22.bölüm

85 21 5
                                    

Ellerim ağzıma vardığında mutluluktan delirmek üzereydim. Balkır'ın beni istemesi içimi deli dolu ediyor. Ayaklarım yere basmıyordu sanki. Beni istiyor ya, beni...

"Emin misin?" dedim heyecanlı sesimle.

Gülümser bir ifade ile dudağını ısırarak başını salladı.

"Dedim ya kristal parçalarımız birbirine karışıyor diye, benim bir çok parçam sende Alkım, benim kelimelerimi en rahat anlayabilecek insan sensin. "

Dünyada hiçbir şey bir insanın ayaklarını yerden bu kadar kesemezdi, hiçbir şey insanın kalbine kelebek kanatlarından bu tozları dökemezdi. Sevgi insanı iyileştirir, evet bazen üzer ama onun üzmesi bin kişinin sevindirmesinden daha iyidir...

Mutluluktan dolmuş gözlerim her şeyi anlatıyordu.

"Gözlerin bana her şeyi anlatıyor, kelebeklerini, duygularını..."

Kollarını iki yana doğru açtı ve kafasıyla sarılmamı işaret etti. Hiç tereddüt etmedim, belki parçalarımız birbirimizi kesebilirdi ama önemli değildi birlikteysek atlatabilirdik, birlikteysek yıldızları gökyüzünde parlak ve hür tutabilirdik. Ve yine birlikteysek Alkım ve Balkır her seferinde yerinde olabilirdi.

Bazen acılarımız defalarca kendini hatırlatabilirdi, ben buradayım hâlâ geçmedim diyebilir ama şunu asla unutmayın şu hayatta geçmeyecek acı dinmeyecek sızı yoktur. Her şey bir şekilde geçip gider. Bazen sizi yerle bir edip geçer bazen de sessizce geçer ama geçer. İzi kalsa bile geçer...

Kendinizi başkalarından önce kendi içinizde sevin ve kendiniz kadar sevdiğiniz bir insanın sizi kendinize daha çok sevdirmesine izin verin, sizi kendinizden nefret ettirmesine değil. Bu dünyada tüm yaraları geçirecek şey sevgidir çünkü, bir başka sevginin acısını yine bir sevgi geçirir. Her şey bizim elimizde, kendi zamanınızı kendimiz yaratabilir, o zamanın gelmesini beklemeyelim...

Sevdiğim adamın kollarında onun kokusunu içime çekiyorum, o ise benim kıvırcık saçlarımla oynuyor.

"Balkır, bizim kristal kürelerimiz renkli dimi, rengarenk?"

Kafamı geri çekip yüzüne baktım.
Başını salladı elini belimden çekti ama hâlâ aynı konumdayız. Biraz geri çekildim anlatabilmesi için.

"Renksiz rengimiz bile var: Siyah. Ben siyahtım sen rengarenktin, yavaş yavaş siyahları siliyorsun ama hep kalacaklar. İnsanlar siyahı bir renk olarak görmüyorlar ama o bizim için en değerlisi."

Gülümseyerek bıraktığım boşluğu doldurdum.

"Alkım ile Balkır'ın paramparça rengarenk kristal dünyalarına hoş geldiniz."

Başımı olması gerektiği yere kalbinin oraya koyarak sözlerime devam ettim.

"Bir o kadar da paramparça olmayan..."

Balkır geriye doğru biraz çekildi.

"Hep haksızlık yapıyorsun."

Anlamayarak kaşlarımı çattım.

"Ne yapıyorum?"

Gülümseyerek biraz daha geri çekildi.

"Beni o dalgalı saçlarınla ve güzel sözcüklerinle kandırıp kalbimin sesini dinliyorsun."

Evet, bunu hep yapıyordum. Sesini duyamadığım sevgilimin, kalbinin sesini duyabilmek benim en büyük mutluluğumdu.

Yüzüm yüksek ihtimalle kızarmıştı, çünkü birazcık utanmıştım. Gözlerim gözlerinden ayrılıp başka yerlere dalmıştı.
Balkır çenemden tutup gözlerimi gözleriyle buluşturdu ve elleri çenemden ayrıldı.

Kristal HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin