Sabah erken kalkıp yürüyüş yapmaya çıkmıştım. Bizim burada bir orman var ve ben orada yürüyüş yapmayı çok severim. Bu ormana fazla kimse uğramıyordu. Çok aptallar. Biraz burada yürüyüş yapsalar ne kadar harika olduğunu anlayacaklar. Hatta ben bir yer keşfettim. Her renkte farklı farklı çiçekler var. Oraya doğru gittim. Çiçeklerin üstüne doğru yattım. Gökyüzünü izlerken gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
Ah lanet olsun uyumuşum. Uyandığımda akşam olmuştu. Hemen ayağa kalkıp üstümü sirkeledim ve evime doğru yürümeye başladım. Sağ sağlim eve varmıştım. Uykum olmadığı için sabahlamayı planlıyorum. Odama çıkıp pijamalarımı giyip kendime yemek hazırladım ve Vampir Günlükleri'ni izlemeye başladım. Stefan benim favorim. Herkes nedense Damon'u tutuyor ama ben Forever Stefan'cıyım. Hem yemeğimi yiyip hem de Vampir Günlükleri'ni izliyordum. Of ya bitmişti. Bende başka kanalları gezmiştim. Sonra telefonumu elime alıp en yakın arkadaşım olan Lucas'ı aradım. Çalıyor, çalıyor ve çalıyor. Açan yok.
Canım sıkılmıştı. Üstüme hırkamı alıp dışarıya çıktım. Evet pijamalarımla dışarıya çıktım. İnsanların ne diyeceği umrumda değil.Biraz dolaşıp eve gittim ve telefonumu bulup hikaye okumaya başladım.
Sabah kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üstümü giyip dışarıya çıktım. Ah lanet olsun! şu havalı çocuklar bana doğru geliyorlardı. Hiç birini sevmiyorum. Hepsi çok bencil ve kötüler. Onlara arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Ama arkamdan bağırıyorlardı. ''Hey Lana!'' hiç onları umursamadım ve hızımı arttırdım.
''Hadi ama Lana bizi bekle!'' dedi birisi.
''Defolun gidin başımdan!'' diye onlara bağırdım.
''Şekerim gezintiye çıkalım.'' dedi yılışık Anna
Arkamı dönüp "Ne gezintisi?" diye sordum
"Ormanda yürüyüşe çıkacağız." dedi Luke bana doğru yaklaşıp.
"İstemiyorum gidin başımdan."
''Ne o tatlım bizden mi korkuyorsun? Aa yoksa sana bir şey mi yaparız?'' diye iğneleyici bir şekilde konuşuyordu Micheal.
Hepsi birden kahkaha atmaya başladılar. ''Hadi ama bu kadar korkak olma'' dedi Emily.
Bunların benim başımdan gitmesi için dediklerini yapsam iyi olacak. Hem bir yürüyüşten ne olabilir ki? Yani beni ormana götürüp boğazımı kesip,bağırsaklarımı çıkartıp böbreklerimi alacak değiller ya. ''Peki'' dedim. Hep beraber ormana doğru yürümeye başladık. Boş boş yürüyorduk ve çok sıkılmıştım.
''Ee neden buraya geldik?'' diye sordum.
"Kaynaşmak için ve beraber takılmak için canım." dedi Emily
''ben eve gideceğim''
Tyler "mızıkçılık yapma"
Birden önümüzden hızla bir şey geçti. Anna "neydi o?"
Micheal ''Bilmiyorum''
Önümüzde bir erkek belirdi. Ağzı kanlar içindeydi. Hepimiz çığlık attık ve koşmaya başladık. O şey arkamızdan çok hızlı geliyordu. Ona bakarken benim ayağım takıldı ve yere düştüm. Tyler ve Emily durup bana baktılar. Anna ve Micheal onlara bağrıp ''Bırakın onu hadi gidelim!'' dediler. İkisi de yüzüme üzgün bir şekilde baktılar. Sonra kafalarını sallayıp onlarla beraber uzaklaşmaya başladılar. Hey durun nereye gidiyorsunuz? Beni burada böyle bırakmazsınız.
Arkalarından bağırmaya başladım. ''Beni bekleyin lütfen!''
Ayağa kalktım. Tam bir adım atmışken o şey beni arkamdan tuttu ve kendine çekti. Çığlık attım. ''Lütfen bana bir şey yapma.'' diye yalvarmaya başladım. Şuan o kadar çok korkuyordum ki. Adam bana doğru yaklaştı ve boynumu ısırdı. Acıyla çığlık atıp debelenmeye başladım. Onu itmeye çalıştım ama çok güçlüydü. Biraz daha debelendikten sonra kendimden geçip bayıldım.
Burada ilk defa hikaye yazmaya başladım :D her türlü eleştiriye açığım. Lütfen yorum yapın ve vote'layın. çok kötüde yorum yapmayın :D hikayemi okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım beğenirsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Girl and Vampire Boy
VampireVampir olan bir kız, vampir ve kurtadamların düşmanlığına son vermek ister. Bunun için kendi sürüsüyle savaşmaya hazırdır. Tüm hakları Jiley'in aşkında saklıdır.