608 71 12
                                    

"Şah Mat!" hevesle bağırdığında güldüm. Ayağa kalktı ve neşe içinde hareket etti. Tekrar oturduğunda bana baktı. Dudaklarını büzüp sordu. "Bir daha oynayalım mı?" başımı salladım.

"İstiyorsan oynayalım." beyaz taşları kendi tarafına dizmeye başladı. Ben de onun gibi siyahları çektim. Atı ve kaleyi koyarken, biraz sessiz bir tonda konuştu.

"Her sorduğumda bunu söylüyorsun. Önemli olan senin istemen." omuz silktim. "Sen ne istiyorsan onu yapacağım." utandığından dolayı başını eğdiğinde ben de sırıttım. Piyonları da sıralamayı bitirdiğimde arkama yaslanıp onu bekledim.

İlk adımı kural gereği o yapıyordu. Şahının önündeki piyonu iki adım öne çıkarttığında ben de aynısını yaptım. Uzun süren sessizliğe sadece taşların yarattığı tıkırtılar eşlik ediyordu. Biraz sonra ilk konuşan yine o idi. "Jay'e neden beni anlattın?"

Sorusuyla afallamıştım. Ne diye bilirdim ki? Yani, insanlar sevdiği kişiyi yakınlarına anlatırdı. Bu genel bir durumdu, spesifik değildi. "Sordu, ben de anlattım." dediğimde başını sallamakla yetindi.

Filini öne getirdiğinde bir sonraki hamle için düşünmeye başladım. Aslında çok da meraklı değildim kazanmaya. Az öncekiler gibi yine kaybetmekti amacım. Fakat yine de çaktırmayı tercih etmiyordum.

Atımı oynattığımda, fazla düşünmeden devam etti kendisi. Zekiydi ve benim hareketlerimi de önceden görüyordu. Tahmin edilebilir bir şekilde oynuyordum.

"Biliyordun değil mi?" kaşlarımı çattım. Neyi bildiğimi sormaya yeltendiğimde o benden önce davranmış ve cevaplamıştı. "Ameliyatımın riskli olduğunu."

Üst üste yediğim şoklar nedeniyle gözlerimi dahi kırpamadım. Gergince nefesler alırken, sadece bana baktı. Uzun uzun inceledi yüzümü. Yalan söyleyeceğimi anlamıştı haliyle. Gülen suretiyle kafasını yana eğdi. "Sorun değil. Ben söyleyemezdim sana. Hemşirenin yapması iyi olmuş."

Dudaklarımı ıslattım. Bir yandan hala satrancı devam ettiriyor oluşu da hayran bırakmamış değildi. Vezirini bir adım sola kaydırdı. Kendincen emin bir şekilde konuşmaya hazırlanıyor gibiydi. Ses etmedim. Sanki, susup onu dinlemeliymiş gibi hissediyordum.

"Endişeleniyor musun bilmiyorum ama, o ameliyattan çıkacağım Sunghoon. Söz veriyorum." sırıttım. Ortamı biraz yumuşatmak adına sırıtıp ona hak verdiğimi belirttim. "Çıkmak zorundasın. Cevabımı o zaman söyleyeceğim." dediğim de o da kahkaha atmıştı.

Kafasını biraz da olsa dağıttığım için sevinirken, o kalesini ileri götürmüştü. Ben de kendi hamlemi yapıp ellerimi arkama dayadım. Geriye doğru yaslanırken Hye Mi'nin saçlarına odaklandım. Her şeyin farkındaysa onların gideceğinin de farkında olmalıydı.

"İyi düşün." dedi biraz düşük bir ses tonuyla. Yani tabii ki gülüyordu ama neşesi yok gibiydi. "Saçsız beni de sevecek misin?" bunu düşünmesi bile sinirimi bozduğundan dişlerimi birbirine bastırdım. Derin bir nefes alıp biraz ciddi bir cevap verdim. "Seni her halinle severim ben Hye Mi. Lütfen saçma şeyleri aklına getirme."

Şimdi daha bir keyifsizdi oyun. Göz devirdim. Neden böyle demişti ki? Hem üzülmüş hem de kızmıştım.

"Okulumda beni saçsız sevebilecek bir çocuk var. Sen beni terk edersen ona gidebilirim." dedi alayla. Hızlıca reddettim. Kıskanmıştım tabii ki. Ve bunu da belli etmiştim. "Kim o ya? Hangi okula gidiyorsun sen?"

Kıkırdadı. Vezirini hareket ettirdiği vakit de eş zamanlı olarak normalden daha yüksek bir tonda bağırdı. "Şah Mat!"

Kazanıp kaybetmem umrumda değildi. Amacım o çocuğun kim olduğunu bulmaktı. Çatık kaşlarımla tabureyi sağa doğru çekerken Hye Mi'yi de yatağa oturttum.

"Kim o?" gözleri irileşti. Omzuma hafifçe vurdu. "Bu kadar sinirlenmeni beklemiyordum. Eskiden sadece arkadaşımdı. Şimdi beni hatırlamıyordur bile."

Öfkem bir anda yumuşarken kafamı oynattım. Öyleyse sıkıntı yoktu. Aradan saniyeler geçtiğinde tekrar konuştu. "Ben yendim. Kazandım, yine."

Bu sözünden sonra utanmasına sebep olacak bir şekilde karşılık verdim. "Ben oyunda değil aşkta kazanmayı bekliyorum güzelim."

Yastığı alıp yüzüme fırlattığında kolumla bana çarpmasını engelledim. Odadan gitmek için ayağa kalktığında ben de tebessüm ettim. Biraz sinirli biraz da utangaç bir tavırla veda edip yanımdan ayrıldı.

__

__

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
bolide ❥ park sunghoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin