ʙᴏʟᴜᴍ 1 : ʜᴇɴᴜᴢ ʜᴇʀꜱᴇʏ ᴀʏɴɪʏᴅɪ

73 14 89
                                    

Nemli çimler gömleğimin içinden beni gıdıklarken aldırış etmedim. Beni kaşındıran çimlere aldırış etmedim. Beynime hücum eden düşüncelere aldırış etmedim. Sadece birşeylerden zevk almak istiyordum. Hava kasvetliydi yağmur yüzünü kapının kenarından çıkartmış, fakat vücudunu saklıyordu. Birazdan tüm endamıyla yüzümü ve vücudumu ıslatacağına dair mesajlar yolladığını alnımın ortasına yediğim damlayla anlamıştım. Varlığını bile unuttuğum kişinin kulaklarımı kullanmama yardımcı olmasından önce.

"Hava bozmaya başladı. Dönelim mi?"

Onayladığımı belli eden bir şekilde başımı salladım ve doğrulmaya çalıştım. Bana uzattığı elini tuttum. Ama hala bana veremediği kalbini hissedebiliyordum. Elimi bırakmadı elini bırakmadım öylece eve gidene kadar kalbimden tutamayan adamın elini tutmuştum.

Uyandığımda saat 8:17 idi. Buda demek oluyordu ki hazırlanmak için 13, derse yetişmek için 43 dakikam vardı. Üstüme mavi bir kot, beyaz bir gömlek, üstüne de deri ceketimi giydim mi işte hazırdım. Saçımı tarayıp açık bırakmış sadece maskarayla yetinip kitaplarımı alıp evden çıkmıştım. Otobüs'te boş yer bulup oturmuş kulaklık takıp kitap okumaya başlamıştım. Telefonumun çalmasıyla kitabı kapatıp sesimi ayarladım. Yağız arıyordu...

"Alo."

"Alo. Sara nasılsın canım?"

"İyiyim derse gidiyorum. Sen nasılsın?"

"İyiyim şey diyecektim. Akşam buluşalım mı? Bişeyler yaparız ne bileyim zaman geçiririz ha?"

Evet o benim sevdiğim adamdı. Ama ben onun sevdiği kadın olamamıştım ne yaparsam yapayım olamamıştım. Bende onun sevdiği kadın olmayı değil, benim sevdiğim adam olmasına razı olmuştum...

"Yapmam gereken bir projem var bitanem başka zaman yapsak?"

"E tamam o zaman canım sonra yaparız."

"Tamam."

"İyi dersler güzelim."

"Teşekkür ederim. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Derin bir nefes alıp verdikten sonra telefonu çantama atıp başımı cama yasladım. Akşam projem falan yoktu. Sadece istememiştim, içimden gelmemişti.

Dersten çıktıktan sonra tuvalete gidip ihtiyacımı görmüş tekrar sınafa doğru yönelmiştim ki birinin kolumdan çekmesiyle nereye gittiğini bilmeyen yaprak gibi savrulmuştum. Karşımdaki kişinin Tuana olduğunu görünce derin bir nefes alıp kollarımı göğsümde bağdaş yapıp sırıtan yüzüne öfkeyle baktım.

"Ne yapıyorsun kızım?" Gözlerini devirip koluma girerek beni sınıfa sürüklemeye başladı.

"Ne yaptım kızım sanki ya aylak aylak ortada gezen sensin." Göz devirerek önüme bakmaya devam ettim.

"E hazır mısın?"

"Neye hazır mıyım?"
"Bu gece sendeyim, annemle tartıştık eve gitmek istemiyorum. Hem uzun süredir vakit geçirmiyorduk ha ne dersin?" E kolumu acıtmıştı bunun bi bedeli olmalıydı.

"Olmaz müsait değilim."

"NE! Ne o Yağız mı geliyor?"

"Hayır şaka yapıyorum sadece hem seni çok özledim puşto." Boynuma atlamıştı bende ona sımsıkı sarılmıştım. O benim en değerli varlığımdı . Beni seven ve bana olan sevgisini sürdürebilecek tek insandı belki de...

Dersler bitmiş eve dönmüştüm Tuana da eşyalarını almak için ablasıyla buluşup gelecekti. Anahtarımı çıkardım ve daireme doğru ilerledim. Kapının önünde saksıda çiçek vardı. Gülümsedim bir de not vardı: Umarım bu geceyi telafi edersiniz hanımefendi :) . Sırıtıyordum evet o beni sevmiyordu aynı zamanda ona olan sevgimi kaybetmemek için elinden geleni yapıyordu. Dedim ya ben ona böyle de razıydım. Saksıyı yatağımın yanına koyduktan sonra suladım. İnsanlar böyle değilmiydi zaten ; saksıdaki çiçeği sular ama yerdekini ezer geçerdi. Tuana gelmiş, film izlemiş bolca ağlamış çeşitli savaşlar yapmış yorulmuştuk şimdi ise nefes nefese yatakta uzanmış sırıtıyorduk. Ve bay ve bayan cinsiyeti belli olmayan uyku beni kucaklayıp huzursuz bir rüyanın içine atmıştı.

Evet sanırım artık tanışmamızın vakti gelmişti. Ben Sara, sıradan bir tıp fakültesi öğrencisiyim. İkinci sınıfım. Aşık olduğum bir adam, canımdan çok sevdiğim bir dostum var. Ailemi hatırlamıyorum liseye kadar babaannemle yaşamış Üniversite'ye başladıktan sonra onu bir şekilde ikna edip kendime evim dediğim bu daireyi tutmuştum. Hadi bu aşık ve sevgisiz kadına sevgiyi tattıralım. Bakalım o sevgiye nasıl bir tepki verecek...

Uyandığımda karnımın üstünde bir çift ayak görünce kahkaha atmazsam hatrı kalırdı. Sağıma döndüğümde canımın içini gördüm ne kadar düzgün yatmıyor olsada o kadar güzeldi ki benim aksime huzurlu bir uyku çekiyor gibiydi. Evet gıcıklık yapmaya tamamen hazırdım. Elimi burnuna koyup sıktım evet nefes alamayınca uyanacak ve beni sıkıntı denilen puşto'dan kurtaracaktı. Ve evet teprenmeye başlamış ve sonunda gözlerini açmıştı. Sırıtarak "Günaydın uyuyan güzel." dedim

"Ben şimdi sana günaydırıcam." diyip üstüme atlamıştı. Ah beni dövüyordu. Alçak puşt! Tam gıdıklama pozisyonu almıştı ki telefonum çalınca azından "ah be" diye bir ses çıktı. Ona sırıtarak dil çıkardıktan sonra telefonumu elime aldım. Yağız arıyordu." Aç aç bekletme kahramanını." Başına yastık atıp telefonu cevapladım.

"Alo. Günaydın"

"Günaydın bitanem. Yoldayım ve sana geliyorum hazırlan kahvaltıya gidiyoruz. Ve kesinlikle itiraz kabul etmiyorum."

"Tamam tamam hazırlanıyorum ben o zaman."

"Tamam güzelim."

Telefonu kapatıp kafamı yastığa gömdüm. Tuana'nın kolu yardımıyla kalkınca meraklı bakışlarla bana baktığını gördüm.

"E ne dedi kızım çatlatmasana adamı"

"Yoldaymış, buraya geliyor. Kahvaltıya gidicez. Hazırlanmamı söyledi."

"E ne duruyorsun hadi kalk hazırlan."

"İyi be." deyip kalktım. Duş alıp giyindikten sonra Yağız'dan gelen mesajı gördüm. Geldiğini söylüyordu. Çantamı alıp "Hadi ben kaçtım." diyerek çıktım evden.

Yoldaydık ve ikimizde konuşmuyorduk. Yağız ilişkimiz boyunca bana hep mahcup gibi davranıyordu. Çünkü oda biliyordu bana aşık olmadığını. Hem kalbin bir başkasına aitken kalbinin sana ait olduğunu bildiğin birine kalbini vermeye çalışmak pekte kolay olmasa gerek.

Kahvaltımızı yapmış sohbet etmiş eve dönüyorduk. Herşey o kadar sıradan ve normaldi ki. Biz sadece rolünü oynaması gereken iki figüran gibi sürekli rol yapıp duruyorduk. Acaba bu kurgu ne zaman final olacaktı...

Herşey aynıydı evet ama içimde bir yerde sona geldiğimi haykıran bir orkestra vardı. Ama bilmiyorlardı ki muhattap olmaları gereken kişi ben değil kalbimdi. Yine de bir şeyler değişecekti. Ya biz ayrı olacaktık, ya da herşey aynı.
 
BÖLÜMM SONU

İLK BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU AMA OLSUN . UMARIM BEĞENİRSİNİZ 🖤

ToskaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin