Başımdan aşağıya dökülen kaynar su misali... Seokjin'in Amerika'ya giderken yalnız gitmediği ve Namjoon'un altı ay gibi bir sürede eve çıkıp ceza borcunu Jungkook'a nasıl ödediği ortaya çıkmıştı."Namjoon yakın zamanda bir yere gidiyor mu? Ya da gitti mi?" Kaşları çatılmış ve başını yana yatırırken iki yana sallamıştı.
"O hep burda." Emin olamayan bir nefes almış ve cevabı yüzünden düşünmeye başlamıştım. Seokjin gerçekten Amerika'ya gitmese annem bunu bana söylerdi ya da haberi olurdu değil mi? Sonuçta bizim şirketin başında o vardı ve... haberi illa olurdu.
"Namjoon beni tanıyor. Karşılaşmamamız lazım."
"Seokjin ile görüştüğünü mü düşünüyorsun?" Şaşkınca kaçırdığım bakışlarım önüne geçmiş ve görüş alanıma girmişti.
"Ona hemen yetiştirir ve her şey, bok olur." Gözleri sonuna kadar açılmış ve başını iki yana sallamıştı. Bunları duymayı beklemiyor gibiydi.
"Hiç sanmıyorum, birlikte değiller." Kaşlarım çatılmış ve ayağa dayanamayarak kalkmıştım. Hem kendine hem de ona güvenip sağlam gibi rahattı davranışları.
"O kadar çok güvendiğin arkadaşın senden habersiz çocuk peydahlıyor, üniversite de benim gözümün içine baka baka benim sevgilimle yatıyor." Ağzı birkaç kere açılıp kapanmıştı. Bana yardım etmeyi kabul etmesi belki de Namjoon denen arkadaşından edindiği bir ekstream olaylara karşı olan sakinliğinden kaynaklıydı. Yoksa hiçbir deli bana yardım etmezdi, hem de Kim Seokjin'e karşı gelicek bir şekilde. Sehpaha üzerindeki boş kutuları toplamaya başlamıştı.
"Ben Namjoon'a benzemem." Bana arkası dönükken onaylar şekilde mırıldanmıştı.
"Aynı üniversitedeki Taehyung gibisin zaten. Değişmemişsin, kendine benziyorsun hala." Dedikleri yüzünden ağzım açık kalmış ve tam arkasına geçip doğrulduğu anda karşısına çıkmıştım.
"Bana laf mı söylüyorsun sen?" Tek kaşını kaldırıp indirmiş ve başını sallamıştı iki yana.
"Sadece arkadaşıma her şeyden çok güveniyorum." Ona bir numaralı cidden mi bakışımı şaşkınca atarken hareketsiz kalmış ve yanımdan gidişini izlemiştim.
"Yine de isteğin üzerine onu eve sokmam ama Gaje haftada en az bir akşam bende kalır. Ona yapacak bir şeyim yok. Namjoon mesaiye kalıyor ve-"
"Kocamla sevişiyor." Kollarımı göğsümde bağlayıp gerçekleri görmesi adına ona dik dik bakmaya başlamıştım.
"Her neyse, yakında öğreniriz işin doğrusunu. Eğer sen haklıysan şimdiden kendi adıma özür dilerim. Ama eğer ben haklıysam...." Tek kaşımı kaldırıp ne diyeceğini merak ederken gözleri dalıp gitmiş gibi duraksamıştı. Alfası farkında olmadan omegama çağrıda bulunurken kaşlarım hafifçe çatılmış ve onu anlamaya çalışmıştım. Feromonları git gide yoğunlaştığı anda zavallı omegam alfanın bu çağrısına karşılık vermişti. Mühürlü olmama rağmen bu derece omegamı harekete geçirdiğine göre alfası ve omegam birbirlerinden etkilenmiş olmalıydı ve bu neredeyse imkansızdı. Omegam Seokjin'in alfasına bağlıyken nasıl bunu yapabiliyordu? Başka bir alfa için feromon salgılayıp beni sarhoş ediyordu.
"Galiba sonsuza kadar bekar kalıcam ve ev arkadaşına ihtiyacım var. O zaman benimle kalırsın." Birden gözlerini kapatıp açmış ve ikimiz de rüyadan uyanır gibi kendimize gelmiş ve hiçbir şey olmamış gibi davranmayı seçmiştik.
"Evet evet, tabi." Hızla arkamı dönmüş ve ne dediğimi pek de umursamadan az önce olanları düşünmeye başlamıştım. Kendimi yatağa atmış ve karanlık odada çarşafları değiştirmesine rağmen alfasının kokusunun sindiği tülleri ve yatağı koklamıştım. Az önceki kokuya çok benziyordu ve omegam içten içe o kokuya hasret kalmaya başlıyor, uyurken hissetmek istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGA 'オメガ'/Taekook
FanfictionKarnı burnunda olan Taehyung sonunda ruh eşi için alfa kocasından kaçar ### Bölümler düzenlenip yeniden paylaşılmaya başlanmıştır ###