14.bölüm

136 57 67
                                    

Sellamm!

Çok tatlı gifler buldum, çok mutluyummm 😆

Şarkıyı açmayı ve oylamayı unutmayalım.

İyi okumalar...

"Benim gökyüzüm kapkaranlık, bu karanlıkta gökkuşağının yeri olmamalıydı..."

Ayakkabılarımızı çıkarıp içeriye geçtik. Girer girmez büyük bir koridor bizi karşıladı. Karşımdaki açık kapıdan mutfak görünüyordu, mutfak dışında görünürde üç oda daha vardı. Balkır kendi montunu asıp elini bana doğru uzatıp montumu istedi. Montumu çıkarıp Balkır'a verirken: "Evin 2+1 mi?" diye sordum.

Başını sallayıp montumu astı ve bana doğru döndü.

"Alkım burnun kıpkırmızı olmuş, üzerini değiştirmek ister misin?"

Evet üzerimdekiler biraz inceydi ve hâlâ üşüyordum ama Balkır'ın kıyafetlerini giyemezdim.

Başımı sallayarak:"Hayır, gerek yok." dedim. Başını sağa sola salladı.

"Gerek var, annemin kıyafetleri burada, benimle gel!" dedi ve çaprazımdaki odaya doğru yürüdü.

"Balkır, gerçekten gerek yok..." derken odaya girmişti bile, onu takip etmek dışında başka bir seçeneğim olmadığını anlayınca peşinden odaya gittim. Odada çift kişilik yatak ve büyük bir gardırop yer alıyordu. Balkır dolabı açmış kıyafetlere bakınıyordu. Yüzü ciddi bir işle uğraşıyormuş gibiydi. En sonunda istediğini elde etmiş gibi dudakları yukarıya kıvrıldı ve dolaptan siyah bir eşofman altı çıkardı. Yüzünün tüm güzelliğiyle bana baktı ve eşofman altını yatağa koydu, bir dakika işareti yapıp içeriye gitti. İçeriden uzun kol siyah bir kapüşonlu getirdi. Tahminime göre bu Balkır'a aitti.

Gülümsemem sesime yansıyarak:"Bakıyorum da kıyafet seçme işine baya kendini kaptırdın!" dedim.

Elindeki üstü bana doğru uzatırken gülümseyerek:"Sen üzerini değiştir, ben de içeriyi toplayayım." dedi.

Başımı salladım ve uzattığı kapüşonluyu aldım. Gülümseyerek kapıyı kapattığında odada tek başıma kaldım... Katlanmış kapüşonluyu açtığımda Balkır'ın kokusu nefesime karıştı. Neredeyse elbiselerim kadar boyu vardı.

Eşofman altını elime aldığımda annesin olduğu aklıma geldi, sıkıntı değildi kıyafet takıntım hiçbir zaman olmamıştı. Eşofman altı ile kapüşonluyu giydiğimde vücudum şimdiden ısınmaya başlamıştı. Karşımdaki aynayı fark ettiğimde şok içinde kendime baktım, harap bir haldeydim. Sabah sürdüğüm rimel gözyaşım ile yılan şeklini alır gibi akmış, düz saçlarım kıvırcığa dönmüş ve karmakarışık bir haldeydi. Siyah dışındaki tek renk açık ten rengimdi. Son bir kez aynaya baktım ve içimden tekrardan ne kadar harap olduğumu geçirdim. Ne karışmış saçlarım ne de akan rimelim umurumda değildi. Odadan çıkıp Balkır'a seslendim.

"Toparlayabildin mi?"

O sırada mutfaktan kafasını uzattı ve eliyle gelmemi işaret etti. Mutfağa girdiğimde Balkır su ısıtıcısını ve sütü çıkartıp tezgaha koymuş beni bekliyordu. Mutfağı bordo dolaplar, dümdüz siyah mermer bir tezgah, gri bir halı ve dört kişilik bir masa ile döşenmişti. Gözlerimi tekrardan Balkır'a çevirdim ve su ısıtıcısına baktım, birazdan mahvolacak su ısıtıcısına...

Kristal HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin