Bölüm 6

3.6K 348 204
                                    

🕎 Bölüm 6 - Kursakta Kalan Soluk     🕎

🎤 Kendimden Hallice - Unutulmayan Biri Hep Vardır

🎤Emir Can İğrek - Ecza Deposu

"İmkansız," diye söylendi Yusuf kendi kendine. Söylediği her bir söz, ettiği her bir küfür sinirle gerilmiş dudakları arsından çıkıyor, gürültülü müziğin sesine karışıyor belki de yok oluyordu. Yusuf gergince elini saçından geçirdi, bir dizi ileri geri hareket ediyordu. Gördüğü her şeyi yakıp yıkmak, Bilun'u kolundan tuttuğu gibi ait olduğu yere getirmek istiyordu. Bilun, bunca zaman olduğu gibi yine onun yanında olmalıydı, başka bir adamın kollarında arsında değil.

"Abi," diye fısıldadı korkuyla kendisine bakan kız kardeşi Bukre. O an şanslarını müzik ritmini ve ses düzeyini düşürdü. Saat epey geçmişti ve abisi Bilun ve o adam gitti gideli yere bakıyordu. Ne olduğunu kendisi de anlamamıştı. Abisinin anlatamayacağı da kesinleşince yanına yanaştı.

Oldu olası abisinden çekinen bir kızdı, küçükken kendisine kaba kuvvet uyguladığını hatırlıyordu. Annesi iki kardeşin arasına girmek ve Yusuf'u geri püskürtmek zorunda kalıyordu. Şimdi annesi yoktu ve annesi gitti gideli abisine karşı hep daha fazla çekingen davranıyordu. Yusuf'un öfkeli halini yakından gören biriydi ve şu anda yanında onu koruyan bir annesi yokken yanına yaklaşmak ne kadar mantıklıydı? Bilemiyordu.

Bukre, birkaç defa karşılaşmıştı Tan Çağın ile. Aynı mekanda, basit bir kafede gördüğü olmuştu. Üniversitedeki arkadaş gurubunda adam hakkında yapılan edepsiz esprileri duymuş, içten içe hak da vermişti. Tan, dış görünüşü ile hiç şüphesiz çoğu genç kızın düşlerini süsleyen tipte bir adamdı. Buraya kadar her şey normaldi tabii, hatta arkadaşı da çekici bir kızdı. Bilun'u çok beğeniyordu ama Tan ile isimlerini bile bir araya getiremiyordu. "Ben o adamı biliyorum," diyince abisinin alevden farkı olmayan gözleri kendisine döndü.

Abisi özellikle geçen seneden beri Bilun'a karşı hisler besliyordu. Kendisine şundan iki ay kadar önce Bilun'un sevgilisi olup olmadığını sormuş ve olumsuz bir yanıtı abisine vermişti. En yakın arkadaşının abisi ile beraber olmasını çok isterdi. Hatta bir dönem Bilun'un abisine iyi geldiğini bile düşünmüştü. Çünkü abisi eskiden tam bir sinir hatasıydı, son zamanlarda ciddi bir yol kat etmişti. Şimdilerde sesini bile yükseltmiyordu. Bukre, bu yolun temelini arkadaşına bağlıyordu. Lakin şu anda görüyordu ki arkadaşı bir adam ile birlikteydi. Gözlerine inanmakta güçlük çekiyordu. En az Yusuf kadar da şaşkındı.

Abisinin bakışlarını fark edince devam etmek zorunda hissetti kendini. "Biliyorum ama Bilun ile onları daha önce bir kere bile yan yana görmedim." Başını iki yana salladı ve zihnini zorladı. Abisine şimdiye kadar hiç yanlış bir bilgi vermemişti ve yine vermek istemiyordu. Şayet daha evvel onları bir arada ya da aynı ortamda görmüşse bunu abisine söylemeli ve onu daha fazla boş bir ümide hapsetmemeliydi. "Hatırlamıyorum hiç, yani aslında..." abisi devam etmesi için başını salladı. Lâkin Bukre devam etmedi. Bazı kareler gözünde canlanmaya başladı bu saniyede. Birleştirmeye çalıyordu.

Yusuf ise bu sessizliği kendi lehine yordu. "Yalan söylüyor," dedi dişlerinin arasından. "Onun sevgilisi olamaz." Sinirle çenesini sıvazladı. Zihninden farklı şekillere bürünmüş fikirler dolanıyor ve hepsinin sonucunda da tek bir kare fotoğraf beliriyordu. Bilun.

Aniden ayaklandı. Beraberinde Bukre de ayağı kalktı. "Yürü sen eve gidiyorsun," dedi, kız kardeşini beklemeden çıkışa yürümeye başladı. Bukre seri bir şekilde eşyalarını toparladı. Abisini mekanın sokak kapısının önünde anca yakalayabildi. "Sen nereye?" diye sordu korkuyla. Abisinin bir delilik yapıp zarar görmesinden çekiniyordu. Çünkü Çağınların güçlü ve sözü geçen bir aile olduğunu biliyordu. Belli ki abisi bu bilgiyi önemsemiyordu bile.

Çığlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin