Ruggarol oldu mu?!

226 20 78
                                    

Selam!! Nasılsın!!??

İyi okumalar ♥

^Rugge^

Herkes uyuyordu. Malum arabayı sürmek zorundaydım. Arada bir önümdeki manzarayı kokluyordum. Mis gibi. Hafif papatya ve kendi kokusunun karışımı gibiydi. Böyle saatlerce koklayabilirdim. Ne oldu anlamadım? Onu öldüreceğim diye geldim. Birden bir baktım ki onun için katil olmuşum. Onun o yeşil gözlerine vurulmuşum. Ormana benzettiğim...

^Karol^

Gözlerimi yummuş, kalbimin kapılarını açmış bir haldeydim. Rugge sanırım uyuduğumu sanıyordu. İki de bir saçımı kokluyordu. Rahatsız olmuyordum ama garip bir his içimi bulandırıyordu. Sonra kafamı kaldırdım ve kendi koltuğumda oturur pozisyona geldim.

Rugge sessizce : Sen uyumuyor muydun?

Karol : İster uyur ister uyumam, sana soracak değilim.

Rugge : Daha demin kucağımda yatarken bir şey demiyordun. Şimdi noldu' hint kumaşı?

Karol : Ben istediğim herkesin kucağında uyurum. Bu ilk mi sanıyorsun?

Rugge sinirlenerek : İlk derken...

Karol : İlkler güzeldir. Çocuğun adı mmm... Sanırım Esteban'dı.

Rugge : Sen! Onunla! Yattığını mı ima ediyorsun!

Karol : Yok hayır. Sanırım daha ilerisiydi.

Rugge : Ben şimdi...

Der ve duraklar.

Rugge içinden : La bu bana şaka yapıyor. Kimse ile daha ileriye gitmediğini söylemişti. Hı yalansa yalan. Şimdi sıra bende.

Rugge : He ya normal. Benimde ilkim sen değilsin sonuçta. Hatta parmaklarımla sayamayacağım kadar.

Karol : Senin parmaklarını var ya... Koparırım. Bir daha hiç sayamazsın.

Rugge : Sayarım. Gözlerim pervane.

Karol : Ah allahım sen bana sabır ver. Ya ben sadece şaka yapmıştım.

Rugge : Eee bende...

Der ve sırıtır.

Valu : Ya iki saattir sizi duyuyorum. Ne kıskançlık damarıymış kardeş? Mesela ben o kadar kıskanmam.

Karol : Doğru doğru. Senin kıskandığını ben bile anlayamam. En son kıskandığın oğlana ne yapmıştın sen ya?

Valu : He o mu? Yaşıyor yaşıyor. Merak etme.

Mich : Kim la o? Hangi amk?

Rugge : Aha bir de bana kıskanıyor diyorsunuz. Al işte kıskançların başı Mich.

Valu : Yo ben başıyım bir kere. O olsa olsa yardımcım olur. Hatta o da olamaz.

Mich : Gömün sevgilinizi gömün efendim. Üstüne toprak atmayı unutmayın.

Karol : Off susun. Kafamı siktiniz. Maşallah en iyisini onlar yapıyor. Mışıl mışıl uyuyorlar.

Rugge hariç herkes arka bagaja bakar. Mich telefonunu çıkarır ve fotoğraflarını çeker. Altına 'yeni çift hayırlı olsun' diyerek magazine sürer.

Valu : Vallaha lafımı geri aldım, sen benden daha fenasın. O değil de Caro ağzımıza sıçmasa. Allah orayı hiç düşünemedik, işte bittik.

^Rugge^

Caro ve Agus uyanmış ve Mich'in yaptığı şeyi duyunca kızmışlardı. Ama biz kızma duygusuna karşı alışmıştık. Malum ben Karol'dan. Yani kızlar öğretti sağolsun. Canım sıkılmış, Karol'a sarılmak istemiş bir halim vardı. Birine hiç kendimi muhtaç hissetmemiştim. Aşk nedir bilmiyordum. Bu duygu onla filiz vermişti. Birine muhtaç olarak hissettiniz mi hiç? Bu kötü bir duygu. O olmadan yapamamak, mutlu olamamak. Mutlu olmanın iki yanı vardır : 1. Tek başına mutluluk. 2. Çift kişilik mutluluk. 1'si kendi hayatına kendin yol yapman ama 2.'si başkası ile yapman. Yani aşk. Sonsuzluk adeta. Çağ dışı. Bir bina düşün. Bu binayı ya kendin yaparsın ya da birinin yardımı ile. Bense o birinin yardımını istiyordum. Bu kişi de elbette O'ydu. Onu kırmaya bile korktuğum kadındı. Karol'du. :(

Kötü Kız,Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin