Evden çıkıp bahçeye indiğimizde Ekin yüzbaşı ve Kayra teğmen bahçede endişeli bir şekilde bir şey arıyordular, Ekin yüzbaşı bizi görünce hızlıca yanımıza yaklaşıp Rale'ye soru yöneltti.
"Rale Achilles ortalarda yok gördün mü?"
Ekin yüzbaşının Achilles'u sorması ile onu evde yalnız bıraktığımızı yeni fark ettim, hızlıca geri yukarı çıkıp kapıyı açtım, kapıyı açmam ile Achilles koşarak yanıma geldi.
"Birileri seni arıyor aşağı insen daha iyi olacak gibi."
Aşağı geri inmem ile peşimden Achilles'da indi, Achilles'u gören Ekin yüzbaşı derin bir nefes alıp sakinleşip Achilles'a sarıldı sonra kaşlarını çatıp bana baktı.
"Neden içeri aldın onu?"
Neden bu kadar sinirlendi bu şimdi? "Peşimizden geldi ne yapsaydım yüzüne mi kapasaydım?"
"Achilles kimsenin peşinden gitmez özellikle yabancıların."
"Buna nereden kanaat getirdiniz?" Gereksiz bir şekilde sinirlenip beni terslemesi hoşuma gitmemişti sanki köpeğini yedik, hayvanla ne zamandır ilgilenmiyorsa artık.
"Köpeğimi senden daha iyi tanıdığım için olabilir mi?"
Ekin yüzbaşının gözlerine bakıp sırıttım. "Demek ki köpeğinizi tam tanımıyorsunuz?" Tam bana cevap vereceği sırada telefonu çaldı. Gideceğimiz sırada telefonu buyurun komutanım diye açması ile beklemeye başladık. Bahçenin ilerisine gidip konuşmaya devam etti. Kayra yanıma gelip elini uzattı. "Merhaba komutanım ben Kayra."
"Merhaba bende Esma." 190 boylarında beyaz tenli, mavi gözlü; kumral saçlı ve yapılı bir vücuda sahipti. "Namınızı çok duyduk komutanım."
Gülerek cevap verdim. "Umarım kötü bir namım yoktur Kayra."
"O kadar kötü denmez diye düşünüyorum."
"Artık kendin görüp deneyimlersin." Göz bebekleri bir kaç saniyeliğine büyüyüp küçülmüştü. Biz sohbete dalmışken Ekin Yüzbaşı yanımıza geri döndü. "Esma Akman Paşa ikimizi karargaha çağırıyor."
Akman Paşa mı? Beni ve Ekin Yüzbaşıyı ne yapacaktı acaba? "Tamam komutanım, Rale ben geldiğim zaman gideriz markete."
"Tamam sıkıntı değil bende liste yaparım o sırada."
Ekin yüzbaşı ile evden çıkıp taksiye bindik. "Komutanım çağırılma sebebimizi biliyor musunuz?"
"Bilmiyorum."
Kafamı cama çevirip karargaha varana kadar dışarısını izledim. Karargaha geldiğimizde Kamuflajlarımızı giyip Akman Paşanın odasının kapısına geldik. Ekin Yüzbaşı bana bakıyordu ben ona bakıyordum. "Ben çalayım, siz konuşun?" Bunu söylemem ile küçük bir kahkaha attı. O güldükten sonra istemsiz bende gülmüştüm. Harp okulunda ne çok yapardık, şuan değişen tek şey ise karşımdaki benim Ekinim değil bir başka Ekin'di...
Benim kapıyı çalmamın arkasından gel komutu ile içeri girip selam verdik. İçeride Akman Paşa, Göktürk Albay ve babam yani Öztürk Albay vardı. "Geçin oturun çocuklar."
Oturmamız ile Akman paşa konuşmaya başladı. "Sizi buraya neden çağırdığımı merak ediyorsunuz öyle değil mi? Burada toplanma sebebimiz siz ikinizsiniz. Aldığımız istihbarat sonucu Esma tam anlamı ile tüm örgütte deşifre olmuş gözüküyor ve öbür paşalar ile görüşmem sonucu Esma'nın görevini ya yurt dışında yapmalarını istiyorlar yada istifa etmesini istiyorlar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARÇURAY
AçãoArçuray: Türk mitolojisinde ormanları koruduğuna inanılan varlık. Benim kapıyı çalmamın arkasından gel komutu ile içeri girip selam verdik. İçeride Akman Paşa, Göktürk Albay ve babam yani Öztürk Albay vardı. "Geçin oturun çocuklar." Oturmamız ile A...