Vampire Girl and Vampire Boy

10. Bölüm

Lana'dan Devam

Dün çok kötüydü. Bir daha böyle kavgalara, savaşlara gitmek ya da katılmak istemiyorum. Bunlar hiç bana göre şeyler değil.

Şuan ormanda öylesine geziyorum. bir uçurum buldum oraya gidip oturdum. Aşağıda deniz vardı. Buranın manzarası çok güzel. Ben böyle aşağıyı izlerken birinin yanıma oturmasıyla irkilmiştim. Yanımdaki kişiye bakım. Ben bunu tanıyordum ama nerden? Aa hatırladım dünkü kavgada beni kurtarmıştı. Ama bir dakika bunun burda ne işi vardı?

"İyi misin?" diye sordu

Ne değişik birisi. Gerçi bende öyleyim.

"Sende kimsin?" diye sorusuna soruyla karşılık verdim.

Hem ne değişik birisi insan ilk önce selam verir değil mi.

"Ben mi?" dedi

"Sence burda bizden başka kimse var mı?"

Yarım ağız güldü. "Ben Justin"

Justin. Güzel isim. "Niye yanımdasın?"

"Seni merak ettim"

Beni mi? Beni neden merak etti ki bu?

"Neden?"

"Merak etme sana karşı özel bir ilgim yok. Sadece dönüştürdüklerimin nasıl olduğunu hep kontrol ederim." dedi

Ne? Bu dönüştürdüklerim mi dedi?

"Dönüştürdüklerim?"

"Evet dönüştürdüklerim. Sen benim sürümdensin artık" dedi

Ne saçmalıyor bu?

"Defol git burdan"

"Hiç insan kendi sürünün liderine karşı gelir mi?" diye sordu.

Bu benimle dalga mı geçiyor?

"Demek beni sen dönüştürdün ha?" dedim ve ayağa kalktım.

O da ayağa kalktı ve "Evet" dedi

Sinirlenmeye başlıyordum. Demek hayatımı mahveden kişi sensin.

Elimi yumruk yapıp sıktım. Sonra dayanamayıp Justin'in yüzüne yumruk attım.

"Seni lanet şey senin yüzünden ne hale geldim! Bana ne yaptın böyle! Seni öldüreceğim!" diye bağırdım.

Bir tane daha yumruk atacaktım ki elimi havada yakaladı ve beni bir ağaca doğru fırlattı.

Gözleri kırmızılaşmıştı. yanıma geldi ve bana "Sakın bir daha bana karşı gelme." dedi sert bir şekilde.

Bu kim oluyor da bana emir veriyor? Lanet olası.

"Ya sen kim oluyorsun da bana emir veriyorsun?! Pislik senin yüzünden ucebeye dönüştüm. Şimdi de gelip 'benim sürümdensin' diyorsun. Sana hizmet etmemi bekliyorsan daha çok beklersin anladın mı?!"

Justin arkasını döndü ve yürümeye başladı. "Hey kime diyorum!" diye bağırdım.

Justin bana doğru döndü ve "Sonra geri geleceğim o zamana kadar hazır ol seni götüreceğim" dedi

"Beni mi götüreceksin? Yok öyle bir dünya, beni hiçbir yere götüremezsin tamam mı!!" diye bağırdım.

Ama o beni umursamadı ve arkasını dönüp yürümeye devam etti. Pis ukala.

Şuan sinirden kuduruyordum. Evime doğru koştum. Eve gelince direkt odama çıktım. Bir şeyleri kırıp dökmek istiyordum ama onları ben toplayacağım için yapamıyordum. Mutfağa gidip kan torbalarından bir tane aldım. Artık kan torbalarıyla beslenmeye karar vermiştim. Böylece etrafta gizli gizli insanlardan beslenmek zorunda almayacağım. İlkini bitirince başka bir tane daha alıp içtim. Sinirim biraz da olsa geçmişti.