『21』

170 12 3
                                    

KARALTAN
                      *Geçmişte*

Küçük Papyrus gördüğü kabus ile hafif yerinden sıçramıştı. Yerinde hafif doğruldu ve yanındaki sönmüş lambaya baktı. Etraf fazlasıyla karanlıktı ve karanlıktan çok korkuyordu. Lambaya uzandı ve düğmesine bastı fakat lamba yanmamıştı.

Küçük bir telaş içerisine girmişti ufaklık. Normalde bu lamba o korktuğu için sürekli açık olurdu. İlerideki aralı kapıya baktı. Derin bir nefes aldı ve yataktan inerek hızlı adımlarla odadan çıktı. Koridorda 2-3 adım yürüdükten sonra kapının önüne geldi ve kapıyı tıklattı.

"Sans..?"

İçeriden ses gelmeyince kapı kulpuna uzanmaya çalıştı ama boyu bunun için fazla kısaydı. Korktuğu için hafif gözleri dolmuştu. Kapıya biraz daha sert tıkladı.

"Sans!"

Birkaç hızlı ayak sesinden sonra kapı aralanmıştı. Karşısında gözlerini ovuşturan sans belirmişti.

"Papyrus?"

Yavaşça kardeşinin boyuna yetişmek için eğildi sans.

"İyi misin ?"

Kardeşi hızla sans'ın boynuna sarılmıştı. Sans ise ilk başta hafif şaşırsa da yavaşça sarıldı papyrus'a. Papyrus küçük bir burun çekişinin ardından konuşmaya başladı.

"Kabus gördüm. Uyandım ama lamba yanmıyordu. Çok korktum" kardeşi kafasını daha fazla sans'ın omzuna gömerken sans yavaşça kucağına aldı ufaklığı.

"Ben buradayım korkma tamam mı, Bu gece seninle uyumamı ister misin?"

Papyrus hafifçe kafasını salladı. Sans yavaşça odaya yürümeye başladı ve papyrus'u yatağa oturttu. Ardından lambaya ilerledi.

"Bakalım sorun neymiş"

Sans lamba ile uğraşırken papyrus sessizce abisini izliyordu. Birkaç dakikanın ardından lamba tekrar aydınlandı.

"İşte oldu." Yavaşça papyrus'un yanına oturdu sans. Büyüyle yavaşça papyrus'u yatağa yatırdı ve yanına uzandı. Papyrus'un üzerini örttü.

"Sans bana hikaye anlatır mısın?"

"Tamam. Küçük tavşan hikayesini mi anlatayım?"

"Hayıır. Ben artık bebek değilim başka hikaye anlatsan olmaz mı?"

Hafif sırıttı sans.

"Pekala o zaman sana yer altının en büyük sırrını anlatabilirim sanırım ama yeterince büyük Müsün?" Papyrus kocaman gözlerini açtı.

"En büyük sırrı mıı?"

"Eveet" papyrus birden doğruldu.

"Lütfen anlat sans ben büyüdüm bak. Söz veriyorum kimseye söylemem"
Ayağa kalkmış küçük kardeşine kıkırdadı sans ve oturmasını işaret etti.

"Peki o zaman.
Bir zamanlar insanlar ve canavarlar uyum içinde yaşarmış. Ta ki büyük bir savaş çıkagelene kadar. İnsanlar aniden canavarlara saldırmış ve galip gelmişler onları yer altına büyülü bir mağaraya hapis etmişler."

Papyrus bu kısmı bilse de sessizce dinlemeye devam etmişti. Hikayenin nereye gideceğini çok merak ediyordu. Devam etti sans.

"Canavarlar umutsuzluğa kapılmışlar. Buradan çıkmanın hiçbir yolu yok diye düşünmüşler. Fakat içlerinden biri buradan çıkmaya niyetliymiş. Canavarları kurtarıp hak ettikleri dünyayı almak istiyormuş."

"Bu kişi kraliyet bilim adamıymış. Çok zekiymiş ayrıca fazlasıyla güçlüymüş, gücü bütün canavarlardan daha fazlaymış."

Papyrus şaşırmıştı

"Kraldan bile mii?" Şaşkın kardeşine baktı sans ve gülümseyerek cevap verdi.

"Kraldan bilee"

"Bu canavar yer altına tekrar bir umut vermiş. Yeryüzüne tekrar çıkacaklarının umudunu. Bir icat ile büyülü bariyeri kaldıracakmış ve canavarlar tekrar özgür olacakmış."

"Dedim ya fazla güçlüymüş bu canavar güçlerinin sınırını hep merak edermiş. Bu deneylerin yanında başka bir deney daha yapmaya başlamış. Kendi gücüyle başka bir canavar yapabilir mi diye merak etmiş."

"Yapmış da. Gücünün bir kısmıyla bir bedene hayat vermiş. Onu çok sevmiş hiçbir zaman bir deney olarak bakmamış ona, onun için kendi oğlu gibiymiş o. Küçük canavar onu çok seviyormuş ona deneylerinde yardım etmeye çalışıyormuş. Hatta küçük canavara sadece kendi bildiği dili bile öğretmiş"

"Aylar geçmiş, yıllar geçmiş. Yer yüzüne çıkma deneyinde bir sıkıntı çıkmış ve düzeltememiş onu dahi canavar. O deneye artık bakmak bile istemiyormuş. Yardımcıları bu deneyin başarısız olacağını söyleyip duruyormuş ona. Halka umut vermenin yararı yok diyorlarmış."

"O da kafasını farklı bir yere vermiş ve bir deney daha yapmış, bir küçük canavar daha. Diğer canavar çocuğun minik bir kardeşi olmuş bu da. Üçünün gücü birbiri arasında dolaşan bir bağ gibiymiş."

Papyrus'u sevdi hafifçe sans. Papyrus ise gülümsedi.

"Deney için umut yok diyenleri son bir kez daha ikna etmiş bilim adamı. Bu da işe yaramazsa bırakacakmış. Fakat tahmin edilmeyen bir şey olmuş. Dahi canavar kaybolmuş."

"Küçük canavar onu çok aramış ama bulamamış. Kimseyi bulamamış. Sanki hiç yoklar , sanki var olmamışlar gibi yok olmuşlar. Kimse ne o canavardan ne de yardımcılarından haber alabilmiş. Herkes tarafından unutulmuşlar. Küçük çocuklar da tek başına kalmış "

"Ne olmuş onlara?" Dedi küçük papyrus. Sans derin bir nefes verdi.

"Bilmiyorum.. y-yani hikayeyi sadece buraya kadar duydum."

"Peki ismi neymiş?" Gülümsedi sans ve yavaşça yatırdı papyrus'u.

"Başka soru yok şimdi uyku vakti" papyrus'un bakışları üzerine hafif göz devirdi sans.

"Tamam son bir soru olabilir."
Papyrus zafer kazanmış gibi sevindi ve gülümsedi.

"Sence o kişi geri gelip herkesi kurtarır mı?"

Hafif duraksadı sans. Bu soruyu kendine kaç defa sormuştu? Geri gelecek mi, bizi bıraktı mı? Derin bir nefes verdi sans.

"Kim bilir belki küçük canavarlar için geri döner." Yavaşça papyrus'un üzerini örttü ve yanına uzandı.

"İyi geceler sans"

"İyi geceler papyrus"

~•~

✋✡✋ ☝☜👍☜☹☜☼

~•~
bu da böyle bir hikaye oldu umarım beğenirsiniz

UNDERVERSE | ONE-SHOTSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin