9

675 72 132
                                    

"Ders sonu..." masasındaki kitabı kapatıp, ellerini birleştirerek ciddiyetle sınıfına baktı Levi.
"Çık dememi mi bekliyorsunuz?"

Ancak korkan sınıftan pek bir ses gelmemişti.

Nefesini sıkıntıyla üfleyerek arkasına yaslandı.
"En azından fikir belirtebilirsiniz."

"İnsanları bu kadar korkutmasan belki fikir belirtebilirler." Demişti Mikasa, tırnaklarına bakarak.

Levi, kaşlarını kaldırarak ona baktı.
"Yapmam gerekeni yapıyorum."

"Sadece onları korkutuyorsun."

"Pst! Mikasa!" Diye seslendi Sasha, gözlerini kocaman açarak susması gerektiğini işaret ediyordu.

"Susamış susamış canına susamış!" Demişti Historia.

"Niye benimle gayriresmi konuşuyorsun? Okulda senin abin değilim, benimle arkadaşlarınla konuştuğun gibi konuşamazsın." Başını çevirip, kötü bir sırıtmayla Eren'e baktı." Ya da sevgilinle."

"NEEEE?!"

Eren, fal taşı gibi açılan gözlerini Levi'ın gözlerine dikmişti. Hemen sonra kaçırdı ve soğuk soğuk terlemeye başladı.
"Bittim ben..."

Levi, gürültü yapan sınıfta göz gezdirdiğinde herkes mesajı almışcasına susmuştu.

"Ders bitti dediniz, değil mi Sensei? O hâlde çıkabiliriz." Demişti Mikasa, kaşlarını çatıp ayağa kalkarak. Çantasını sırasından alıp omzuna taktı. Bir eliyle Sasha'yı diğer eliyle de Eren'i tutmuş ayağa kaldırdıl çekiştirmişti.
"Çıkalım."

"Beni unuttun Mikasa..." dedi korkuyla Jean, gözleri ürkeklikle sınıfta geziniyordu.

Daha sonra Mikasa sınıftan çıkmadan arkasına dönüp Jean'a baktı.
"Davetiye mi bekliyorsun? Ders çıkış saati zaten gelsene be."

Jean, neşeyle gülümsedi ve Levi Sensei'ye döndü.
"Ö-ö-öyleyse b-b-ben-"

"Of bu çok sıkıcı cidden ya..." diye iç çekti Levi." Hepiniz çıkabilirsiniz. Terk edin sınıfı, naş naş."

Herkes hızlıca sınıfı terk ettiğinde, elini yanağına koyarak kalemiyle kitabın üstünü çizdi Levi.
"Evli barklı adamım, senin sevgilini niye takayım sanki?"
*Boxer okuyan varsa oradaki karakteri kullanıcam karısı olarak. O kadar alışmışım ki başkasıyla yapamıyorum ahdhahsh*

"Hey Hey, Mikasa!" Dedi Eren, önünü keserek." Levi-Sensei hangi ara öğrendi?"

"Onun bilmediği bir şey olabilir mi ki?" Diye sordu Mikasa.

"Tanrım çok korkunçtu!" Dedi Sasha, ellerini yanaklarına koyup sallanarak.
"Çok ürktüm."

"Eren, seni tanımak güzeldi kardeşim." Dedi Jean yutkunarak." Olsun, genç ölmekte güzel. Hayatını yeterince hızlı yaşadın zaten."

"Saçma sapan konuşma be!" Dedi Eren." Ölmeyeceğim...öyle umuyorum en azından."

"Endişelenme," dedi Mikasa tebessüm ederek." Sana bir şey yapamaz, yaparsa onu yengeme söylerim."

"Murao-san ne yapabilir ki?" Diye sordu Jean.

Sasha ve Mikasa bakışıp gülmeye başladılar.

"Eve daha fazla iş getirirsen kendine yeni bir ev bulman gerekecek." Demişti Murao, ellerini beline koyup sinirle Levi'ya bakarak.

"Az bir şey zaten, niye böyle davranıyorsun?" Diye sordu Levi, iş yerinde gösterdiği tavrına nazaran daha uysaldı.

"Az bir şeyse okulda halledebilirsin, Levi. İş farklı, ev farklı. Hep bunu yapıyorsun, benimle vakit geçirmeyeceksen neden varım ben he? Canın sıkıldığında vakit öldürmen için mi he?"

"Bıraktım, bak cidden bıraktım." Elindeki kağıtları masaya koymuştu." Kızma, cidden bıraktım."

"Ah bi de,"

"Seni dinliyorum, ne istiyorsun? Her şeyi yapabilirim, biliyorsun."

"Mikasa'nın Eren'le olan arkadaşlığına laf ettiğini duydum. 8 yaşından beri arkadaş onlar, daha evvel böyle bir şey yapmıyordun. Bu doğru mu?"

"Sana mı şikayet etti?" Demişti homurdanarak Levi.

"Tabi ki bana etti, başka kime edecekti? Anneme de kızıyorsun Mikasa konusunda."

"Seni dinleyeceğimi nereden çıkardın peki?" Diye sordu Levi. Kahvesini yudumlayıp, eşinin gözlerinin içine baktı.

"Dinlemeyeceksin yani?"

"Sadece sordum, meraktan yani. Olasılık."

"Baba olmayı bir sene daha unutabilirsin. Sadece cevapladım, merakın gitsin diye yani. Olasılık."

"Ah yani bu şekilde mi görüşmemize izin vermişti?" Demişti Eren gülerek." Vay be, Levi-Sensei'nin böyle bir yüzü olduğunu bilmiyordum."

"Yani o yüzden bu konuda da bir şey demeyecektir, her zamanki Levi işte. Biraz dırdır edip susar, bana güvenebilirsin."

"Eren."

Yanlarında biten Levi, Eren'in yerinde korkuyla irkilmesine sebep olmuştu.
"L-Levi-s-s-sensei."

"Akşam seni bize bekliyorum."

"Ah ama akşam anneme yardım etmem gere-" derken Mikasa'nın lafını böldü Levi.
"Yalnız."

Mikasa kaşlarını çattı.
"İkinizi başbaşa bırakır mıyım sanıyorsun? Yok öyle bir ihtimal, unut bunu."

"Haaah..." omuzlarını düşüp gözlerini devirdi Levi." Çağıran ben değilim, Murao."

"Ah o zaman gidebilir." Diyerek gülmüştü Mikasa.

"Benden çok ona güvenmen sinirimi bozuyor."

"O zaman sende güvenilmez olma."

"Yare yare..."

"Şey elbette gelebilirim, can güvenliğim var değil mi?" Diye sordu Eren.

Sasha, dirseğini hafifçe Eren'e geçirdi.
"Kaşınma."

"Nnh..."

"Tek başımıza olsaydık olmazdı. Ama evet, %90 ihtimalle sapasağlam çıkabilirsin evden."

"Geriye kalan %10 peki?" Diye sordu Mikasa, kaşlarını çatarak.

"Isabel'in oyuncakları yerde olduğu için ayağına batıp gazi olabilir. Bu da ihtimal dahilinde."

"Ah o açıdan diyorsun..."

"Evde eşim var  diyorum, Mikasa."

"Pekâla, sanırım yengeme güvenebilirim."

One More Change.||EreMikaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin