3. Bölüm

2.5K 226 118
                                    


Wei wuxian günlerini, oğluyla ilgilenerek, efsun çalışarak ve Wen sektinin bölgelerine baskın düzenleyerek geçiriyordu. Ama bugün özeldi, oğlunun 3 yaşına gireceği gündü. Minik oğlu çabucak büyüyordu, yalnız büyümesi ne kadar kalbini acıtsa da onun ileride yalnız olmayacağını düşünerek iyi hissetmeye çalışıyordu. Wen sektini bitirecek ve onu buradan kurtaracaktı. Karanlık efsun ne kadar tehlikeli olsa da kendisi ustalaşmış, oğlu ise daha küçüktü. Bu yüzden sorun değildi.

Küçük olsa da ona efsun ile ilgili küçük dersler veriyordu. Hatta kendi flütünün küçük bir versiyonunu yapmış ve onunla oynamasına izin veriyordu. Nefesini kullanması zordu, o yüzden sadece arada üfleme çalışmaları olacak şekilde ders veriyordu. Doğum günü içinse daha önce alamadığı oyuncağı almış ve o güne özel yemekler hazırlamıştı. Oğlu dışarıda, Hong ve Tong ile oynuyor neler olduğundan haberi yoktu.

Hong ve Tong ne kadar hayalet olsalarda, bir çok insandan daha iyiydiler ve çocuk bakma işinde bu üç yılda baya ilerlemişlerdi. Wei ne zaman baskın yapmaya gitse A-yuan onlarla kalıyordu. Wei hiçbir zaman oğlunu onlara emanet ettiği için pişman olmadı. Onlar sayesinde hayattaydılar ve bir çok şey yine onlar sayesinde yoluna girmişti.

Wei oğlunun doğum günü hazırlıklarını bitirmiş ve onlara işaret göndermişti. Kısa bir süre sonra içeriye gelmişler, ve Wei'yi tavşan maskesi takarken görmüşlerdi.

''Merhabalar, Efendi A-yuan için bir paket getirmiştim.'' sesini inceltmiş, öyle konuşuyordu.

A-yuan onu görünce şaşırmış bir süre bakmıştı. Babası olduğunu anlayınca kıkırdamış o da oyunu devam ettirmişti.

''Bay tavşancık, A-yuan benim!'' heyecanlı bir şekilde pakete bakıyordu. İçinde ne olduğunu merak etmişti.

Wei, devam etti. ''Ama sizin efendi A-yuan olduğunuzu nasıl anlayabilirim? Hım galiba bir öpücük almalıyım. Sihirli güçlerim sayesinde öpücük ile kim olduğunuzu anlayabilirim.'' diye konuştu ve Yuan'ın önüne eğildi. Yanağını uzatıp beklemeye başladı. Maske sadece gözlerini ve üstünü saklıyordu bu yüzden yanakları açıktaydı.

A-yuan babasının yanağına bir öpücük kondurdu ve uzattığı hediyeyi alıp yere oturdu. Heyecanla açmaya başladı. Paket ile uzun savaşlar verdikten sonra hediyesini görmüştü. Gözleri parlamış, kıkırdamıştı. Bu en çok isteği tavşan peluşuydu! Mezar tepesinde tavşan yoktu ve bir tavşanları olduğu zaman kısa bir süre sonra tavşancık ailesini ziyarete gitmişti. Yani babası öyle söylemişti. Yuan tavşanları çok seviyordu, ve tavşanı gittiği zaman çok üzülmüştü. Babasıyla kasabaya indiğinde ise bu peluş tavşanı görmüş ve çok istemişti. Ama o zamanlar paraları yoktu ve babası almamıştı. Tavşanına sarıldı ardından kalktı ve babasına tavşanıyla birlikte sıkıca sarıldı.

Wei oğlu onu öptükten sonra maskesini çıkarmış ve oğlunun hediyesini açmasını izlemişti. Yüzünde ki mutluluğu görünce ise gülümsemiş ve iyiki aldım demişti. Oğlu ona sarılınca o da sarılmış başını öpmüştü.

Bütün akşam eğlenmişler, oyun oynamışlardı. A-yuan en sonunda tavşanıyla uyuduğunda babası da yorgunlukla kendini yanına atmış bir süre oğlunu izleyip uykuya dalmıştı.

2 hafta sonra Wei kasabaya ihtiyaçları almaya gitmişti. Ve duyduğu dedikodular ilgisi çekince fark ettirmeden dinlemeye başladı.

''Bütün sektler bir araya gelip Wen Ruohan'a saldıracaklarmış! En sonunda pislik Wenlerin sonu geldi!'' Bir adamın heyecanlı sesi böyle diyordu.

''Wen Ruohan çok güçlü, oğlu ve müritleri orada olursa çok zor bir savaş olacaktır.. Ya yenilirlerse? Wen sektinin başımıza nasıl çökeceğini düşünmek bile korkunç.'' dedi. Genç bir kadın.

海誓山盟 - 𝓦𝓪𝓷𝓰𝔁𝓲𝓪𝓷 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin