Ben Esma Öztürk, özel kuvvetlerde askerim. üç yıldır terör örgütlerindeyim neden terör örgütlerinde olduğumu sorarsanız görevdeyim evet duyduğunuz gibi üç yıldır görevdeyim annemden, babamdan ve kardeşimden üç yıldır uzaktayım, üç yıldır onları görmüyorum. Sizler evlerinizde ve dışarılarda rahat ve korkusuz yaşayabilin ve al bayrağımız göklerde rahat bir şekilde dalgalanabilsin diye benim gibi bir çok anne ve babanın evladı canını ortaya koyuyor. Sakın beni yanlış anlayıp atarlı bir üslupta konuştuğumu sanmayın asla ters bir üslupta böyle konuşmuyorum.
Biliyorum, sizlerin de zor ve yoğun geçen hayatları var ama ne olursa olsun hayatınız zor olsa da hayatınızın değerini bilin aileniz ile kavgalar ediyor olsanız da onların değerini bilin, birbirinize ne olursa olsun saygı gösterin, birbirinizle yardımlaşın...
Şimdi diyeceksiniz ki; iş hayatımızda yada eğitim hayatımıza gelince ülkemiz o kadar da gelişmiş değil, doğru ülkemizin bir çok kusur ve hataları var ama onlarda ülkemiz daha güzel yerlere gelsin diye çabalamaya çalışıyorlar ama bana sorarsanız bir daha dünyaya gelecek olsan nerede doğmak isterdin? yine kendi ülkemi seçerim yani Türkiye'mi neden diye soracaksınız veya bir çoğunuz Türkiye'de doğduğun için yada askersin diye öyle düşünüyorsun diyeceksiniz hayır ne Türkiye'de doğdum diye nede askerim diye peki o zaman neden? 15 Temmuzu hatırlıyorsunuz değil mi? hiç birimizin unutamadığı o an hepimiz ne olup bittiğini anlamaya çalışıyoruz, çocuklarımız korkuyor bizlere "darbe ne?" diye soruyorlar, herkes televizyonların başına geçmiş haberleri dinliyor aile bireylerimiz İstanbul'a, Ankara'ya gitmek için hazırlanıp yola koyuluyor, hepimiz ülkemiz o namus yoksunu insanların eline geçmesin diye canımızın son damlasına kadar savaşmaya dışarlara koşuyoruz, tankların önüne yatanlar mı dersin? yaşlı, genç, hamile demeden çocuklarını bırakıp çıkanlar mı dersin? yada sabahlara kadar seccade başında kuran başında yada camilerde okunan şehadetler mi dersin? bunları söylerken yada okurken bile insanın tüyleri diken diken oluyor öyle değil mi? söyleyin bana hangi ülke bizim gibi vatanını bu kadar çok seviyor? hiçbir şeyi düşünmeden vatanı için tankların önüne atlıyor? yada silahsız dışarı koşuyor hiçbiri değil mi? ülkemizin ne kadar da kusurları olsa vatan sevgimiz her şeye herkese bedel öyle değil mi? kısaca açıklamak gerekirse ülkemizi de değiştirmek bizlerin elinde ve ben şuna inanıyorum ülkemiz İnşallah gelecek zamanlarda çok güzel yerlere gelecek çünkü Allah her zaman kullarının yanında ve lütfen sizlerin için canlarını ortaya atan vatanı için her şeyden vazgeçen bizleri unutmayın ve dualarınızda bizleri eksik etmeyin olur mu?
3 AY ÖNCE
Dışarıdan gelen gürültülü sesleri duyduktan sonra günlüğüme yazdığım cümlenin son sözlerini de yazıp kapağını kapatıp yatağımın altında yaptığım gizli bölmeye koyup yatağı eski yerine itip dışarı çıktım, herkes bir yerlere koşturuyordu ve daha fazla önlem alıyordular gördüğüm adamın birini durdurup konuşmaya başladım.
"Ne oluyor bu seste ne böyle?"
"Maria çatışma sırasında bir Türk askeri yakalamışlar."
Türk askeri sözünü duyunca kalbim sıkışmıştı, yine aynı şeylerin olmasını kaldıramazdım yine bir annenin babanın evladının bir Türk askerinin şehit olmasına eşlik edemezdim, tek başıma gömemezdim...
Kendimi toparlayıp boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. "Nerede şimdi?"
Eli ile biraz uzağımızda ki yıkık dökük içinde kalan harabe yeri gösterdi. "İşkence odasına götürdüler."
"Tamam ben oraya gidiyorum, biraz eğlenmekten zarar gelmez sonuçta değil mi?"
Ellerim titreye titreye yıkık dökük içinde kalan işkence odasının kapısına geldim. Derin bir nefes alıp kapıyı açıp içeri girdim; içeri girdiğimde karşımda sandalyeye bağlanmış baygın bir şekilde, gözleri kapalı duran askeri gördüm 1.95 boylarında, koyu kahverengi saçlı ve esmer tenli birine benziyordu. Askere baktıktan sonra yanımda duran adama döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARÇURAY
Hành độngArçuray: Türk mitolojisinde ormanları koruduğuna inanılan varlık. Benim kapıyı çalmamın arkasından gel komutu ile içeri girip selam verdik. İçeride Akman Paşa, Göktürk Albay ve babam yani Öztürk Albay vardı. "Geçin oturun çocuklar." Oturmamız ile A...