi gelmişti burası bana. Okulda acaba bizi oksijensiz falan mı bırakıyorlar bilerek. Beynimize oksijen gitmesin de donup kalalım diyerek mi? Mirza' ya o an söylemek istediklerim şuan aklıma gelmişti ve tuvaletteyken niye aklıma gelmez ki diyerek düşündüm. Eğer yarın benimle konuşmaya çalışırsa söyleyeceklerimi şimdiden ayarladım ve eve doğru yürümeye başladım. Eve geldiğimde annem yoktu, işteydi. Annem tek başına şu koca şehirde benim için yaşam mücadelesi veriyordu. Survivor da falan mısınız diyerek dalga geçebilirsiniz ama gerçekten burada kimseniz yoksa ve babanız başınızda olmadan annenizle yaşıyorsanız bu gerçekten bir yaşam mücadelesine dönüyordu. Annemin maaşı bize zar zor yetiyordu ve bunu düşünmek üzülmeme sebep olmuştu. Anneme destek olmak amacıyla okuldan sonra part time bir iş bulmaya karar verdim. Bulaşık bile yıkardım yeter ki evimize biraz destek oluyum. Okuldan sonra çevredeki pastaneler de veya lokantalar da bir iş bakmayı aklımın bir kenarına not ederken banyoya girdim ve kendimi sıcak suyun kollarına bıraktım. İlk başta tenime çarpan soğuk su yüzünden ürpersem de duş almak iyi gelmişti. Üzerime temiz kıyafetler geçirirken acıktığımı fark ettim. Ne de olsa Mirza yüzünden öğle arası hiçbir şey yememiştim. Ona karşı içimde bir öfke oluştu. Beni sevgili avcısı falan olarak mı düşünüyordu? İçimdekileri Elif'e anlatmadan rahatlamayacağımı anladım ve bir şeyler yedikten sonra Elif'i aramaya karar verdim.
Telefonu aldım ve rehberden Elif i bularak üzerine bastım. Uzun uzun çalışlardan sonra telefonu açtı ve özlediğini belli eden ses tonuyla konuşmaya başladı. Nasılsın , evet bende çok özledim gibi muhabbet bittikten sonra bugün olanları anlattım ve hiç konuşmadan beni dinledi. Evet Elif iyi bir dinleyiciydi ve bu yönü çok hoşuma gidiyordu. Bu yüzden içimden gelen her şeyi de söyledim ona. İkide bir lafımı kesen biri olsaydı düşüncelerimi anlatmadan kapatırdım telefonu. Söyleyeceklerimin bitmiş olduğunu anlamış olsa ki ilk tepkisi;
- Kızım sen ciddi misin? Mirza sana seni kıskandığını söyledi ve sen ilk haftadan hızlı çıktın demesine mi takılıp kaldın.
- Elif ama çok saçma değil mi sence de? Yani daha tanışalı bir hafta oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLMEZDİM
RomanceAlâ içinde yaşadığı acılarla hayata kapılarını kapatmıştır. Kendisini yeniden hayata bağlayacak bir nedeni olmadığını düşündüğü anda Mirza'ya olan merakı ve ilerde babasından sonra yaşayacağı en büyük aşkı ona yeniden dünyanın yaşanabilir bir yer ol...