6. Bölüm

11 6 6
                                        

Bir saattir içinde beklediği; bir masa, iki sandalye ve bir dosya dolabından başka tek bir özel eşya, fotoğraf veya bitki bulunmayan küçük ofisin duvarları artık üzerine gelmeye başlayan Jackie, kapının aniden açılmasıyla irkildi. Arkasını döndüğünde içeri giren Ajan Brandon Young yine ilk bakışta genç kadının nefesinin kesilmesine sebep oldu. Hastanede adama verdiği tepkiyi yaşadığı olaya bağlayan Jackie, artık bunun Brandon Young'tan ve etrafına yaydığı tehlikeli ama bir o kadar da cazibeli havadan kaynaklandığını fark etmişti. Uzun boyu, çekici sert yüzü, yürürken bir panterinki gibi zarif ama ölümcül bir  şekilde hareket edişi hastanede onu gördüğü andan beri Jackie'yi cezp etmişti. Ancak genç adamın Jackie'yi en iyi ihtimalle önemli bir tanık, en kötü ihtimalle ise şüpheli olarak gördüğünün farkındaydı.
Genç kadın, "Artık beni unuttuğunuzu düşünmeye başlamıştım," dedi.
"Beklettiğim için özür dilerim," diyen Brandon aslında üzgün değildi. Bekletme taktiğini, insanların tepkilerini ölçebilmek için her zaman kullanıyorlardı. Henüz genç kadını şüpheli olarak görmese de tamamen temize çıkarana kadar temkinli olmakta fayda vardı.
Kaşlarını Brandon'a inanmadığını belli edecek şekilde yukarı kaldıran Jackie, "Peki neden burada olduğumu söyler misiniz? Size ifademi zaten verdim. Robot resim için hatırladıklarımı da anlattım. Hastaneden çıkar çıkmaz beni buraya getirip bir saat boyunca bu ofise kapatma sebebiniz nedir?" derken daha yeni düzelmeye başlayan sesi sonlara doğru çatladı. Adamdan fiziksel olarak ne kadar etkilense de bir şüpheli muamelesi görmek hoşuna gitmiyordu.
"Birincisi, sizi ofise kapatmadım, Bayan Shaw. Beklemeniz için emin olun buradan çok daha rahatsız yerler ayarlayabilirdim. İkincisi ve daha da önemlisi, hastanede size söylediğim şeyi unutmuşa benziyorsunuz. Size etrafımda olmaya alışsanız iyi olur demiştim. Şu anda aradığımız katili yakalamak için en büyük şansımız sizsiniz."
"Yani bana katil yakalanana kadar her yerde sizinle birlikte olacağımı mı söylüyorsunuz?" diyen Jackie bütün zamanını Ajan Young'la geçirme düşüncesinin içini titrettiğini fark etti.
"Evet, aynen böyle söylüyorum."
"Yanlış hatırlıyorsam beni düzeltin, aradığınız şu katille ilgili haberleri izlemiştim ve bir seneden fazla zamandır onu yakalayamadığınızı biliyorum. Şimdi benden ne kadar süreceği belli olmayan bir zaman boyunca hayatımı askıya almamı ve sizin peşinizde dolaşmamı mı istiyorsunuz?"
Brandon, sinirlendiğini belli etmemeye çalışarak, "Hayatınızı bir süre askıya almak tamamen kaybetmekten daha iyidir,  ne dersiniz Bayan Shaw? Katilin sizin peşinize düşeceğinden korkmuyor musunuz?" dedi. Bu kadın nasıl bir tehlikede olduğunun farkında değil miydi?
"Elbette korkuyorum. Dün geceden beri ne zaman gözlerimi kapatsam o anı tekrar yaşıyorum," diyen Jackie'nin sesi ilk kez titredi. "Ancak bunun okuluma, işime, hayatıma engel olmasına izin verirsem o adam bana daha çok zarar vermiş olur."
Yeşil gözleri kararlılıkla parlayan genç kadının cesareti her ne kadar takdire şayan olsa da Brandon, geri adım atmayacaktı. Genç kadını kendi başına bırakmak onun ölümüne sebep olabileceği gibi, katilin onun peşinden gelmesi durumunda onu yakalamak için tek şansları bu olabilirdi.
"Söylediğim gibi Bayan Shaw, yedi gün yirmi dört saat gözetim altında olacaksınız. Ben, ortağım Suarez ve ekip arkadaşım Ajan Ortega dönüşümlü olarak sizinle olacağız. Güvenli eve gitmeden önce birkaç eşyanızı almak için sizi evinize götüreceğiz."
Genç kadının iyice sinirlediğinin farkında olan Brandon, az sonra soracağı soruların sinirini daha da artıracağını biliyordu. Ancak onu temize çıkarmak için sormak zorunda olduğu sorular vardı. Aslında sorularına alacağı tepkiler, en az cevaplar kadar önemliydi. Dr. Sands, Ajan Givens ve Ajan Hickman gibi o da kadının suçsuz olduğuna inanmaya meyilli olsa da ortağının şüphelerini de göz ardı etmek istemiyordu. Her ne kadar Tim'e genç kadının telefon kayıtlarını kontrol etme görevi verse de, oradan bir şey çıkacağını sanmıyordu. Asıl kararı onunla konuştuktan sonra kendisi verecekti.
"Şimdi, size sormak istediğim bazı sorular var. Dosyanızda yazılana göre anneniz Margaret Shaw şu anda üvey babanızı öldürme suçundan hapiste yatıyor." Daha sözünü bitirememişti ki Jackie öfkeyle ayağa fırladı.
"Bunun sizin soruşturmanızla ne alakası var? Önemli bir tanık olduğumu söyleyip duruyorsunuz, peki annemin on sene önce işlediği cinayeti neden soruyorsunuz?" Jackie bu mevzunun açılmasını bekliyor olsa  da öfkesine engel olamadı. Geçmiş yakasını asla bırakmıyordu.
Jackie'nin kızıl saçları savrulup gözleri parlarken Brandon'ın dikkati genç kadının öfkeyle inip kalkan göğüslerine kaydı. Üzerine giydiği koyu yeşil elbise genç kadının bedenini sarıyordu. Brandon kasıklarına hücum eden kanı fark edince o kadar şaşırdı ki bir an için neden bahsettiklerini unuttu. Elbette onun da her erkek gibi ihtiyaçları vardı, bunları giderdiği zamanlar da. Ancak daha önce hiç tanık veya şüpheli konumundaki bir kadına bu şekilde ilgi duymamıştı. İçinden kendini azarlayıp gözlerini genç kadının kıvrımlarından çekti ve konuya döndü.
"Üniversitede Shakespeare üzerine ders veriyorsunuz, ayrıca doktora tezinizin konusu da Shakespeare değil mi?"
Konunun bu şekilde aniden değişmesinden şaşkınlık duyduğu belli olan Jackie, "Evet, ama bunun annemin hapiste olmasıyla ne alakası var?" diye sorarken bir anda gözlerinde Brandon'ın ne demek istediğini anlayan bir bakış belirdi. Sonuçta haberlerde katilin kurbanlarını nasıl öldürdüğünü ve ona neden 'Shakespeare katili' dendiğini izlemişti.
"Bir dakika... Siz benim 'Shakespeare katili' olduğumu mu düşünüyorsunuz? Ben hastanede neredeyse ölecektim," diyen genç kadının sesi kesildi. Gözleri iri iri açılan Jackie ne diyeceğini bilmiyormuş gibi etrafına baktı. "Ben...buna nasıl yanıt vereceğimi bilmiyorum." Jackie sanki bütün enerjisi bir anda tükenmiş gibi sandalyeye oturdu.
Brandon, tepkilerini dikkatle izlediği genç kadının hissettiği duyguları yüzünde sırayla gördü. Şaşkınlık, öfke ve hüsran... Genç kadının yüzü her duygusunu yansıtan açık bir kitap gibiydi. Bu kadın ya ömründe karşılaştığı en iyi oyuncuydu, ya da masumdu. Hayır, Brandon karşısındaki bu kadının katil olduğuna inanmıyordu. Daha önce onu çok az yanıltmış olan içgüdüleri ona Jackie'nin yanlış zamanda, yanlış yerde, olabilecek en yanlış kişiyle karşılaşan bir kurban olduğunu söylüyordu. Brandon'ın ne pahasına olursa olsun koruyacağı bir kurban...
Karşılaştıkları andan itibaren genç kadına ilk kez adıyla hitap ederek, "Jackie, senin katil olduğuna inanmıyorum. Ama katilin senin peşine düşmeyeceğine inanacak kadar da acemi veya aptal değilim. Karşımızdaki kişi hatasını düzeltmek isteyecek, yani senin peşine düşecek. Ama sana bir şey yapmasına izin vermeyeceğim," dedi.
"Katil olduğumu düşünmüyorsan neden o soruları sordun? Ben...anlamıyorum." Jackie'nin gözleri Brandon'ın mavi gözlerinin derinliklerine baktı.
"Shakespeare hakkında bu kadar bilgili, katille yüz yüze gelmiş ama kurtulmayı başarmış bir tanıksın Jackie. Asıl bu soruları sormasaydım işimi hakkıyla yapmıyor olurdum." Brandon genç kadının yanına yaklaştı. O kadar yaklaşmıştı ki genç kadının yeşil gözlerindeki kahverengi benekleri görebiliyordu. "Şu andan itibaren katili yakalayana kadar yakınımda olma fikrine alışsan iyi edersin. Yarım saat sonra çıkıyoruz."
Jackie, yanına yaklaşan Brandon'ın sandal ağacı kokusunu derin derin içine çekmemek için kendini zor tuttu. Daha birkaç dakika önce katil olduğunu ima eden bir adamı çekici bulmak da neydi? Tamam, 48 saatten az bir süre içinde saldırıya uğramış, ölüm tehlikesi atlatmış, federal bir davada şüpheli durumuna düşmüş ve en sonunda bir seri katilin peşine düşme tehlikesi yüzünden FBI tarafından gözetim altına alınmış olabilirdi. Ancak aklını kaybetmiş gibi davranmanın ne ona ne de içinde bulunduğu duruma faydası vardı. O anda bu durumdan kurtulmak için aklına müthiş bir fikir geldi. Bulduğu çözümle hem aklını Brandon ve odunsu kokusundan uzak tutmuş olacaktı, hem de bir seri katilin yakalanmasına yardım edecekti.
Son sözünü söylemiş olan Brandon, ofisten çıkmak için arkasını döndüğü sırada Jackie'nin sesiyle durdu. "Peki ya size yardım etsem? Söylediğiniz gibi Shakespeare konusunda bilgiliyim, istesem de istemesem de bu dava sonuçlanana kadar sizinle vakit geçirmek zorundayım, belki de sizin veya uzmanlarınızın gözünden kaçan bir ipucu bulabilirim. Hem o adam neredeyse beni de öldürüyordu."
Şaşkınlıkla arkasını dönüp Jackie'ye bakan Brandon, genç kadını cesareti için takdir mi etse yoksa daha şüpheli konumundan yeni çıkmışken yaptığı bu teklif yüzünden aptallığından dolayı sinirlense mi bilemedi.
"Şimdilik bizim için yapacağınız en büyük iyilik hayatta kalmak olacaktır, Bayan Shaw," diyen genç adam arkasını tekrar dönerek kapıdan çıktı, ancak Jackie'nin teklifi çoktan aklının bir köşesinde yer etmişti. Belki de hiçbir yere varamadıkları davada yeni bir çift göz büyük farklılıklar yaratırdı kim bilir?
Genç adamın ardından bakan ve teklifinin bu şekilde reddedilmesine bozulan Jackie, "Yine Bayan Shaw olduk, peki o zaman Ajan Young," diye söylenerek ayağa kalktı. Ajan Young'ın pantolonunu sıkıca dolduran poposunu düşünmemek için başka bir yol bulsa iyi olacaktı.

SON PERDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin