8.BÖLÜM
Masasında oturmuş bu ay çıkacak olan sayıda bulunan röportajları inceliyordu. Yani en azından dışarıdan görünen buydu. Yanında biri olsaydı eğer, gözlerinin son yarım saattir aynı paragrafta takılıp kaldığını fark ederdi mutlaka. Yüzündeki tatlı tebessümün yazı ile bir ilgisi de yoktu zaten.
Kendini bir rüyada gibi hissediyordu kadın. Hayatında her şey bir anda değişmişti sanki. Bir Hint filminde ki esas kız olsa şarkı söyleyip dans etmesi belki normal karşılanırdı, ama nitekim gerçek dünyada deli derlerdi adama. O yüzden içi içine sığmayan mutluluk saçan ve hatta kendinden bağımsızlığını ilan eden yanını saçından tuttuğu gibi çekmeceye kapatmak istiyordu.
Bu haller ona göre değildi. Derin bir nefes alıp toparlamaya çalıştığı kafasını tekrar yazıya verdi. Duyduğu mesaj sesi ile hayatın ondan gerçekten nefret ettiğine inanarak telefonuna uzandı.
Emre: Müsait misin?
Toplamaya çalıştığı aklı, sabahtan beri hayalinde olan adamdan gelen tek bir mesaj ile gökdelenin en üst katından aşağıya düşen cam bir vazoya dönüşmesi sıkıntıyla oflamasına sebep oldu. Anlaşılan bugün iş yoktu ona.
Bir gece önce karnı ağrıyana kadar gıdıklanmıştı ve sonra insafa gelen Emre onu nefes alması için bırakmıştı. Daha iki gündür tanışmalarına rağmen olayların bu kadar hızlı gelişmesi karşısında dehşete düşmüştü Miray. Ama bir tarafı ise sanki Emre'yi yıllardır tanıyormuş gibi rahat olmasını sağlıyordu.
Kapının önünde yaşadıkları ateşli öpüşmelerinden sonra fark etmeden gerilen Miray, Emre'nin gece boyunca bir daha yakınlaşmaması üzerine rahatlamıştı.
Birkaç saat vakit geçirip en sonunda sabaha işe gitmesi gerektiğini hatırlayınca istemeyerek de olsa evinin yolunu tutan Miray içinde ki kuruntuları kâbussuz bir uykudan uyandığı anda atmıştı. Her şey olacağına varır diyerek olayları akışına bırakmaya karar verdi. Ardından Emre'ye müsait olduğuna dair mesaj gönderdi.
Mesaj gelmesini beklerken heyecanlanmış ve meraklanmıştı. Telefonunun aniden çalmasıyla yerinden sıçrayan kadın içinde bulunduğu duruma gülerek telefonu cevapladı.
''Emre...''
''İsmimin kulağa bu kadar güzel geldiğini daha önce fark etmemiştim. Belki de senin dudaklarından kopup geldiği içindir, ne dersin?''
Sahi böyle romantik sözler duymayalı ne kadar zaman olmuştu? Cevabını kendisi de bilmiyordu. Cenk ile birliktelikleri boyunca egosu tatmin edilen taraf hep Cenk olmuştu. Kendisine bir çift güzel söz söylediğini bile hatırlamıyordu. Bu yüzden hep aşağılık psikolojisine kapılıp Cenk'e yetemediğini düşünmüştü. Ama nereden bilebilirdi ki asıl aşağılık olanın o adam olduğunu.
''Böyle güzel sözlere beni alıştırmamalısın.'' Diyerek güldü Miray ama aldığı keyfin sesine yansımasına engel olamamıştı.
'' Güzel hanımlar güzel sözleri hak eder inan bana konu sen olduğunda bambaşka birine dönüşüyorum.''
Bu sözler üstüne Miray'dan cevap alamayan Emre çok hızlı gittiğini düşünerek, neden aradığını hatırladı.
'' Ben aslında seni bu akşam zamanın varsa yemeğe götürmek için aramıştım.''
'' Elbette, nerede buluşacağız?''
'' Evden alırım seni saat sekiz uygun mu?''
'' Uygun. O zaman akşam görüşürüz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIRTIL
General Fiction'Koş, istediğin kadar kaç... Yarın sabah uyandığında yeniden başlayacak her şey. Seçim senin tatlı şey ama yakalandığında nazik olmayacağım bunu unutma. ' Kulağına dolan o uğursuz sesi bastırmak için çabaladı genç kız. Tüm gücünü topladı, aldığ...