<Ara derdim her canın yandığında beni. Yapabilseydim yine gözyaşlarını silerdim.>
♤30.12.2020
Zor. Burada birinci yılım çoktan doldu. Annem ve babamla görüşmeyeli üç ay oluyor. Telefonda bile konuşamıyoruz çünkü yasağımız var. Yurttaki odamda iki kızla beraber kalıyorum. Oda büyük ama yine de yalnız olmak istediğimde, kafamı dinlemek istediğimde yeterli olmuyor. Kızlar iyi ama konuşasım gelmiyor. Aslında, çoğu zaman kendimle bile konuşmak istemiyorum.
Telefon yasağımız başlarda yoktu. Sonradan odamdaki kız telefonda sevgilisiyle konuşurken yakalanınca kattaki herkese yasakladılar. Umurumda değil. Odaklanmam gereken tek şey başarı. Ama zorlanıyorum. Bazen nefes almak bile zor geliyor. On altı saat pratik yapıyorum ama yetmiyor, asla istediğim kadar iyi değilim. Yemek yemeye ve uyumaya çok vaktim olmuyor. Zaten ne acıkıyorum ne de uykum geliyor. Son zamanlarda her şey daha da zor.
O'nu özlüyorum. Adını söyleyemem. Aklımdan çıkarmaya çalıştıkça daha çok hatırlıyorum. İhamım olacağını, asla bırakmayacağımı ve hep seveceğimi söyledigim kişi bu sıralar kâbusum oldu. Bu acıtıyor. Belki de her şeyden çok bu acıtıyor. Böyle olmasını istemiyorum, tek istediğim şey onun güzel bir anı olarak aklımdan hiç çıkmaması. Sonsuza kadar sevmek ve ona şarkılar yazmak; rüyalarımda bana hesap sorması degil. Yine de, yani rüya olsa bile ona kızamıyorum. Hak veriyorum ama kendime de hak veriyorum. Başarı her şeyden önce gelmeli.
En son konuşmamızda annem, bize en son geldiği gece Jake'le konuşmalarını anlattı. Jake, anneme istediğimi yapmamı söylemiş. Onunla olmam, benim mutluluğumdan önemli değilmiş. Anneme beni cesaretlendirmesini söylemiş. Bunun zihnimi aydınlatması ve beni ayağa kaldırması gerekiyordu. Öyleyse neden şu an bir daha ayaklarımın üstünde duramayacakmışım gibi hissediyordum. Evden çıkarken kocaman kanatların varlığını hissederken, şimdi o kanatlar yerinden sökülüyor gibi. Jake beni özgür bırakarak kendi kanatlarını bahşetmişti, ben ise onları hor kullanıp mahvetmiştim. Şimdi ise geri istiyor olmalıydı. Hayır, bundan da şüpheliyim. O verdiklerini geri istemeyecek kadar iyi biri. Kendi sonsuza kadar yeryüzünde mahsur kalsa bile ben uçayım diye kanatlarını bana verebilecek biri. O benim olmadığım her şey.Beni özgür bırakırken kendini hapsetmiş. Beni özgür bırakması ne demekmiş? Baharda çiçek açan ağaçların çiçeklerini sökmüşüm ben, bunu da kendimi özgür bırakmak zannetmişim.
Yine de pişman olmamak için kendime söz verdim. Bir an bile keşke demeyeceğim. Herkes başardığımı görecek ve o zaman tüm her şeye bedel olacak.
Ama, keşke Jake burada olsaydı, demeden bir günüm bile geçmedi.
Yabancılık çektiğim günlerde yurttaki duvarıma asmaya kıyamadığım fotoğraflarımıza baktım ve ağladım. Mutsuzluklarımı fotoğraflara karşı anlattım. Belki ben anlattıkça o orada, benden çok uzakta, hissetti ve karın ağrısı çekti ama onun sarılacağı çok kişi var. Bense yapayalnızım burada. Kimse Jake değil, kimse annem değil. Kimse Subin kadar aptal değil, kimse Sunghoon kadar düşünceli değil. Jake ise hepsine sahip. Bu kendi seçimim olduğu için yakınamıyor ve isyan edemiyorum. Jake'i onlara muhtaç, kendimi de yalnız bırakan benim ama pişman değilim. Keşke Jake burda olsaydı, diyeceğim her gün ama bir kere bile, keşke gitmeseydim, demeyeceğim.
Henüz üçüncü adımdayım. Buraya gelmeden önce her şeyin çok hızlı gelişeceğini düşünmüş olmalıyım. Hiç öyle olmuyor. Kaplumbağa sırtında yolculuk ediyormuşum gibi hissettiriyor. Ama yolun sonunun dördüncü adım olup olmadığını bilemeyiz. O yüzden devam etmeliyim. Bedenim izin verdiği sürece, hatta izin vermese bile devam edeceğim. Bu hırs değil, bu tutku.
![](https://img.wattpad.com/cover/267940755-288-k391305.jpg)