Restorana geldiğinizden beri tekrar kol saatine son kez bakıyorsun. İlk randevunuza geç kaldı.
Seni şimdiden hatırlıyor mu? Bu yüzden mi şu anda seni terk ediyor?
Garson yine masanıza yaklaşıyor ve 20 dakika önce size sunduğu su dışında bir şey beğenip beğenmediğinizi soruyor.
Şimdiden ayrılmalı mısın yoksa bu lüks restoranda kendin mi ödüllendireceksin? Minho'nun zaten gelmeyeceğinden eminsin.
Menüye baktığınızda yemek yemeye karar verdin. Zaten dokuzu geçti ve daha önce işinde de öğle yemeği yemedin. Bunun olacağını biliyordun. 'Neden beni hatırlayacağını düşünmedim?' Yine oyununu oynuyor. Bu buluşma için işinize girişme düşüncesi seni sinirlendiriyor. İşimi bitirmeliydim ve eğer bu randevuya gelirse onun yerine onu bekletmeliydim.
-----
"Selam. Y/n değil mi? " nefes nefese bir ses duydun. Hemen menüyü indirdin. Önünde, nefes nefese ve terliyor. Seungmin'in size gönderdiği resim yüzüne bir haksızlık etmedi. "Evet," dedin ve o oturdu.
"Ben Minho" diye sağ elini sallaman için getirip usulca gülümseyerek, "Geç kaldığım için özür dilerim," diye özür diledi. "Sorun değil," dedin, gözler hâlâ üzerinde. Ellerini bıraktı ve bu şekilde transtan çıktın.
"Ne yemek istersin?" diye sordun, terini mendille silerken. Sana masumca baktı, gözleri parıldadı, yüzünde bir gülümsemeyle. 'Gerçekten Minho mu? Ne zaman sevimli oldu?' Onu en son hatırladığında, her seferinde bu aptalca sırıtıyordu.
"Sipariş edeceğini sipariş edeceğim," dedi. "Tamam," yüzünde arsız bir gülümseme olan garsona bakıyordu. Kafası karışmış halde bakıyorsun, "İki biftek alalım lütfen. Teşekkürler-", ad etiketine bakarak, "Yeji". Yeji emirlerini aldı ve mutlu bir şekilde uzaklaştı.
"Üzgünüm Y/n. Sana mesaj atamam çünkü henüz numaran bende değil..." diye tekrar özür diledi. Ona numaranı vermen gerektiğini mi ima ediyor? "Evet, Seungmin de bana numaranı vermeyi unutmuş olmalı," ona bu gece ilk kez gülümsüyorsun.
Randevu dürüst olmak gerekirse çok iyi gitti. Daha önce onunla olan etkileşimlerinizi hatırladığınız gibi bunun bir felaket olmasını bekliyordunuz. Ona geri dönme planı pencereden fırladı ve bundan hoşlanmadın. Bir planınız olduğunda, ona sadık kalmak ve onu takip etmek isterdin.
"Seni tekrar görebilir miyim?" diye sordu elleri ceplerinde, yanakları domates kadar kırmızı. Soğuk yüzünden mi? Minho, çoktan geç ve çok soğuk olmasına rağmen sizi otobüs durağına götürmeyi teklif etti.
"Elbette", ona telefonunu verdin, "Bana numaranı verebilirsin."
Buna gülümsedi ve sen onun gerçekten sevimli olduğunu düşündün. "T-tabii ki," diye kekeledi. Numarasını yazıp hemen siz onun numarasını ararken telefonunuzu geri verir. "Bu benim numaram. Lütfen kaydet. "
Belki bunu ikinci randevuda yapabilirsin.
Otobüs durağından uzaklaşmadan önce otobüsünüzün gelip sizi götürmesini bekledi. O tam bir beyefendi olmuştu. Bu düşünceyle dudağını ısırdın. Sanki düşünce aklınızdan çıkacakmış gibi başını salladın. Hayır. Hayır. Hayır. Onun aynı Minho, çocukluk düşmanın olduğundan, hiç kimseye asla yetmeyeceğini söyleyenle oldukça eminsin. Bu sefer onun yanıldığını kanıtlamaya kararlısın.
Bu bölümü atıp kaçıyorum
İyi geceler..
"MM" ficine devam etmeli miyim?
Tarih: 5.05.21
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗧𝗵𝗲 𝗦𝗲𝘁 𝗨𝗽
FanfictionÇocukluk düşmanı olan Lee Minho ve Y/n, Minho'nun ve Y/n'nin en yakın arkadaşları Seungmin ve Hyunjin'i ikna etmesi sonucunda randevuya çıkma kararı alırlar.