BAŞARMAK!

104 3 0
                                    

________________

Törenin yapılacağı adres elimde beklerken gelen ilk taxsiye binip törenin yapılacağı yerin adresini not ettiğim kağıdı şöföre verip arkama yaslandım. Bu yorgunluk ne böyle yolculuğun yorgunluğumu yoksa beynimin yorgunluğumu bu? Sessiz, sakin ve en önemlisi huzur kokan bir yer olsa keşke oraya gidip ne için burada olduğumu , kim olduğumu ve ne yapacağımı bulsam. İçimdeki bu boşluktan hiç olmadığım kadar korkarken huzur kokan yere öyle bir ihtiyacım vardı ki. İçimde gün geçtikçe büyüyen bu şey  nefret mi yoksa yılların özlemi mi? Taksinin durmasıyla yaslandığım yerden doğrulup şoföre baktım. Adam sabır dilercesine nefes alıp 

" daha ne kadar öyle durmayı bekliyosun geldik."

 demesiyle hem parayı çıkarabilmek için hemde utandığımın simgesi olan yanağımdaki kızarıklığı gidermek adına cüzdanımın içinden taksi ücretini çıkartıp vererek  taksiden indim. Filmleri aratmayacak derecede muhteşem görünen yere ağzım açık bir şekilde baktım. Kapıya kadar olan kırmızı halı, her tarafı bembeyaz ışıklarla kaplanmış olan içeriye girdikçe rengarenk ışıklarla aydınlanmaya başlanmıştı. Adete göz kamaştıran diğer şeyse bu rengarenk olan ışıklara nazaran duvarın her bir köşesinde hiç bir rengi içinde barındırmayan siyah ve bir o kadarda farklı anlamları olduğunu inandığım simgeleri esir almış tablolar. Ama hiçbir rengi içinde barındırmamasına rağmen bembeyaz ışık ona farklı anlamlar katıyordu kesin. Çeşit çeşit renkleri  barındıran bu mekan nedense burada farklı bir şey anlatmaya çalışmış. Neysin sen böyle ya.? Anlamın ne böyle? Mikrofondaki kadının sesiyle derinlere daldığım bu yerden ayrılıp masaların olduğu yere geçtim. o kadar farklı bir yerki hala anlam veremediğim bir şey bu girişte rengarenk bir görüntü verip içinde siyahın ve beyazın hakim olduğu organizasyon. Masalar siyah, sandaliyeler siyah , yer yer olan ışıklar siyah, kürsü siyah, beyaz olan tek şey yer yer olan beyaz ışık , erkeklerin beyaz gömlekleri ve bazı kadınların giydiği beyaz elbiseler. Daha fazla incelemeyi bırakıp töreni başlatan kadını dinleyebilmek için masalardan birine geçip oturdum.

" Buraya gelen herkese öncelikle teşekkürler. Şirketimiz ilk defa liseler arası bir proje gerçekleştirmiş bulunmakta. geçtiğimiz ay 81 ilimizden liseli gençlerimizin katıldığı bir yarışma düzenledik. Ve bugünde merakla beklenen gün birazdan hepinizin huzurunda kazanan o muhteşem arkadaşları ve tasarımlarıyla sizlerle buluşturacağız. Şunu söylemeden edemeyeceğim bu projede olmaktan gurur duyuyorum. Bu projeyle birçok öğrenciye umut ışığı olmak bizim için büyük bir onur. sizleri daha fazla bekletmeden yarışmada üçüncü olan çalışma... "

demesiyle kadının arkasında kocaman ekranda belirmesiyle üçüncülüğü kazanan projeye baktım. Etraftan yükselen alkışlara aldırmadan sadece çalışmaya baktım. bu kadar etkileyici bu kadar güzel bir proje nasıl olurda üçüncü olurdu. 2. kişiyide gördüğümde anladım ki bir karışıklık olmuştu. Bu muhteşem ötesi bir tasarım nasıl olurduda birinci olmazdı. Yine umutlarım boşa çıkmıştı anlaşılan. Daha fazla burada kalamayacağımı anlamamla ayağa kalkmam bir olmuştu.Son bir kez kürsüdeki kadına bakıp arkamı döndüm.

"Şimdi sırada tasarımıyla biz kendine hayran bırakan Beril Aksoy'u buraya davet ediyoruz."

demesiyle sanki biri beni boşluğa itti. Hani mutluluktan ayaklarının yerden kesilmesi vardır ya öyle bir şeydi sanki bu. İlk defa başarabilmenin mutluluğu...Sevinçle döndüğüm yerde sanki ayaklarım benden komut beklemeden ilerliyordu, yoksa daha düşünmeye bile zorlanan beynim nasıl ayaklarıma yürü komutu verebilirdiki. Ne ara geldiğimi bilmediğim kürsüde ödülümü almak için bekliyordum peki ya kimden. Sakin ol Beril sakin. Yada bunlar bir rüyadan mı ibaret? Hala o pansiyondaki odamda uyuyormuydum? Kendine gel Beril başardın ilk defa başardın. Hemde tek başına. Kadının sesi ile kendimi toparlamaya çalıştım, kendimce. 

'Bizi bu güzel tasarımına hayran bırakan bu genç ve güzel bayana  ödülünü vermesi için holdingin sahibi Selçuk beyi kürsüye davet ediyoruz'

birden bire yükselen alkış sesleri ile sanki bir rüyadaydım. Hemde uyanmak istemeyeceğim kadar güzel olan bir rüya. Beni hipnotize eden alkış seslerinin eşliğinde kürsüye doğru yaklaşan karizmatik ve yaşına göre oldukça yakışıklı bey olsa olsa kadının söylediği Selçuk Sancaktar olmalı. Adam kürsiye gelmesi ile elimi tutup merhaba diyerek kürsiye döndü. Heyecandan daha yeni idrak edebilsemde Selćuk Sancaktar günün anlamını ve önemini anlatmak konuşmaya başlamıştı. O kadar heyecanlıydım ki ilk defa birşeyi başarabilmenin mutluluğu ile ne yapacağımı şaşırır durumda sadece ve sadece ayakta beklemekle yetindim. Selçuk beyin o kadar konuşmasının ardından sadece son söylediği çümleyi duydum. "Beril Aksoy " evet koskoca Sancaktar holdingin sahibinin söylediği isim lise öğrencisi ve hayatı baştan sona yalan olan Beril Aksoy olmuştu...

Benim hayatım daha yeni başlıyor. Hemde sıfırdan kimsenin baskısı olmadan...

Herkese merhaba uzun bir aradan sonra burada yazmak o kadar güzel bir duygu ki anlatamam. Daha hikayenin başındayız Beril Aksoy'un yeniden doğuş hikayesine hoşgeldiniz tekrardan... Daha hikayemizin çok başındayız o yüzden olay örgüsü  daha yerine oturmadı. Hemen birden birede herşey gelişsin istemiyorum ama bence aşkın , aksiyonun ve bol bol entrikaların olduğu bölümlere geçme zamanı geldi hatta geçiyor bile :))  Sizcede öyle değil mi?  Neyse bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle...

Büyük BuluşmaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin