Gecenin bir yarısı nefes nefese uyandı bir türlü yakasını bırakmayan kâbusundan Miray. Bedeni kurtulmuş olsa da yaşadıkları yüzünden alt üst olan psikolojisi izin vermiyordu şu ana odaklamasına. Mekân, zaman ve olaylar değişse de değişmeyen tek bir şey vardı kurtulamadığı ve her seferinde yakalandığı gardiyanı... Başucunda duran sürahiye uzanıp titreyen ellerine rağmen bardağa doldurduğu suyu tek dikişte bitirdi. Saate baktığında alarmın çalmasına bir saat olduğunu fark etti. 'Nasıl olsa uyuyamam' diye mırıldanarak kendine gelebilme umuduyla eşofmanlarını giyerek dışarı çıktı.
İçine çektiği sabah serinliği ve temiz havayla bir kez daha evinin bulunduğu konuma şükretti. Bahçenin arka kapısından çıkıp kulaklığını taktı ve koruya dalarak sabah koşusuna başladı. Zaten aylardır tek yaptığı aktivite gün doğmadan koşmak ve ara sıra markete gitmek olmuştu ya neyse en azından kafası dağılıyordu. Müzik eşliğinde yaptığı koşusunu tamamlayıp eve döndüğünde hala biraz vaktinin olduğunu fark edip kendini duşa attı.
Duştan çıktıktan sonra günün ağardığını fark edince sabahlara kadar açık olan evin bütün ışıklarını tek tek kapattı. Yatak odasına döndüğünde giysi dolabının önüne geçti ve eline gelen ilk kıyafeti alıp yatağa bıraktı. Uzun zaman sonra işe dönmeye karar vermişti ve bugün alamadığı uykusu yüzünden kendisine çok özen göstermek içinden gelmemişti. Giydiği lacivert askılı vücudunu saran dekoltesiz sade elbisesini tamamlamak için sade bir makyaj yaptı ve dağınık topuz yaptığı saçlarını beğenmeyip açık bıraktı aynadaki aksine gülümsemeye çalışarak 'Hazırsın' dedi.
Aslında hayat dolu bir kızdı Miray. Geniş bir çevresi, güzel arkadaşlıkları ve onu çok seven bir sevgilisi vardı. Sabahları erkenden kalkar dakikalarca hazırlanmak için uğraşırdı. Cıvıl cıvıl neşeli halleriyle çoğu kişiyi imrendirirdi. Eskiden...
Şimdi o günleri düşündüğünde ne kadar mutluymuşum ya da mutlu olduğumu sanıyormuşum diye düşünür üzülürdü. Hayatında artık yeri olmayan insanları ve yaşadığı sıkıntılara rağmen bir darbe de onlardan yediği için hemen azarlar kendini ve önüne bakardı. O kadar uzak bir hayattı ki artık eski Miray'ın hayatı... Bazen bunları gerçekten yaşadım mı yoksa hayal ürünü mü diye düşünmeden duramazdı.
Çalan telefonuyla sıyrıldı düşüncelerinden. Arayana baktı asistanı Şengül... "Miray Hanım günaydın kusura bakmayın rahatsız ettim sizi sabah sabah ama sadece şeyi soracaktım gerçekten-" diye hızlı hızlı konuşmaya başlayan Şengül'ü durdurdu Miray. Derdini anlamıştı zaten telefon çaldığı anda ama konuşmasına fırsat verirse daha fazla konuya giremeyeceğinden korkarak " Şengül sakin ol" dedi gülerek ve devam etti " Günaydın ve evet bugün dergiye geliyorum" dedi.
Şengül ise bu kadının daha kendisi konuya girmeden şıp diye derdinin ne olduğunu anlamasının şaşkınlığıyla kalakaldı. Sonra hemen toparlanarak "Miray Hanım nasıl mutlu olduğumu anlatamam, buradaki herkes çok heyecanlı sizi yeniden aramızda görecek olmamızdan dolayı."
Dediğinde Miray gözlerini devirdi ve bir saate oradayım deyip görüşmeyi bitirdi.Askıdan çantasını alıp içine telefonu ve birkaç gerekli malzemeyi de tıktı çantaya. Tam dışarı çıkmıştı ki arabanın anahtarını unuttuğunu fark edince hiçte kibar olmayan birkaç sözcük eşliğinde eve tekrar girdi. Sakinim diye kendini teselli etmeye çalışsa da aslında heyecandan ne yapacağını bilmez durumdaydı. Aylar sonra insan içine karışacak olmanın verdiği gerginliği atmak için başka şeyler düşünmeye çalıştı.
Hem sahibi olduğu hem de yıllarca kendine ait bir köşesi olan derginin bulunduğu binanın önüne gelince iyiden iyiye artan heyecanını bastırmak için psikologunun dediklerini hatırlamaya çalıştı. ' Neydi ya of. Hah derin nefes al, gözlerini kapat içinden say. Bir nefes, iki derin nefes, üç daha derin nefes...' git gide artan gerginliğiyle saymayı bıraktı. Ne zaman faydasını gördüm ki zaten ciğerimi patlatacak kadar derin nefes de alsam geçmeyecek işte diyerek gözlerini açtı ve yaptığı hatayı o zaman fark etti araba kullanırken gözlerini kapatmak da neyin nesiydi? Olaylar o kadar hızlı gelişti ki ne olup bittiğini anlayamadan karşısına çıkan arabaya çarptığını kopan gürültü ve direksiyona vurduğu alnı ile anladı.
*************************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIRTIL
General Fiction'Koş, istediğin kadar kaç... Yarın sabah uyandığında yeniden başlayacak her şey. Seçim senin tatlı şey ama yakalandığında nazik olmayacağım bunu unutma. ' Kulağına dolan o uğursuz sesi bastırmak için çabaladı genç kız. Tüm gücünü topladı, aldığ...