13

237 15 4
                                    







Bundan korktu, gülümsemenin eskisinden farklı bir anlamı vardı. Bu andan korkuyordu. Sana kendini tanıtmaya cesaret edememesinin nedeni. İkinizi ayarlamak için Hyunjin'in yardımına ihtiyaç duymasının nedeni buydu. 

Gözyaşları görüşünüzü bulanıklaştırmaya başladığında gülümsemeniz soldu. "Demek beni hatırladın," dedin sessizce. 

Minho gözlerini senden alamaz. 

"Neden beni hiç tanımıyormuş gibi davrandın?" diye sordun, yutkunmaktan boğazın ağrıyordu, gözyaşlarını tutmaya çalışıyordun. 

Minho'nun içinden bir şey kopuyor, "Lütfen her şeyi benim suçummuş gibi gösterme. İntikam almak istediğin için bu buluşmaları ​​kabul ettiğini biliyorum, değil mi?" Minho onun hatası olduğunu biliyor ama bu sana her şeyi onun üzerine suçlama hakkını vermiyor. 

Başını salladın, gözlerinin içine bakarak, "En azından artık senden nefret ettiğimi biliyorsun." 

Nefret güçlü bir kelime ama hissettiklerin için doğru kelime değil. Şu anda çok fazla duygu hissediyorsun. Öfke. Hayal kırıklığı. İhanete uğrama. Üzüntü. 

"Bu uzun zaman önceydi," diye mantık yürüttü, sesi biraz daha yüksekti. Dişlerini sıkarken kaşları çatıldı. Sana patlamamak için elinden geleni yapıyordu.

Ona alay ettin, başını salladın, gözünden yaşlar döküldü, "Ama söylediklerin hâlâ burada," kalbini işaret ettin, "söylediklerin hâlâ burada," kafanı işaret ettin. 

Şu anda çok fazla duygu hissediyordun ama gözlerin Minho'nun yüzüne baktığında kalbinde tek bir şey kaldı, boşluk. 

"Haklısın," gözün elindeki anahtarlarda. "Uzun zaman önceydi. Neden intikam aradığımı bilmiyorum. Artık bir önemi yok" diyerek bu çocukça harekete teslim oldun. Arkanı dönüp arabanın kapısını tekrar açtın. 

Seni durdurdu, omzunu tutarak, "Y/n", adını seslendi. 

Ellerini yavaşça senden çekti, "Neden böyle bir şey istedin?" onu sorguladın. Soru seni her zaman rahatsız etti. Bilmek istediğin son gerçek. 

"Nasıl-" kafan karıştı. Hyunjin'e bunu bir sır olarak saklamaya söz verdirdi. 

"Hadi. Ben senin çocukluk düşmanınım. Sen de intikam peşinde değil misin? Dans seçmelerinde başarısız olduğun için mi?" dedin, alaycılık sesinden damlıyor. Farkındalık aklına gelirken gülmek istedin. Sana neden yaklaştığı şimdi anlaşıldı. 

"Benimle böyle oynamak zorunda değildin Minho," tekrar arabanın kapısını açıp uzaklaştın. Artık onun açıklamasına ihtiyacın yoktu. İkiniz de birbirinizle oynadınız. İkiniz de birbirinize yalan söylediniz. İkiniz de birbirinize zarar verdiniz. 

Daha iyi bilmeliydim. Etrafıma bir duvar örmek yıllarımı aldı. O duvarı yıkmak yıllarımı aldı. İntikam almamalıydım. Ben bunların hiçbiri değilim. Minho'nun yıllar önce söylediği şey değil, ikinci kez tanıştığı Y/N değil. 

Randevuyu kabul ettiğinizde, sadece değiştiğini görmesini istiyordun. Seni tanımıyormuş gibi davrandığında, intikam için iyi bir zaman olacağını düşündün. Yine de planladığın onca şeye rağmen düşmanına güvenmek onlardan biri değildi. Minho'nun sana hissettirdiklerinden nefret ettin. O zaman durmalıydın. Yine de evinin kapısını açıyorsun, Minho için kalbinin kapısını açtığın gibi.

--------





The End

Tarih: 10.06.21

𝗧𝗵𝗲 𝗦𝗲𝘁 𝗨𝗽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin