Günaydınlaar, çünkü bölümü sabahın köründe atıyorum. Bakalım kimler uyanık. Okula ya da işe giden var mı?Ok-key
We have some smut in here
Disko disko... Hadi bakalım
Tek yapmam gereken Jungkook'u aramak, kesinlikle. Bunu acilen onunla paylaşmalıydım, ya da bir dur ya. Zaten mühürü kırmak istediğini söylemiştin. Haberi olan bir şeyi ilk defa söyleyecekmiş gibi heyecanlanmasan mı acaba?
Sadece saçlarını yıkamaya devam et.
"Taehyung?" Aklımdaki düşüncelerden dolayı Jungkook'un eve geldiğini bile duymadığıma inanamıyorum.
"Baş aşağı ne yapıyorsun? Saçlarını neden lavaboda yıkıyorsun sen?" Esneyerek banyonun kapısına dikilmiş ve ne yaptığıma bakmaya başlamıştı. Sonra etrafdaki saç boyama malzemelerini görünce kaşları çatılmış, Kutuyu kapıp rengine bakmıştı.
"Gerçekten mi?" Saçımın fazla suyunu sıkarak havluyu almış ve saçlarıma dolayarak belimi tutarak doğrulmuştum.
"Ay belim, ay, ay, ay, belim." Yüzümü buruşturup belime saplanan ağrı yüzünden ileri geri esnemeye çalışmıştım.
"Doğum nasıl geçti?" Derin birkaç nefes almış ve üzerime geçirmek için tişörtüme bakınıp yanına gelmiştim. Aynı zamanda yüzüme akan damlaları havluya siliyor, ellerime bulaşan siyah saç boyası lekelerini ovuyordum.
"Evet, ağlamadan doğan bebeklere karşı bir endişeli oluyorum ama, oldukça sağlıklıydı. Dikişlerin kontrolünü yapıp geldim ama senin bu saatte ayakta olman hoşuma gitmedi." Başımı sallamış ve yeni doğan güneşin aydınlattığı odaya kısa bir bakış atmıştım.
"Uyku tutmadı." Tek kaşını kaldırmış ve tişörtümü giymeme yardımcı olmuştu.
"Neden?" Şaşkınca geriye adımlamış ve anlamadığım bir şekilde bacaklarıma bakmıştı.
"Mastürbasyon yapmadın mı?" Derdini anlayarak hımlamış ve elimi havluya atarak saçlarımın suyunu almaya başlamıştım.
"Çok da güzel yaptım." Başını yana eğmiş ve hafifçe sallamıştı.
"Ondan sonra uyumaman çok garip değil mi?" Tek kaşımı kaldırıp açtığım havlu ile koluna vurmuştum.
"Neden? Altmış yaşında mıyım ben? Sadece hamileyim." Dilimi damağımda baştırıp birkaç 'tıck-tıck' sesi çıkartarak yatak odasına geçmiştim. Ne yalan söyleyeyim ona sarılmadan uyumak istemediğim için biraz beklemiş olabilirdim.
"Tabiki de ama sonuçta... hassas bir dönem. Hormonlar tavan falan." Başımı sallayıp gülümserken havluyla uzanıp bir daha vurdum ve ayağıma uzun geceliğimi geçirdim. Baksırımdan ötürü her yerimi röntgenlemişti.
"İlaçlar?"
"İçildi."
"Güzel. Ben bir duşa giriyorum. Sabah geç uyanmak yok istersen kahvaltıdan sonra geri uyursun ama ilaçlarının saati var." Başımı sallamış ve o koridordaki banoya giderken saçlarıma krem sürüp kurutmuştum fön çekerek. Ay bugün belim anlaşılan o ki iki büküldü diye ağrıyıp duracaktı. Alt tarafı tişörte sürtünmüştüm ve ince belim anında bana kazığı çakmıştı.
Ben saçlarımı yapıp yatağa geçince bana yetişmiş ve yatağa uzanırken dibi gelen saçlarından yakınarak uykuya dalmıştı. Gerçekten uyanıp kahvaltı edip ilaçlarımı içmiş ve geri uyumuş, uyanınca yine onsuz olmuştum. Lakin aklımda hınzır planlar dönerken akşam yemeği için süslü bir masa hazırlamış ve gülmeden duramamıştım. Eve gelince bir şeyleri fark etmişti ki o da biraz heyecanlıydı. Yemek yerken de dudağımın kenarını dişlerken direkt konuya girmek istemiş, kalbim ağzımda konuşmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGA 'オメガ'/Taekook
FanfictionKarnı burnunda olan Taehyung sonunda ruh eşi için alfa kocasından kaçar ### Bölümler düzenlenip yeniden paylaşılmaya başlanmıştır ###