14

3.8K 305 124
                                    

Dokuz ay önce...

Güney Kore, Kuzey Merkezi Tatil Bölgesi. Yüksek Plaza Daireleri No:9

Bacaklarımı sallandırırken ellerimi dizlerime bırakmış ve okşamıştım. Saten kumaşın altındaki tenim karıncalanmaya başlamış ve iç çekmeme sebep olmuştu.

"Ah Tanrım bana yardım et." Bu gece her şey sona erecekti. Seokjin ile mühürlenecektim ve artık kızgınlığım çabucak bitecekti. Herkesinkisi gibi ben de sonunda alfamla bu ânı taçlandıracaktım ve yıllardır bu günü bekliyordum.

"Cevap versene dünyanın en yakışıklı adamı seni." Başımı huylanarak telefonumun açık kalan ekranına çevirmiş ve bir bildirim gelmesi ile kendimi masanın üzerinden atıvermiştim. Birkaç adımda sendeleyip bacaklarımı çapraz haline getirip şişkinliğime bastırmış ve tıslamıştım. Bacaklarıma yayılan yoğun zonklama eşliğinde kıvrana kıvrana telefonu elime almış ve gelen mesajı okumuştum.

Kocam- Birkaç saat geç kalabilirim. Uçak rötar yapacak gibi. Üzgünüm bebeğim.

Yüzümü buruşturup telefonu fırlatmamak üzere elimde sıkmış, sıkmış ve yerine geri sertçe bırakmıştım. Bu da bardağa koyduğum çokca şarabın sallanıp ince belli olmasından kaynaklı devrilmesine sebep olmuştu. Beyaz takımımı mahveden kırmızı şarap saten kumaş üzerinde dans ederken ağzım açık kalmış ve omegam acı içinde alfasını isterken çığlık atmaya başlamıştı. Oflayarak bardağı düzeltmiş ve yemek masasının örtüsünü sıyırıp üzerimdeki ıslaklığa bastırmaya başlamıştım.

Tabi bu yana yana sonuna gelen kırmızı mumların devrilmesine sebep olunca sinirle inleyip elimdeki her şeyi bırakıp soyunmaya başlamıştım. Takım elbisemi Seokjin'in çıkartacağı hayaller arasına daldığım tüm o zamanlara küfür ederek banyoya yönelmiştim. Arada kasıklarıma avucumun içiyle bastırıp sızlanıyor ve sendeleyip duruyordum. Yolun ortasına saçtığım kıyafetlerim arasından duşa girebilmiş ve anında karnıma yaslanan sertliğime bir küfür etmiştim.

"Bundan nefret ediyorum." Dokunsam dahi boşalmayacağımı bildiğim için bedenimi yıkayıp çıkmış ve havluya sarılıp yatağa atmıştım kendimi. Omegam ağlaya ağlaya alfasını arıyor ve onu çağırmadan duramıyordu. içten içe alfamın beni hissettiğini biliyordum. Yüzük parmağımdaki yüzüğümü çevirdikçe arada gülümsüyor ve gerçekten alfamla mühürlenmek için bir daha can atmaya başlıyordumm.

Kasıklarımdaki karıncalanma ve zonklama bir an geçer gibi olunca anında uyuklama moduna girmiştim çünkü saatlerdir böyleydim ve bu fiziksel olarak çok yorucuydu. Omegam nedeni belirsiz bir şekilde az da olsa sakinlemiş ve beni de serbest bırakmıştı. Tam uykuya dalacakken deliğimden gelen yoğun sıvıyı hissetmiş ve bacaklarımı birbirine sürtüp kalçama akmasına sebep olmuştum.

"Lanet olsun." Baş ucumdaki saate bakmış ve daha uykuya yeni dalacağımı zannettiğim bedenin içinde iki saat geçirdiğimi görmüştüm. Kızgınlık yeniden şiddetlenmiş ve bir çare Seokjin'i aramak istemiştim. Omegam adeta ağlamak istememe sebep olacak kadar çok alfasını yanında istiyor, feromonlarını tüm Kore'ye yaymak istecesine serbest bırakıyordu.

Bornozuma iyice sarılıp doğrulmuş ve kalçama giren ağrı yüzünden hemen doğrulmak zorunda kalmıştım. Deliğim ve daha fazlası cayır cayır yanıyordu. Sürekli ıslanıyor parmaklarıma bir şans versem mi düşüncesine kapılmama sebep oluyordu. Yine de telefonumu almak için şömine başına geçmiş ve masa üzerindeki bildirim ışığı yanıp sönen cihaza yönelmiştim. Bir elim belimde kambur şekilde yürürken ayak parmaklarımı birbirine sürtüyor ve dişlerimi gıcırdatarak arada bir havlu üzerinden kendime baskı yapıyordum. Bu dokunuşlar kendime ait de olsa dışarıdan olduğu için içimi gıcıklandırıp inlememe sebep oluyordu.

OMEGA 'オメガ'/TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin